Sacred Texts  Bible  World Bible  Index  Previous  Next 

Turkish Bible: Psalms

1:1 Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez,
Günahkârların yolunda durmaz,
Alaycıların arasında oturmaz.

1:2 Ancak zevkini RABbin Yasasından alır
Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür.

1:3 Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer,
Meyvesini mevsiminde verir,
Yaprağı hiç solmaz.
Yaptığı her işi başarır.

1:4 Kötüler böyle değil,
Rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler.

1:5 Bu yüzden yargılanınca aklanamaz,
Doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar.

1:6 Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir,
Kötülerin yolu ise ölüme götürür.

2:1 Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa,
Neden boş düzenler kurar bu halklar?

2:2 Dünyanın kralları saf bağlıyor,
Hükümdarlar birleşiyor
RABbe ve meshettiği krala karşı.

2:3 ‹‹Koparalım onların kayışlarını›› diyorlar,
‹‹Atalım üzerimizden bağlarını.››

2:4 Göklerde oturan Rab gülüyor,
Onlarla eğleniyor.

2:5 Sonra öfkeyle uyarıyor onları,
Gazabıyla dehşete düşürüyor

2:6 Ve, ‹‹Ben kralımı
Kutsal dağım Siyona oturttum›› diyor.

2:7 RABbin bildirisini ilan edeceğim:
Bana, ‹‹Sen benim oğlumsun›› dedi,
‹‹Bugün ben sana baba oldum.

2:8 Dile benden, miras olarak sana ulusları,
Mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim.

2:9 Demir çomakla kıracaksın onları,
Çömlek gibi parçalayacaksın.›› ‹‹Güdeceksin››.

2:10 Ey krallar, akıllı olun!
Ey dünya önderleri, ders alın!

2:11 RABbe korkuyla hizmet edin,
Titreyerek sevinin.

2:12 Oğulu öpün ki öfkelenmesin,
Yoksa izlediğiniz yolda mahvolursunuz.
Çünkü öfkesi bir anda alevleniverir.
Ne mutlu O'na sığınanlara!

3:1 Ya RAB, düşmanlarım ne kadar çoğaldı,
Hele bana karşı ayaklananlar!

3:2 Birçoğu benim için:
‹‹Tanrı katında ona kurtuluş yok!›› diyor. --iSela sanılıyor.

3:3 Ama sen, ya RAB, çevremde kalkansın,
Onurum, başımı yukarı kaldıran sensin.

3:4 RABbe seslenirim,
Yanıtlar beni kutsal dağından. --iSela

3:5 Yatar uyurum,
Uyanır kalkarım, RAB destektir bana.

3:6 Korkum yok
Çevremi saran binlerce düşmandan.

3:7 Ya RAB, kalk, ey Tanrım, kurtar beni!
Vur bütün düşmanlarımın çenesine,
Kır kötülerin dişlerini.

3:8 Kurtuluş RAB'dedir,
Halkının üzerinde olsun bereketin! --iSela

4:1 Sana seslenince yanıtla beni,
Ey adil Tanrım!
Ferahlat beni sıkıntıya düştüğümde,
Lütfet bana, kulak ver duama.

4:2 Ey insanlar, ne zamana dek
Onurumu utanca çevireceksiniz?
Ne zamana dek boş şeylere gönül verecek,
Yalan peşinde koşacaksınız? --iSela

4:3 Bilin ki, RAB sadık kulunu kendine ayırmıştır,
Ne zaman seslensem, duyar beni.

4:4 Öfkelenebilirsiniz, ama günah işlemeyin;
İyi düşünün yatağınızda, susun. --iSela

4:5 Doğruluk kurbanları sunun RABbe,
Ona güvenin.

4:6 ‹‹Kim bize iyilik yapacak?›› diyen çok.
Ya RAB, yüzünün ışığıyla bizi aydınlat!

4:7 Öyle bir sevinç verdin ki bana,
Onların bol tahıl ve yeni şaraptan aldığı sevinçten fazla.

4:8 Esenlik içinde yatar uyurum,
Çünkü yalnız sen, ya RAB,
Güvenlik içinde tutarsın beni.

5:1 Sözlerime kulak ver, ya RAB,
İniltilerimi işit.

5:2 Feryadımı dinle, ey Kralım ve Tanrım!
Duam sanadır.

5:3 Sabah sesimi duyarsın, ya RAB,
Her sabah sana duamı sunar, umutla beklerim.

5:4 Çünkü sen kötülükten hoşlanan Tanrı değilsin,
Kötülük senin yanında barınmaz.

5:5 Böbürlenenler önünde duramaz,
Bütün suç işleyenlerden nefret duyar,

5:6 Yalan söyleyenleri yok edersin;
Ya RAB, sen eli kanlılardan,
Aldatıcılardan tiksinirsin.

5:7 Bense bol sevgin sayesinde
Kutsal tapınağına gireceğim;
Oraya doğru saygıyla eğileceğim.

5:8 Yol göster bana doğruluğunla, ya RAB,
Düşmanlarıma karşı!
Yolunu önümde düzle.

5:9 Çünkü onların sözüne güvenilmez,
Yürekleri yıkım dolu.
Ağızları açık birer mezardır,
Yaltaklanır dururlar.

5:10 Ey Tanrı, onları suçlu çıkar!
Kurdukları düzen yıkımlarına yol açsın.
Kov onları sayısız isyanları yüzünden.
Çünkü sana karşı ayaklandılar.

5:11 Sevinsin sana sığınan herkes,
Sevinç çığlıkları atsın sürekli,
Kanat ger üzerlerine;
Sevinçle coşsun adını sevenler sende.

5:12 Çünkü sen doğru kişiyi kutsarsın, ya RAB,
Çevresini kalkan gibi lütfunla sararsın.

6:1 Ya RAB, öfkeyle azarlama beni,
Gazapla yola getirme. kesin olarak bilinmiyor.

6:2 Lütfet bana, ya RAB, bitkinim;
Şifa ver bana, ya RAB, kemiklerim sızlıyor,

6:3 Çok acı çekiyorum.
Ah, ya RAB!
Ne zamana dek sürecek bu?

6:4 Gel, ya RAB, kurtar beni,
Yardım et sevginden dolayı.

6:5 Çünkü ölüler arasında kimse seni anmaz,
Kim şükür sunar sana ölüler diyarından?

6:6 İnleye inleye bittim,
Döşeğim su içinde bütün gece ağlamaktan,
Yatağım sırılsıklam gözyaşlarımdan.

6:7 Kederden gözlerimin feri sönüyor,
Zayıflıyor gözlerim düşmanlarım yüzünden.

6:8 Ey kötülük yapanlar,
Uzak durun benden,
Çünkü RAB ağlayışımı işitti.

6:9 Yalvarışımı duydu,
Duamı kabul etti.

6:10 Bütün düşmanlarım utanacak,
Hepsini dehşet saracak,
Ansızın geri dönecekler utanç içinde.

7:1 Sana sığınıyorum, ya RAB Tanrım!
Peşime düşenlerden kurtar beni,
Özgür kıl.

7:2 Yoksa aslan gibi parçalayacaklar beni,
Kurtaracak biri yok diye,
Lime lime edecekler etimi.

7:3 Ya RAB Tanrım, eğer şunu yaptıysam:
Birine haksızlık ettiysem,

7:4 Dostuma ihanet ettiysem,
Düşmanımı nedensiz soyduysam,

7:5 Ardıma düşsün düşman,
Yakalasın beni,
Canımı yerde çiğnesin,
Ayak altına alsın onurumu. --iSela

7:6 Öfkeyle kalk, ya RAB!
Düşmanlarımın gazabına karşı çık!
Benim için uyan!
Buyur, adalet olsun.

7:7 Uluslar topluluğu çevreni sarsın,
Onları yüce katından yönet.

7:8 RAB halkları yargılar;
Beni de yargıla, ya RAB,
Doğruluğuma, dürüstlüğüme göre.

7:9 Ey adil Tanrım!
Kötülerin kötülüğü son bulsun,
Doğrular güvene kavuşsun,
Sen ki akılları, gönülleri sınarsın.

7:10 Tanrı kalkan gibi yanıbaşımda,
Temiz yüreklileri O kurtarır.

7:11 Tanrı adil bir yargıçtır,
Öyle bir Tanrı ki, her gün öfke saçar.

7:12 Kötüler yola gelmezse,
Tanrı kılıcını biler,
Yayını gerip hedefine kurar.

7:13 Hazır bekler ölümcül silahları,
Alevli okları.

7:14 İşte kötü insan kötülük sancıları çekiyor,
Fesada gebe kalmış,
Yalan doğuruyor.

7:15 Bir kuyu açıp kazıyor,
Kazdığı kuyuya kendisi düşüyor.

7:16 Kötülüğü kendi başına gelecek,
Zorbalığı kendi tepesine inecek.

7:17 Şükredeyim doğruluğu için RAB'be,
Yüce RAB'bin adını ilahilerle öveyim.

8:1 Ey Egemenimiz RAB,
Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!
Gökyüzünü görkeminle kapladın. okunan bir ilahi olabilir.

8:2 Çocukların, hatta emziktekilerin sesiyle
Set çektin hasımlarına,
Düşmanı, öç alanı yok etmek için.

8:3 Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri,
Oraya koyduğun ayı ve yıldızları,

8:4 Soruyorum kendi kendime:
‹‹İnsan ne ki, onu anasın,
Ya da insanoğlu ne ki, ona ilgi gösteresin?››

8:5 Nerdeyse bir tanrı yaptın onu,
Başına yücelik ve onur tacını koydun. (tanrılardan) pek aşağı yaratmadın›› (bkz. Yar.1:26-28; İbr.2:6-8).

8:6 Ellerinin yapıtları üzerine onu egemen kıldın,
Her şeyi ayaklarının altına serdin;

8:7 Davarları, sığırları,
Yabanıl hayvanları,

8:8 Gökteki kuşları, denizdeki balıkları,
Denizde kıpırdaşan bütün canlıları.

8:9 Ey Egemenimiz RAB,
Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!

9:1 Ya RAB, bütün yüreğimle sana şükredeceğim,
Yaptığın harikaların hepsini anlatacağım. yazılır.

9:2 Sende sevinç bulacak, coşacağım,
Adını ilahilerle öveceğim, ey Yüceler Yücesi!

9:3 Düşmanlarım geri çekilirken,
Sendeleyip ölüyorlar senin önünde.

9:4 Çünkü hakkımı, davamı sen savundun,
Adil yargıç olarak tahta oturdun.

9:5 Ulusları azarladın, kötüleri yok ettin,
Sonsuza dek adlarını sildin.

9:6 Yok olup gitti düşmanlar sonsuza dek,
Kökünden söktün kentlerini,
Anıları bile silinip gitti.

9:7 Oysa RAB sonsuza dek egemenlik sürer,
Yargı için kurmuştur tahtını;

9:8 O yönetir doğrulukla dünyayı,
O yargılar adaletle halkları.

9:9 RAB ezilenler için bir sığınak,
Sıkıntılı günlerde bir kaledir.

9:10 Seni tanıyanlar sana güvenir,
Çünkü sana yönelenleri hiç terk etmedin, ya RAB.

9:11 Siyonda oturan RABbi ilahilerle övün!
Yaptıklarını halklar arasında duyurun!

9:12 Çünkü dökülen kanın hesabını soran anımsar,
Ezilenlerin feryadını unutmaz.

9:13 Acı bana, ya RAB!
Ey beni ölümün eşiğinden kurtaran,
Benden nefret edenler yüzünden çektiğim sıkıntıya bak!

9:14 Öyle ki, övgüye değer işlerini anlatayım,
Siyon Kentinin kapılarında
Sağladığın kurtuluşla sevineyim.

9:15 Uluslar kendi kazdıkları kuyuya düştü,
Ayakları gizledikleri ağa takıldı.

9:16 Adil yargılarıyla RAB kendini gösterdi,
Kötüler kendi kurdukları tuzağa düştü. --iHigayon --isela terimi.

9:17 Kötüler ölüler diyarına gidecek,
Tanrıyı unutan bütün uluslar...

9:18 Ama yoksul büsbütün unutulmayacak,
Mazlumun umudu sonsuza dek kırılmayacak.

9:19 Kalk, ya RAB! İnsan galip çıkmasın,
Huzurunda yargılansın uluslar!

9:20 Onlara dehşet saç, ya RAB!
Sadece insan olduklarını bilsin uluslar. --iSela

10:1 Ya RAB, neden uzak duruyorsun,
Sıkıntılı günlerde kendini gizliyorsun?

10:2 Kötüler gururla mazlumları avlıyor,
Mazlumlar kötülerin kurduğu tuzağa düşüyor.

10:3 Kötü insan içindeki isteklerle övünür,
Açgözlü insan RABbe lanet okur, Onu hor görür.

10:4 Kendini beğenmiş kötü insan Tanrıya yönelmez,
Hep, ‹‹Tanrı yok!›› diye düşünür.

10:5 Kötülerin yolları her zaman başarıya götürür.
Öyle yücedir ki senin yargıların,
Kötüler anlayamaz, düşmanına burun kıvırır.

10:6 İçinden, ‹‹Ben sarsılmam›› der,
‹‹Hiçbir zaman sıkıntıya düşmem.››

10:7 Ağzı lanet, hile ve zulüm dolu,
Dilinin altında kötülük ve fesat saklı.

10:8 Köylerin çevresinde pusu kurar,
Masumu gizli yerlerde öldürür,
Çaresizi sinsice gözler.

10:9 Gizli yerlerde pusuya yatar
Çalılıktaki aslan gibi,
Kapmak için mazlumu bekler
Ve ağına düşürüp yakalar.

10:10 Kurbanları çaresiz çöker,
Saldıranın üstün gücü altında ezilir.

10:11 Kötü insan içinden, ‹‹Tanrı unuttu›› der,
‹‹Örttü yüzünü, asla göremez.››

10:12 Kalk, ya RAB, kaldır elini, ey Tanrı!
Mazlumları unutma!

10:13 Neden kötü insan seni hor görsün,
İçinden, ‹‹Tanrı hesap sormaz›› desin?

10:14 Oysa sen sıkıntı ve acı çekenleri görürsün,
Yardım etmek için onları izlersin;
Çaresizler sana dayanır,
Öksüzün yardımcısı sensin.

10:15 Kötünün, haksızın kolunu kır,
Sormadık hesap kalmasın yaptığı kötülükten.

10:16 RAB sonsuza dek kral kalacak,
Uluslar Onun ülkesinden temizlenecek.

10:17 Mazlumların dileğini duyarsın, ya RAB,
Yüreklendirirsin onları,
Kulağın hep üzerlerinde;

10:18 Öksüze, düşküne hakkını vermek için,
Bir daha dehşet saçmasın ölümlü insan.

11:1 Ben RABbe sığınırım,
Nasıl dersiniz bana,
‹‹Kuş gibi kaç dağlara.

11:2 Bak, kötüler yaylarını geriyor,
Temiz yürekli insanları
Karanlıkta vurmak için
Oklarını kirişine koyuyor.

11:3 Temeller yıkılırsa,
Ne yapabilir doğru insan?››

11:4 RAB kutsal tapınağındadır,
Onun tahtı göklerdedir,
Bütün insanları görür,
Herkesi sınar.

11:5 RAB doğru insanı sınar,
Kötüden, zorbalığı sevenden tiksinir.

11:6 Kötülerin üzerine kızgın korlar ve kükürt yağdıracak,
Paylarına düşen kâse kavurucu rüzgar olacak.

11:7 Çünkü RAB doğrudur, doğruları sever;
Dürüst insanlar O'nun yüzünü görecek. kesin olarak bilinmiyor.

12:1 Kurtar beni, ya RAB, sadık kulun kalmadı,
Güvenilir insanlar yok oldu.

12:2 Herkes birbirine yalan söylüyor,
Dalkavukluk, ikiyüzlülük ediyor.

12:3 Sustursun RAB dalkavukların ağzını,
Büyüklenen dilleri.

12:4 Onlar ki, ‹‹Dilimizle kazanırız,
Dudaklarımız emrimizde,
Kim bize efendilik edebilir?›› derler.

12:5 ‹‹Şimdi kalkacağım›› diyor RAB,
‹‹Çünkü mazlumlar eziliyor,
Yoksullar inliyor,
Özledikleri kurtuluşu vereceğim onlara.››

12:6 RABbin sözleri pak sözlerdir;
Toprak ocakta eritilmiş,
Yedi kez arıtılmış gümüşe benzer.

12:7 Sen onları koru, ya RAB,
Bu kötü kuşaktan hep uzak tut!

12:8 İnsanlar arasında alçaklık rağbet görünce,
Kötüler her yanda dolaşır oldu.

13:1 Ne zamana dek, ya RAB,
Sonsuza dek mi beni unutacaksın?
Ne zamana dek yüzünü benden gizleyeceksin?

13:2 Ne zamana dek içimde tasa,
Yüreğimde hep keder olacak?
Ne zamana dek düşmanım bana üstün çıkacak?

13:3 Gör halimi, ya RAB, yanıtla Tanrım,
Gözlerimi aç, ölüm uykusuna dalmayayım.

13:4 Düşmanlarım, ‹‹Onu yendik!›› demesin,
Sarsıldığımda hasımlarım sevinmesin.

13:5 Ben senin sevgine güveniyorum,
Yüreğim kurtarışınla coşsun.

13:6 Ezgiler söyleyeceğim sana, ya RAB,
Çünkü iyilik ettin bana.

14:1 Akılsız içinden, ‹‹Tanrı yok!›› der.
İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü,
İyilik eden yok.

14:2 RAB göklerden bakar oldu insanlara,
Akıllı, Tanrıyı arayan biri var mı diye.

14:3 Hepsi saptı,
Tümü yozlaştı,
İyilik eden yok,
Bir kişi bile!

14:4 Suç işleyenlerin hiçbiri görmüyor mu?
Halkımı ekmek yer gibi yiyor,
RABbe yakarmıyorlar.

14:5 Dehşete düşecekler yeryüzünde,
Çünkü Tanrı doğruların yanındadır.

14:6 Mazlumun tasarılarını boşa çıkarırdınız,
Ama RAB onun sığınağıdır.

14:7 Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse!
RAB halkını eski gönencine kavuşturunca,
Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.

15:1 Ya RAB, çadırına kim konuk olabilir?
Kutsal dağında kim oturabilir?

15:2 Kusursuz yaşam süren, adil davranan,
Yürekten gerçeği söyleyen.

15:3 İftira etmez,
Dostuna zarar vermez,
Komşusuna kara çalmaz böylesi.

15:4 Aşağılık insanları hor görür,
Ama RABden korkanlara saygı duyar.
Kendi zararına ant içse bile, dönmez andından.

15:5 Parasını faize vermez,
Suçsuza karşı rüşvet almaz.
Böyle yaşayan asla sarsılmayacak.

16:1 Koru beni, ey Tanrı,
Çünkü sana sığınıyorum.

16:2 RABbe dedim ki, ‹‹Efendim sensin.
Senden öte mutluluk yok benim için.››

16:3 Ülkedeki kutsallara gelince,
Soyludur onlar, biricik zevkim onlardır.

16:4 Başka ilahların ardınca koşanların derdi artacak.
Onların kan sunularını dökmeyeceğim,
Adlarını ağzıma almayacağım.

16:5 Benim payıma,
Benim kâseme düşen sensin, ya RAB;
Yaşamım senin ellerinde.

16:6 Payıma ne güzel yerler düştü,
Ne harika bir mirasım var!

16:7 Övgüler sunarım bana öğüt veren RABbe,
Geceleri bile vicdanım uyarır beni.

16:8 Gözümü RABden ayırmam,
Sağımda durduğu için sarsılmam.

16:9 Bu nedenle içim sevinç dolu, yüreğim coşuyor,
Bedenim güven içinde.

16:10 Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin,
Sadık kulunun çürümesine izin vermezsin. kulunun ölüm çukurunu görmesine izin vermezsin.››

16:11 Yaşam yolunu bana bildirirsin.
Bol sevinç vardır senin huzurunda,
Sağ elinden mutluluk eksilmez.

17:1 Haklı davamı dinle, ya RAB,
Feryadımı işit!
Hilesiz dudaklardan çıkan duama kulak ver!

17:2 Haklı çıkar beni,
Çünkü sen gerçeği görürsün.

17:3 Yüreğimi yokladın,
Gece denedin,
Sınadın beni,
Kötü bir şey bulmadın;
Kararlıyım, ağzımdan kötü söz çıkmaz,

17:4 Başkalarının yaptıklarına gelince,
Ben senin sözlerine uyarak
Şiddet yollarından kaçındım.

17:5 Sıkı adımlarla senin yollarını tuttum,
Kaymadı ayaklarım.

17:6 Sana yakarıyorum, ey Tanrı,
Çünkü beni yanıtlarsın;
Kulak ver bana, dinle söylediklerimi!

17:7 Göster harika sevgini,
Ey sana sığınanları saldırganlardan sağ eliyle kurtaran!

17:8 Koru beni gözbebeği gibi;
Kanatlarının gölgesine gizle

17:9 Kötülerin saldırısından,
Çevremi saran ölümcül düşmanlarımdan.

17:10 Yürekleri yağ bağlamış,
Ağızları büyük laflar ediyor.

17:11 İzimi buldular, üzerime geliyorlar,
Yere vurmak için gözetliyorlar.

17:12 Tıpkı parçalamak için sabırsızlanan bir aslan,
Pusuya yatan genç bir aslan gibi.

17:13 Kalk, ya RAB, kes önlerini, eğ başlarını!
Kılıcınla kurtar canımı kötülerden,

17:14 Elinle bu insanlardan, ya RAB,
Yaşam payı bu dünyada olan insanlardan.
Varsın karınları vereceğin cezalara doysun,
Çocukları da yiyip doysun,
Artanı torunlarına kalsın!

17:15 Ama ben doğruluk sayesinde yüzünü göreceğim senin,
Uyanınca suretini görmeye doyacağım.

18:1 Seni seviyorum, gücüm sensin, ya RAB!

18:2 RAB benim kayam, sığınağım, kurtarıcımdır,
Tanrım, kayam, sığınacak yerimdir,
Kalkanım, güçlü kurtarıcım, korunağımdır!

18:3 Övgüye değer RABbe seslenir,
Kurtulurum düşmanlarımdan.

18:4 Ölüm iplerine dolanmıştım,
Yıkım selleri basmıştı beni,

18:5 Ölüler diyarının bağları sarmıştı,
Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma.

18:6 Sıkıntı içinde RABbe yakardım,
Yardıma çağırdım Tanrımı.
Tapınağından sesimi duydu,
Haykırışım kulaklarına ulaştı.

18:7 O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı,
Titreyip sarsıldı dağların temelleri,
Çünkü RAB öfkelenmişti.

18:8 Burnundan duman yükseldi,
Ağzından kavurucu ateş
Ve korlar fışkırdı.

18:9 Kara buluta basarak
Gökleri yarıp indi.

18:10 Bir Keruva binip uçtu,
Rüzgar kanatlar takarak hızla geldi.

18:11 Karanlığı örtündü,
Kara bulutları kendine çardak yaptı.

18:12 Varlığının parıltısından,
Bulutlardan dolu ve korlar savruluyordu.

18:13 RAB göklerden gürledi,
Duyurdu sesini Yüceler Yücesi,
Dolu ve alevli korlarla.

18:14 Savurup oklarını düşmanlarını dağıttı,
Şimşek çaktırarak onları şaşkına çevirdi.

18:15 Denizin dibi göründü,
Yeryüzünün temelleri açığa çıktı, ya RAB,
Senin azarlamandan,
Burnundan çıkan güçlü soluktan.

18:16 RAB yukarıdan elini uzatıp tuttu,
Çıkardı beni derin sulardan.

18:17 Beni zorlu düşmanımdan,
Benden nefret edenlerden kurtardı,
Çünkü onlar benden güçlüydü.

18:18 Felaket günümde karşıma dikildiler,
Ama RAB bana destek oldu.

18:19 Beni huzura kavuşturdu,
Kurtardı, çünkü benden hoşnut kaldı.

18:20 RAB doğruluğumun karşılığını verdi,
Beni temiz ellerime göre ödüllendirdi.

18:21 Çünkü RABbin yolunda yürüdüm,
Tanrımdan uzaklaşarak kötülük yapmadım.

18:22 Onun bütün ilkelerini göz önünde tuttum,
Kurallarından ayrılmadım.

18:23 Onun gözünde kusursuzdum,
Suç işlemekten sakındım.

18:24 Bu yüzden RAB beni doğruluğuma
Ve gözünde pak olan ellerime göre ödüllendirdi.

18:25 Sadık kuluna sadakat gösterir,
Kusursuz olana kusursuz davranırsın.

18:26 Pak olanla pak olur,
Eğriye eğri davranırsın.

18:27 Alçakgönüllüleri kurtarır,
Gururluların başını eğersin.

18:28 Işığımın kaynağı sensin, ya RAB, Tanrım!
Karanlığımı aydınlatırsın.

18:29 Desteğinle akıncılara saldırır,
Seninle surları aşarım, Tanrım.

18:30 Tanrının yolu kusursuzdur,
RABbin sözü arıdır.
O kendisine sığınan herkesin kalkanıdır.

18:31 Var mı RABden başka tanrı?
Tanrımızdan başka kaya var mı?

18:32 Tanrı beni güçle donatır,
Yolumu kusursuz kılar.

18:33 Ayaklar verdi bana, geyiklerinki gibi,
Doruklarda tutar beni.

18:34 Bana savaşmayı öğretti,
Kollarımla tunç bir yayı gereyim diye.

18:35 Bana zafer kalkanını bağışlarsın,
Sağ elin destekler,
Alçakgönüllülüğün yüceltir beni.

18:36 Bastığım yerleri genişletirsin,
Burkulmaz bileklerim.

18:37 Kovalayıp yetiştim düşmanlarıma,
Hepsi yok olmadan geri dönmedim.

18:38 Ezdim onları, kalkamaz oldular,
Ayaklarımın altına serildiler.

18:39 Savaş için beni güçle donattın,
Bana başkaldıranları önümde yere serdin.

18:40 Düşmanlarımı kaçmak zorunda bıraktın,
Benden nefret edenleri yok ettim.

18:41 Feryat ettiler, ama kurtaran çıkmadı;
RABbi çağırdılar, ama O yanıt vermedi.

18:42 Ezdim onları, rüzgarın savurduğu toza döndüler,
Sokak çamuru gibi savurup attım.

18:43 Halkımın çekişmelerinden beni kurtardın,
Ulusların önderi yaptın,
Tanımadığım halklar bana kulluk ediyor.

18:44 Duyar duymaz sözümü dinlediler,
Yabancılar bana yaltaklandılar.

18:45 Yabancıların betleri benizleri attı,
Titreyerek çıktılar kalelerinden.

18:46 RAB yaşıyor! Kayama övgüler olsun!
Yücelsin kurtarıcım Tanrı!

18:47 Odur öcümü alan,
Halkları bana bağımlı kılan.

18:48 Düşmanlarımdan kurtarır,
Başkaldıranlardan üstün kılar beni,
Zorbaların elinden alır.

18:49 Bunun için uluslar arasında sana şükredeceğim, ya RAB,
Adını ilahilerle öveceğim.

18:50 RAB kralını büyük zaferlere ulaştırır,
Meshettiği krala, Davut'a ve soyuna
Sonsuza dek sevgi gösterir.

19:1 Gökler Tanrının görkemini açıklamakta,
Gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta.

19:2 Gün güne söz söyler,
Gece geceye bilgi verir.

19:3 Ne söz geçer orada, ne de konuşma,
Sesleri duyulmaz.

19:4 Ama sesleri yeryüzünü dolaşır,
Sözleri dünyanın dört bucağına ulaşır. Güneş için göklerde çadır kurdu Tanrı.

19:5 Gerdekten çıkan güveye benzer güneş,
Koşuya çıkacak atlet gibi sevinir.

19:6 Göğün bir ucundan çıkar,
Öbür ucuna döner,
Hiçbir şey gizlenmez sıcaklığından.

19:7 RABbin yasası yetkindir, cana can katar,
RABbin buyrukları güvenilirdir,
Saf adama bilgelik verir,

19:8 RABbin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir,
RABbin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.

19:9 RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır,
RABbin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.

19:10 Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur,
Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.

19:11 Uyarırlar kulunu,
Onlara uyanların ödülü büyüktür.

19:12 Kim yanlışlarını görebilir?
Bağışla göremediğim kusurlarımı,

19:13 Bilerek işlenen günahlardan koru kulunu,
İzin verme bana egemen olmalarına!
O zaman büyük isyandan uzak,
Kusursuz olurum.

19:14 Ağzımdan çıkan sözler,
Yüreğimdeki düşünceler,
Kabul görsün senin önünde,
Ya RAB, kayam, kurtarıcım benim! ‹‹Goel›› sözcüğü ‹‹Yakın akraba›› anlamına gelir (bkz. Rut 2:20).

20:1 Sıkıntılı gününde RAB seni yanıtlasın,
Yakupun Tanrısının adı seni korusun!

20:2 Yardım göndersin sana kutsal yerden,
Siyondan destek versin.

20:3 Bütün tahıl sunularını anımsasın,
Yakmalık sunularını kabul etsin! --iSela

20:4 Gönlünce versin sana,
Bütün tasarılarını gerçekleştirsin!

20:5 O zaman zaferini sevinç çığlıklarıyla kutlayacağız,
Tanrımızın adıyla sancaklarımızı dikeceğiz.
RAB senin bütün dileklerini yerine getirsin.

20:6 Şimdi anladım ki, RAB meshettiği kralı kurtarıyor,
Sağ elinin kurtarıcı gücüyle
Kutsal göklerinden ona yanıt veriyor.

20:7 Bazıları savaş arabalarına,
Bazıları atlarına güvenir,
Bizse Tanrımız RABbin adına güveniriz.

20:8 Onlar çöküyor, düşüyorlar;
Bizse kalkıyor, dimdik duruyoruz.

20:9 Ya RAB, kralı kurtar!
Yanıtla bizi sana yakardığımız gün!

21:1 Ya RAB, kral seviniyor gösterdiğin güce.
Sevinçten coşuyor verdiğin zaferle!

21:2 Gönlünün istediğini verdin,
Ağzından çıkan dileği geri çevirmedin. --iSela

21:3 Onu güzel armağanlarla karşıladın,
Başına saf altından taç koydun.

21:4 Senden yaşam istedi, verdin ona:
Uzun, sonsuz bir ömür.

21:5 Sağladığın zaferle büyük yüceliğe erişti,
Onu görkem ve büyüklükle donattın.

21:6 Üzerine sürekli bereket yağdırdın,
Varlığınla onu sevince boğdun.

21:7 Çünkü kral RABbe güvenir,
Yüceler Yücesinin sevgisi sayesinde sarsılmaz.

21:8 Elin bütün düşmanlarına erişecek,
Sağ elin senden nefret edenlere uzanacak.

21:9 Öfkelendiğin an, ya RAB,
Kızgın fırına döndüreceksin onları;
Gazapla yutacak,
Ateşle tüketeceksin.

21:10 Yok edeceksin çocuklarını yeryüzünden,
Soylarını insanlar arasından.

21:11 Düzenler kursalar sana,
Aldatmaya çalışsalar,
Yine de başarılı olamazlar.

21:12 Çünkü sırtlarını döndüreceksin,
Yayını yüzlerine doğru gerince.

21:13 Yüceliğini göster, ya RAB, gücünle!
Ezgiler söyleyip ilahilerle öveceğiz kudretini.

22:1 Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?
Niçin bana yardım etmekten,
Haykırışıma kulak vermekten uzak duruyorsun?

22:2 Ey Tanrım, gündüz sesleniyorum, yanıt vermiyorsun,
Gece sesleniyorum, yine rahat yok bana.

22:3 Oysa sen kutsalsın,
İsrailin övgüleri üzerine taht kuran sensin.

22:4 Sana güvendiler atalarımız,
Sana dayandılar, onları kurtardın.

22:5 Sana yakarıp kurtuldular,
Sana güvendiler, aldanmadılar.

22:6 Ama ben insan değil, toprak kurduyum,
İnsanlar beni küçümsüyor, halk hor görüyor.

22:7 Beni gören herkes alay ediyor,
Sırıtıp baş sallayarak diyorlar ki,

22:8 ‹‹Sırtını RABbe dayadı, kurtarsın bakalım onu,
Madem onu seviyor, yardım etsin!››

22:9 Oysa beni ana rahminden çıkaran,
Ana kucağındayken sana güvenmeyi öğreten sensin.

22:10 Doğuşumdan beri sana teslim edildim,
Ana rahminden beri Tanrım sensin.

22:11 Benden uzak durma! Çünkü sıkıntı yanıbaşımda,
Yardım edecek kimse yok.

22:12 Boğalar kuşatıyor beni,
Azgın Başan boğaları sarıyor çevremi.

22:13 Kükreyerek avını parçalayan aslanlar gibi
Ağızlarını açıyorlar bana.

22:14 Su gibi dökülüyorum,
Bütün kemiklerim oynaklarından çıkıyor;
Yüreğim balmumu gibi içimde eriyor.

22:15 Gücüm çömlek parçası gibi kurudu,
Dilim damağıma yapışıyor;
Beni ölüm toprağına yatırdın.

22:16 Köpekler kuşatıyor beni,
Kötüler sürüsü çevremi sarıyor,
Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar.

22:17 Bütün kemiklerimi sayar oldum,
Gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar.

22:18 Giysilerimi aralarında paylaşıyor,
Elbisem için kura çekiyorlar.

22:19 Ama sen, ya RAB, uzak durma;
Ey gücüm benim, yardımıma koş!

22:20 Canımı kılıçtan,
Biricik hayatımı köpeğin pençesinden kurtar!

22:21 Kurtar beni aslanın ağzından,
Yaban öküzlerinin boynuzundan.
Yanıt ver bana!

22:22 Adını kardeşlerime duyurayım,
Topluluğun ortasında sana övgüler sunayım:

22:23 Ey sizler, RABden korkanlar, Ona övgüler sunun!
Ey Yakup soyu, Onu yüceltin!
Ey İsrail soyu, Ona saygı gösterin!

22:24 Çünkü O mazlumun çektiği sıkıntıyı hafife almadı,
Ondan tiksinmedi, yüz çevirmedi;
Kendisini yardıma çağırdığında ona kulak verdi.

22:25 Övgü konum sen olacaksın büyük toplulukta,
Senden korkanların önünde yerine getireceğim adaklarımı.

22:26 Yoksullar yiyip doyacak,
RABbe yönelenler Ona övgü sunacak.
Sonsuza dek ömrünüz tükenmesin!

22:27 Yeryüzünün dört bucağı anımsayıp RABbe dönecek,
Ulusların bütün soyları Onun önünde yere kapanacak.

22:28 Çünkü egemenlik RABbindir,
Ulusları O yönetir.

22:29 Yeryüzündeki bütün zenginler doyacak
Ve Onun önünde yere kapanacak,
Toprağa gidenler,
Ölümlerine engel olamayanlar,
Eğilecekler Onun önünde.

22:30 Gelecek kuşaklar Ona kulluk edecek,
Rab yeni kuşaklara anlatılacak.

22:31 O'nun kurtarışını,
‹‹Rab yaptı bunları›› diyerek,
Henüz doğmamış bir halka duyuracaklar.

23:1 RAB çobanımdır,
Eksiğim olmaz.

23:2 Beni yemyeşil çayırlarda yatırır,
Sakin suların kıyısına götürür.

23:3 İçimi tazeler,
Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.

23:4 Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile,
Kötülükten korkmam.
Çünkü sen benimlesin.
Çomağın, değneğin güven verir bana.

23:5 Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın,
Başıma yağ sürersin,
Kâsem taşıyor.

23:6 Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni,
Hep RAB'bin evinde oturacağım.

24:1 RABbindir yeryüzü ve içindeki her şey,
Dünya ve üzerinde yaşayanlar;

24:2 Çünkü Odur denizler üzerinde onu kuran,
Sular üzerinde durduran.

24:3 RABbin dağına kim çıkabilir,
Kutsal yerinde kim durabilir?

24:4 Elleri pak, yüreği temiz olan,
Gönlünü putlara kaptırmayan,
Yalan yere ant içmeyen.

24:5 RAB kutsar böylesini,
Kurtarıcısı Tanrı aklar.

24:6 Ona yönelenler,
Yakupun Tanrısının yüzünü arayanlar
İşte böyledir. --iSela

24:7 Kaldırın başınızı, ey kapılar!
Açılın, ey eski kapılar!
Yüce Kral girsin içeri!

24:8 Kimdir bu Yüce Kral?
O RABdir, güçlü ve yiğit,
Savaşta yiğit olan RAB.

24:9 Kaldırın başınızı, ey kapılar!
Açılın, ey eski kapılar!
Yüce Kral girsin içeri!

24:10 Kimdir bu Yüce Kral?
Her Şeye Egemen
RAB'dir bu Yüce Kral! --iSela

25:1 Ya RAB, bütün varlığımla sana yaklaşıyorum,

25:2 Ey Tanrım, sana güveniyorum, utandırma beni,
Düşmanlarım zafer kahkahası atmasın!

25:3 Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmez;
Nedensiz hainlik edenler utanır.

25:4 Ya RAB, yollarını bana öğret,
Yönlerini bildir.

25:5 Bana gerçek yolunda öncülük et, eğit beni;
Çünkü beni kurtaran Tanrı sensin.
Bütün gün umudum sende.

25:6 Ya RAB, sevecenliğini ve sevgini anımsa;
Çünkü onlar öncesizlikten beri aynıdır.

25:7 Gençlik günahlarımı, isyanlarımı anımsama,
Sevgine göre anımsa beni,
Çünkü sen iyisin, ya RAB.

25:8 RAB iyi ve doğrudur,
Onun için günahkârlara yol gösterir.

25:9 Alçakgönüllülere adalet yolunda öncülük eder,
Kendi yolunu öğretir onlara.

25:10 RABbin bütün yolları sevgi ve sadakate dayanır
Antlaşmasındaki buyruklara uyanlar için.

25:11 Ya RAB, adın uğruna
Suçumu bağışla, çünkü suçum büyük.

25:12 Kim RABden korkarsa,
RAB ona seçeceği yolu gösterir.

25:13 Gönenç içinde yaşayacak o insan,
Soyu ülkeyi sahiplenecek.

25:14 RAB kendisinden korkanlarla paylaşır sırrını,
Onlara açıklar antlaşmasını.

25:15 Gözlerim hep RABdedir,
Çünkü ayaklarımı ağdan O çıkarır.

25:16 Halime bak, lütfet bana;
Çünkü garip ve mazlumum.

25:17 Yüreğimdeki sıkıntılar artıyor,
Kurtar beni dertlerimden!

25:18 Üzüntüme, acılarıma bak,
Bütün günahlarımı bağışla!

25:19 Düşmanlarıma bak, ne kadar çoğaldılar,
Nasıl da benden nefret ediyorlar!

25:20 Canımı koru, kurtar beni!
Hayal kırıklığına uğratma, çünkü sana sığınıyorum!

25:21 Dürüstlük, doğruluk korusun beni,
Çünkü umudum sendedir.

25:22 Ey Tanrı, kurtar İsrail'i
Bütün sıkıntılarından!

26:1 Beni haklı çıkar, ya RAB,
Çünkü dürüst bir yaşam sürdüm;
Sarsılmadan RABbe güvendim.

26:2 Dene beni, ya RAB, sına;
Duygularımı, düşüncelerimi yokla.

26:3 Çünkü sevgini hep göz önünde tutuyor,
Senin gerçeğini yaşıyorum ben.

26:4 Yalancılarla oturmam,
İkiyüzlülerin suyuna gitmem.

26:5 Kötülük yapanlar topluluğundan nefret ederim,
Fesatçıların arasına girmem.

26:6 Suçsuzluğumu göstermek için ellerimi yıkar,
Sunağının çevresinde dönerim, ya RAB,

26:7 Yüksek sesle şükranımı duyurmak
Ve bütün harikalarını anlatmak için.

26:8 Severim, ya RAB, yaşadığın evi,
Görkeminin bulunduğu yeri.

26:9 Günahkârların,
Eli kanlı adamların yanısıra canımı alma.

26:10 Onların elleri kötülük aletidir,
Sağ elleri rüşvet doludur.

26:11 Ama ben dürüst yaşarım,
Kurtar beni, lütfet bana!

26:12 Ayağım emin yerde duruyor.
Topluluk içinde sana övgüler sunacağım, ya RAB.

27:1 RAB benim ışığım, kurtuluşumdur,
Kimseden korkmam.
RAB yaşamımın kalesidir,
Kimseden yılmam.

27:2 Hasımlarım, düşmanlarım olan kötüler,
Beni yutmak için üzerime gelirken
Tökezleyip düşerler.

27:3 Karşımda bir ordu konaklasa,
Kılım kıpırdamaz,
Bana karşı savaş açılsa,
Yine güvenimi yitirmem.

27:4 RABden tek dileğim, tek isteğim şu:
RABbin güzelliğini seyretmek,
Tapınağında Ona hayran olmak için
Ömrümün bütün günlerini Onun evinde geçirmek.

27:5 Çünkü O kötü günde beni çardağında gizleyecek,
Çadırının emin yerinde saklayacak,
Yüksek bir kaya üzerine çıkaracak beni.

27:6 O zaman çevremi saran düşmanlarıma karşı
Başım yukarı kalkacak,
Sevinçle haykırarak kurbanlar sunacağım Onun çadırında,
Onu ezgilerle, ilahilerle öveceğim.

27:7 Sana yakarıyorum, ya RAB, kulak ver sesime,
Lütfet, yanıtla beni!

27:8 Ya RAB, içimden bir ses duydum:
‹‹Yüzümü ara!›› dedin,
İşte yüzünü arıyorum.

27:9 Yüzünü benden gizleme,
Kulunu öfkeyle geri çevirme!
Bana hep yardımcı oldun;
Bırakma, terk etme beni,
Ey beni kurtaran Tanrı!

27:10 Annemle babam beni terk etseler bile,
RAB beni kabul eder.

27:11 Ya RAB, yolunu öğret bana,
Düşmanlarıma karşı
Düz yolda bana öncülük et.

27:12 Beni hasımlarımın keyfine bırakma,
Çünkü yalancı tanıklar dikiliyor karşıma,
Ağızları şiddet saçıyor.

27:13 Yaşam diyarında
RABbin iyiliğini göreceğimden kuşkum yok.

27:14 Umudunu RAB'be bağla,
Güçlü ve yürekli ol;
Umudunu RAB'be bağla!

28:1 Ya RAB, sana yakarıyorum,
Kayam benim, kulak tıkama sesime;
Çünkü sen sessiz kalırsan,
Ölüm çukuruna inen ölülere dönerim ben.

28:2 Seni yardıma çağırdığımda,
Ellerimi kutsal konutuna doğru açtığımda,
Kulak ver yalvarışlarıma.

28:3 Beni kötülerle, haksızlık yapanlarla
Aynı kefeye koyup cezalandırma.
Onlar komşularıyla dostça konuşur,
Ama yüreklerinde kötülük beslerler.

28:4 Eylemlerine, yaptıkları kötülüklere göre onları yanıtla;
Yaptıklarının, hak ettiklerinin karşılığını ver.

28:5 Onlar RABbin yaptıklarına,
Ellerinin eserine önem vermezler;
Bu yüzden RAB onları yıkacak,
Bir daha ayağa kaldırmayacak.

28:6 RABbe övgüler olsun!
Çünkü yalvarışımı duydu.

28:7 RAB benim gücüm, kalkanımdır,
Ona yürekten güveniyor ve yardım görüyorum.
Yüreğim coşuyor,
Ezgilerimle Ona şükrediyorum.

28:8 RAB halkının gücüdür,
Meshettiği kralın zafer kalesidir.

28:9 Halkını kurtar, kendi halkını kutsa;
Çobanlık et onlara, sürekli destek ol!

29:1 Ey ilahi varlıklar, RABbi övün,
RABbin gücünü, yüceliğini övün,

29:2 RABbin görkemini adına yaraşır biçimde övün,
Kutsal giysiler içinde RABbe tapının!

29:3 RABbin sesi sulara hükmediyor,
Yüce Tanrı gürlüyor,
RAB engin sulara hükmediyor.

29:4 RABbin sesi güçlüdür,
RABbin sesi görkemlidir.

29:5 RABbin sesi sedir ağaçlarını kırar,
Lübnan sedirlerini parçalar.

29:6 Lübnanı buzağı gibi,
Siryon Dağını yabanıl öküz yavrusu gibi sıçratır.

29:7 RABbin sesi şimşek gibi çakar,

29:8 RABbin sesi çölü titretir,
RAB Kadeş Çölünü sarsar.

29:9 RABbin sesi geyikleri doğurtur,
Ormanları çıplak bırakır.
Onun tapınağında herkes ‹‹Yücesin!›› diye haykırır. eğer››.

29:10 RAB tufan üstünde taht kurdu,
O sonsuza dek kral kalacak.

29:11 RAB halkına güç verir,
Halkını esenlikle kutsar!

30:1 Seni yüceltmek istiyorum, ya RAB,
Çünkü beni kurtardın,
Düşmanlarımı bana güldürmedin.

30:2 Ya RAB Tanrım,
Sana yakardım, bana şifa verdin.

30:3 Ya RAB, beni ölüler diyarından çıkardın,
Yaşam verdin bana, ölüm çukuruna düşürmedin.

30:4 Ey RABbin sadık kulları, Onu ilahilerle övün,
Kutsallığını anarak Ona şükredin.

30:5 Çünkü öfkesi bir an sürer,
Lütfu ise bir ömür;
Gözyaşlarınız belki bir gece akar,
Ama sabahla sevinç doğar.

30:6 Huzur duyunca dedim ki,
‹‹Asla sarsılmayacağım!››

30:7 Ya RAB, lütfunla beni güçlü bir dağ gibi
Sarsılmaz kıldın;
Ama sen yüzünü gizleyince,
Dehşete düştüm.

30:8 Ya RAB, sana sesleniyorum,
Rabbe yalvarıyorum:

30:9 ‹‹Ne yararı olur senin için dökülen kanımın,
Ölüm çukuruna inersem?
Toprak sana övgüler sunar mı,
Senin sadakatini ilan eder mi?

30:10 Dinle, ya RAB, acı bana;
Yardımcım ol, ya RAB!››

30:11 Yasımı şenliğe döndürdün,
Çulumu çıkarıp beni sevinçle kuşattın.

30:12 Öyle ki, gönlüm seni ilahilerle övsün, susmasın!
Ya RAB Tanrım, sana sürekli şükredeceğim.

31:1 Ya RAB, sana sığınıyorum.
Utandırma beni hiçbir zaman!
Adaletinle kurtar beni!

31:2 Kulak ver bana,
Çabuk yetiş, kurtar beni;
Bir kaya ol bana sığınmam için,
Güçlü bir kale ol kurtulmam için!

31:3 Madem kayam ve kalem sensin,
Öncülük et, yol göster bana
Kendi adın uğruna.

31:4 Bana kurdukları tuzaktan uzak tut beni,
Çünkü sığınağım sensin.

31:5 Ruhumu ellerine bırakıyorum,
Ya RAB, sadık Tanrı, kurtar beni.

31:6 Değersiz putlara bel bağlayanlardan tiksinirim,
RABbe güvenirim ben.

31:7 Sadakatinden ötürü sevinip coşacağım,
Çünkü düşkün halimi görüyor,
Çektiğim sıkıntıları biliyorsun,

31:8 Beni düşman eline düşürmedin,
Bastığım yerleri genişlettin.

31:9 Acı bana, ya RAB, sıkıntıdayım,
Üzüntü gözümü, canımı, içimi kemiriyor.

31:10 Ömrüm acıyla,
Yıllarım iniltiyle tükeniyor,
Suçumdan ötürü gücüm zayıflıyor,
Kemiklerim eriyor.

31:11 Düşmanlarım yüzünden rezil oldum,
Özellikle komşularıma.
Tanıdıklarıma dehşet salar oldum;
Beni sokakta görenler benden kaçar oldu.

31:12 Gönülden çıkmış bir ölü gibi unutuldum,
Kırılmış bir çömleğe döndüm.

31:13 Birçoğunun fısıldaştığını duyuyorum,
Her yer dehşet içinde,
Bana karşı anlaştılar,
Canımı almak için düzen kurdular.

31:14 Ama ben sana güveniyorum, ya RAB,
‹‹Tanrım sensin!›› diyorum.

31:15 Hayatım senin elinde,
Kurtar beni düşmanlarımın pençesinden,
Ardıma düşenlerden.

31:16 Yüzün kulunu aydınlatsın,
Sevgi göster, kurtar beni!

31:17 Utandırma beni, ya RAB, sana sesleniyorum;
Kötüler utansın, ölüler diyarında sesleri kesilsin.

31:18 Sussun o yalancı dudaklar;
Doğru insana karşı
Gururla, tepeden bakarak,
Küçümseyerek konuşan dudaklar.

31:19 İyiliğin ne büyüktür, ya RAB,
Onu senden korkanlar için saklarsın,
Herkesin gözü önünde,
Sana sığınanlara iyi davranırsın.

31:20 İnsanların düzenlerine karşı,
Koruyucu huzurunla üzerlerine kanat gerersin;
Saldırgan dillere karşı
Onları çardağında gizlersin.

31:21 RABbe övgüler olsun,
Kuşatılmış bir kentte
Sevgisini bana harika biçimde gösterdi.

31:22 Telaş içinde demiştim ki,
‹‹Huzurundan atıldım!››
Ama yardıma çağırınca seni,
Yalvarışımı işittin.

31:23 RABbi sevin, ey Onun sadık kulları!
RAB kendisine bağlı olanları korur,
Büyüklenenlerin ise tümüyle hakkından gelir.

31:24 Ey RAB'be umut bağlayanlar,
Güçlü ve yürekli olun!

32:1 Ne mutlu isyanı bağışlanan,
Günahı örtülen insana! edebiyat terimi. ‹‹Didaktik şiir›› anlamına gelebilir.

32:2 Suçu RAB tarafından sayılmayan,
Ruhunda hile bulunmayan insana ne mutlu!

32:3 Sustuğum sürece
Kemiklerim eridi,
Gün boyu inlemekten.

32:4 Çünkü gece gündüz
Elin üzerimde ağırlaştı.
Dermanım tükendi yaz sıcağında gibi. --iSela

32:5 Günahımı açıkladım sana,
Suçumu gizlemedim.
‹‹RABbe isyanımı itiraf edeceğim›› deyince,
Günahımı, suçumu bağışladın. --iSela

32:6 Bu nedenle her sadık kulun
Ulaşılır olduğun zaman sana dua etsin.
Engin sular taşsa bile ona erişemez.

32:7 Sığınağım sensin,
Beni sıkıntıdan korur,
Çevremi kurtuluş ilahileriyle kuşatırsın. --iSela

32:8 Eğiteceğim seni, gideceğin yolu göstereceğim,
Öğüt vereceğim sana,
Gözüm sendedir.

32:9 At ya da katır gibi anlayışsız olmayın;
Onları idare etmek için gem ve dizgin gerekir,
Yoksa sana yaklaşmazlar.

32:10 Kötülerin acısı çoktur,
Ama RABbe güvenenleri Onun sevgisi kuşatır.

32:11 Ey doğru insanlar, sevinç kaynağınız RAB olsun, coşun;
Ey yüreği temiz olanlar,
Hepiniz sevinç çığlıkları atın!

33:1 Ey doğru insanlar, RABbe sevinçle haykırın!
Dürüstlere Onu övmek yaraşır.

33:2 Lir çalarak RABbe şükredin,
On telli çenk eşliğinde Onu ilahilerle övün.

33:3 Ona yeni bir ezgi söyleyin,
Sevinç çığlıklarıyla sazınızı konuşturun.

33:4 Çünkü RABbin sözü doğrudur,
Her işi sadakatle yapar.

33:5 Doğruluğu, adaleti sever,
RABbin sevgisi yeryüzünü doldurur.

33:6 Gökler RABbin sözüyle,
Gök cisimleri ağzından çıkan solukla yaratıldı.

33:7 Deniz sularını bir araya toplar,
Engin suları ambarlara depolar.

33:8 Bütün yeryüzü RABden korksun,
Dünyada yaşayan herkes Ona saygı duysun.

33:9 Çünkü O söyleyince, her şey var oldu;
O buyurunca, her şey belirdi.

33:10 RAB ulusların planlarını bozar,
Halkların tasarılarını boşa çıkarır.

33:11 Ama RABbin planları sonsuza dek sürer,
Yüreğindeki tasarılar kuşaklar boyunca değişmez.

33:12 Ne mutlu Tanrısı RAB olan ulusa,
Kendisi için seçtiği halka!

33:13 RAB göklerden bakar,
Bütün insanları görür.

33:14 Oturduğu yerden,
Yeryüzünde yaşayan herkesi gözler.

33:15 Herkesin yüreğini yaratan,
Yaptıkları her şeyi tartan Odur.

33:16 Ne büyük ordularıyla zafer kazanan kral var,
Ne de büyük gücüyle kurtulan yiğit.

33:17 Zafer için at boş bir umuttur,
Büyük gücüne karşın kimseyi kurtaramaz.

33:18 Ama RABbin gözü kendisinden korkanların,
Sevgisine umut bağlayanların üzerindedir;

33:19 Böylece onları ölümden kurtarır,
Kıtlıkta yaşamalarını sağlar.

33:20 Umudumuz RABdedir,
Yardımcımız, kalkanımız Odur.

33:21 Onda sevinç bulur yüreğimiz,
Çünkü Onun kutsal adına güveniriz.

33:22 Madem umudumuz sende,
Sevgin üzerimizde olsun, ya RAB!

34:1 Her zaman RABbe övgüler sunacağım,
Övgüsü dilimden düşmeyecek.

34:2 RABle övünürüm,
Mazlumlar işitip sevinsin!

34:3 Benimle birlikte RABbin büyüklüğünü duyurun,
Adını birlikte yüceltelim.

34:4 RABbe yöneldim, yanıt verdi bana,
Bütün korkularımdan kurtardı beni.

34:5 Ona bakanların yüzü ışıl ışıl parlar,
Yüzleri utançtan kızarmaz.

34:6 Bu mazlum yakardı, RAB duydu,
Bütün sıkıntılarından kurtardı onu.

34:7 RABbin meleği Ondan korkanların çevresine ordugah kurar,
Kurtarır onları.

34:8 Tadın da görün, RAB ne iyidir,
Ne mutlu Ona sığınan adama!

34:9 RABden korkun, ey Onun kutsalları,
Çünkü Ondan korkanın eksiği olmaz.

34:10 Genç aslanlar bile aç ve muhtaç olur;
Ama RABbe yönelenlerden hiçbir iyilik esirgenmez.

34:11 Gelin, ey çocuklar, dinleyin beni:
Size RAB korkusunu öğreteyim.

34:12 Kim yaşamdan zevk almak,
İyi günler görmek istiyorsa,

34:13 Dilini kötülükten,
Dudaklarını yalandan uzak tutsun.

34:14 Kötülükten sakının, iyilik yapın;
Esenliği amaçlayın, ardınca gidin.

34:15 RABbin gözleri doğru kişilerin üzerindedir,
Kulakları onların yakarışına açıktır.

34:16 RAB kötülük yapanlara karşıdır,
Onların anısını yeryüzünden siler.

34:17 Doğrular yakarır, RAB duyar;
Bütün sıkıntılarından kurtarır onları.

34:18 RAB gönlü kırıklara yakındır,
Ruhu ezginleri kurtarır.

34:19 Doğrunun dertleri çoktur,
Ama RAB hepsinden kurtarır onu.

34:20 Bütün kemiklerini korur,
Hiçbiri kırılmaz.

34:21 Kötü insanın sonu kötülükle biter,
Cezasını bulur doğrulardan nefret edenler.

34:22 RAB kullarını kurtarır,
O'na sığınanların hiçbiri ceza görmez.

35:1 Ya RAB, benimle uğraşanlarla sen uğraş,
Benimle savaşanlarla sen savaş!

35:2 Al küçük kalkanla büyük kalkanı,
Yardımıma koş!

35:3 Kaldır mızrağını, kargını beni kovalayanlara,
‹‹Seni ben kurtarırım›› de bana!

35:4 Canıma kastedenler utanıp rezil olsun!
Utançla geri çekilsin bana kötülük düşünenler!

35:5 Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne dönsünler,
RABbin meleği artlarına düşsün!

35:6 Karanlık ve kaygan olsun yolları,
RABbin meleği kovalasın onları!

35:7 Madem neden yokken bana gizli ağlar kurdular,
Nedensiz çukur kazdılar,

35:8 Başlarına habersiz felaket gelsin,
Gizledikleri ağa kendileri tutulsun,
Felakete uğrasınlar.

35:9 O zaman RABde sevinç bulacağım,
Beni kurtardığı için coşacağım.

35:10 Bütün varlığımla şöyle diyeceğim:
‹‹Senin gibisi var mı, ya RAB,
Mazlumu zorbanın elinden,
Mazlumu ve yoksulu soyguncudan kurtaran?››

35:11 Kötü niyetli tanıklar türüyor,
Bilmediğim konuları soruyorlar.

35:12 İyiliğime karşı kötülük ediyor,
Yalnızlığa itiyorlar beni.

35:13 Oysa onlar hastalanınca ben çula sarınır,
Oruç tutup alçakgönüllü olurdum.
Duam yanıtsız kalınca,
Bir dost, bir kardeş yitirmiş gibi dolaşırdım.
Kederden belim bükülürdü,
Annesi için yas tutan biri gibi.

35:15 Ama ben sendeleyince toplanıp sevindiler,
Toplandı bana karşı tanımadığım alçaklar,
Durmadan didiklediler beni.

35:16 Tanrıtanımaz, alaycı soytarılar gibi,
Diş gıcırdattılar bana.

35:17 Ne zamana dek seyirci kalacaksın, ya Rab?
Kurtar canımı bunların saldırısından,
Hayatımı bu genç aslanlardan!

35:18 Büyük toplantıda sana şükürler sunacağım,
Kalabalığın ortasında sana övgüler dizeceğim.

35:19 Sevinmesin boş yere bana düşman olanlar,
Göz kırpmasınlar birbirlerine
Nedensiz benden nefret edenler.

35:20 Çünkü barış sözünü etmez onlar,
Kurnazca düzen kurarlar ülkenin sakin insanlarına.

35:21 Beni suçlamak için ağızlarını ardına kadar açtılar:
‹‹Oh! Oh!›› diyorlar, ‹‹İşte kendi gözümüzle gördük yaptıklarını!››

35:22 Olup biteni sen de gördün, ya RAB, sessiz kalma,
Ya Rab, benden uzak durma!

35:23 Uyan, kalk savun beni,
Uğraş hakkım için, ey Tanrım ve Rabbim!

35:24 Adaletin uyarınca haklı çıkar beni, ya RAB, Tanrım benim!
Gülmesinler halime!

35:25 Demesinler içlerinden:
‹‹Oh! İşte buydu dileğimiz!››,
Konuşmasınlar ardımdan:
‹‹Yedik başını!›› diye.

35:26 Utansın kötü halime sevinenler,
Kızarsın yüzleri hepsinin;
Gururla karşıma dikilenler
Utanca, rezalete bürünsün.

35:27 Benim haklı çıkmamı isteyenler,
Sevinç çığlıkları atıp coşsunlar;
Şöyle desinler sürekli:
‹‹Kulunun esenliğinden hoşlanan RAB yücelsin!››

35:28 O zaman gün boyu adaletin,
Övgülerin dilimden düşmeyecek.

36:1 Günah fısıldar kötü insana,
Yüreğinin dibinden:
Tanrı korkusu yoktur onda.

36:2 Kendini öyle beğenmiş ki,
Suçunu görmez, ondan tiksinmez.

36:3 Ağzından kötülük ve yalan akar,
Akıllanmaktan, iyilik yapmaktan vazgeçmiş.

36:4 Yatağında bile fesat düşünür,
Olumsuz yolda direnir, reddetmez kötülüğü.

36:5 Ya RAB, sevgin göklere,
Sadakatin gökyüzüne erişir.

36:6 Doğruluğun ulu dağlara benzer,
Adaletin uçsuz bucaksız enginlere.
İnsanı da, hayvanı da koruyan sensin, ya RAB.

36:7 Sevgin ne değerli, ey Tanrı!
Kanatlarının gölgesine sığınır insanoğlu.

36:8 Evindeki bolluğa doyarlar,
Zevklerinin ırmağından içirirsin onlara.

36:9 Çünkü yaşam kaynağı sensin,
Senin ışığınla aydınlanırız.

36:10 Sürekli göster
Seni tanıyanlara sevgini,
Yüreği temiz olanlara doğruluğunu.

36:11 Gururlunun ayağı bana varmasın,
Kötülerin eli beni kovmasın.

36:12 Kötülük yapanlar oracıkta düştüler,
Yıkıldılar, kalkamazlar artık.

37:1 Kötülük edenlere kızıp üzülme,
Suç işleyenlere özenme!

37:2 Çünkü onlar ot gibi hemen solacak,
Yeşil bitki gibi kuruyup gidecek.

37:3 Sen RABbe güven, iyilik yap,
Ülkede otur, sadakatle çalış.

37:4 RABden zevk al,
O senin içindeki istekleri yerine getirecektir.

37:5 Her şeyi RABbe bırak,
Ona güven, O gerekeni yapar.

37:6 O senin doğruluğunu ışık gibi,
Hakkını öğle güneşi gibi
Aydınlığa çıkarır.

37:7 RABbin önünde sakin dur, sabırla bekle;
Kızıp üzülme işi yolunda olanlara,
Kötü amaçlarına kavuşanlara.

37:8 Kızmaktan kaçın, bırak öfkeyi,
Üzülme, yalnız kötülüğe sürükler bu seni.

37:9 Çünkü kötülerin kökü kazınacak,
Ama RABbe umut bağlayanlar ülkeyi miras alacak.

37:10 Yakında kötünün sonu gelecek,
Yerini arasan da bulunmayacak.

37:11 Ama alçakgönüllüler ülkeyi miras alacak,
Derin bir huzurun zevkini tadacak.

37:12 Kötü insan doğru insana düzen kurar,
Diş gıcırdatır.

37:13 Ama Rab kötüye güler,
Çünkü bilir onun sonunun geldiğini.

37:14 Kılıç çekti kötüler, yaylarını gerdi,
Mazlumu, yoksulu yıkmak,
Doğru yolda olanları öldürmek için.

37:15 Ama kılıçları kendi yüreklerine saplanacak,
Yayları kırılacak.

37:16 Doğrunun azıcık varlığı,
Pek çok kötünün servetinden iyidir.

37:17 Çünkü kötülerin gücü kırılacak,
Ama doğrulara RAB destek olacak.

37:18 RAB yetkinlerin her gününü gözetir,
Onların mirası sonsuza dek sürecek.

37:19 Kötü günde utanmayacaklar,
Kıtlıkta karınları doyacak.

37:20 Ama kötüler yıkıma uğrayacak;
RABbin düşmanları kır çiçekleri gibi kuruyup gidecek,
Duman gibi dağılıp yok olacak.

37:21 Kötüler ödünç alır, geri vermez;
Doğrularsa cömertçe verir.

37:22 RABbin kutsadığı insanlar ülkeyi miras alacak,
Lanetlediği insanların kökü kazınacak.

37:23 RAB insana sağlam adım attırır,
İnsanın yolundan hoşnut olursa.

37:24 Düşse bile yıkılmaz insan,
Çünkü elinden tutan RABdir.

37:25 Gençtim, ömrüm tükendi,
Ama hiç görmedim doğru insanın terk edildiğini,
Soyunun ekmek dilendiğini.

37:26 O hep cömertçe ödünç verir,
Soyu kutsanır.

37:27 Kötülükten kaç, iyilik yap;
Sonsuz yaşama kavuşursun.

37:28 Çünkü RAB doğruyu sever,
Sadık kullarını terk etmez.
Onlar sonsuza dek korunacak,
Kötülerinse kökü kazınacak.

37:29 Doğrular ülkeyi miras alacak,
Orada sonsuza dek yaşayacak.

37:30 Doğrunun ağzından bilgelik akar,
Dilinden adalet damlar.

37:31 Tanrısının yasası yüreğindedir,
Ayakları kaymaz.

37:32 Kötü, doğruya pusu kurar,
Onu öldürmeye çalışır.

37:33 Ama RAB onu kötünün eline düşürmez,
Yargılanırken mahkûm etmez.

37:34 RABbe umut bağla, Onun yolunu tut,
Ülkeyi miras almak üzere seni yükseltecektir.
Kötülerin kökünün kazındığını göreceksin.

37:35 Kötü ve acımasız adamı gördüm,
İlk dikildiği toprakta yeşeren ağaç gibi
Dal budak salıyordu;

37:36 Geçip gitti, yok oldu,
Aradım, bulunmaz oldu.

37:37 Yetkin adamı gözle, doğru adama bak,
Çünkü yarınlar barışseverindir.

37:38 Ama başkaldıranların hepsi yok olacak,
Kötülerin kökü kazınacak.

37:39 Doğruların kurtuluşu RABden gelir,
Sıkıntılı günde onlara kale olur.

37:40 RAB onlara yardım eder, kurtarır onları,
Kötülerin elinden alıp özgür kılar,
Çünkü kendisine sığınırlar.

38:1 Ya RAB, öfkelenip azarlama beni,
Gazapla yola getirme!

38:2 Okların içime saplandı,
Elin üzerime indi.

38:3 Öfken yüzünden sağlığım bozuldu,
Günahım yüzünden rahatım kaçtı.

38:4 Çünkü suçlarım başımdan aştı,
Taşınmaz bir yük gibi sırtımda ağırlaştı.

38:5 Akılsızlığım yüzünden
Yaralarım iğrenç, irinli.

38:6 Eğildim, iki büklüm oldum,
Gün boyu yaslı dolaşıyorum.

38:7 Çünkü belim ateş içinde,
Sağlığım bozuk.

38:8 Tükendim, ezildim alabildiğine,
İnliyorum yüreğimin acısından.

38:9 Ya Rab, bütün özlemlerimi bilirsin,
İniltilerim senden gizli değil.

38:10 Yüreğim çarpıyor, gücüm tükeniyor,
Gözlerimin feri bile söndü.

38:11 Eşim dostum kaçar oldu derdimden,
Yakınlarım uzak duruyor benden.

38:12 Canıma susayanlar bana tuzak kuruyor,
Zararımı isteyenler kuyumu kazıyor,
Gün boyu hileler düşünüyorlar.

38:13 Ama ben bir sağır gibi duymuyorum,
Bir dilsiz gibi ağzımı açmıyorum;

38:14 Duymaz,
Ağzında yanıt bulunmaz bir adama döndüm.

38:15 Umudum sende, ya RAB,
Sen yanıtlayacaksın, ya Rab, Tanrım benim!

38:16 Çünkü dua ediyorum: ‹‹Halime sevinmesinler,
Ayağım kayınca böbürlenmesinler!››

38:17 Düşmek üzereyim,
Acım hep içimde.

38:18 Suçumu itiraf ediyorum,
Günahım yüzünden kaygılanıyorum.

38:19 Ama düşmanlarım güçlü ve dinç,
Yok yere benden nefret edenler çok.

38:20 İyiliğe karşı kötülük yapanlar bana karşı çıkar,
İyiliğin peşinde olduğum için.

38:21 Beni terk etme, ya RAB!
Ey Tanrım, benden uzak durma!

38:22 Yardımıma koş,
Ya Rab, kurtuluşum benim!

39:1 Karar verdim: ‹‹Adımlarıma dikkat edeceğim,
Dilimi günahtan sakınacağım;
Karşımda kötü biri oldukça,
Ağzıma gem vuracağım.››

39:2 Dilimi tutup sustum,
Hep kaçındım konuşmaktan, yararı olsa bile.
Acım alevlendi,

39:3 Yüreğim tutuştu içimde,
Ateş aldı derin derin düşünürken,
Şu sözler döküldü dilimden:

39:4 ‹‹Bildir bana, ya RAB, sonumu,
Sayılı günlerimi;
Bileyim ömrümün ne kadar kısa olduğunu!

39:5 Yalnız bir karış ömür verdin bana,
Hiç kalır hayatım senin önünde.
Her insan bir soluktur sadece,
En güçlü çağında bile. --iSela

39:6 ‹‹Bir gölge gibi dolaşır insan,
Boş yere çırpınır,
Mal biriktirir, kime kalacağını bilmeden.

39:7 ‹‹Ne bekleyebilirim şimdi, ya Rab?
Umudum sende.

39:8 Kurtar beni bütün isyanlarımdan,
Aptalların hakaretine izin verme.

39:9 Sustum, açmayacağım ağzımı;
Çünkü sensin bunu yapan.

39:10 Uzaklaştır üzerimden yumruklarını,
Tokadının altında mahvoldum.

39:11 Sen insanı suçundan ötürü
Azarlayarak yola getirirsin,
Güve gibi tüketirsin sevdiği şeyleri.
Her insan bir soluktur sadece. --iSela

39:12 ‹‹Duamı işit, ya RAB,
Kulak ver yakarışıma,
Gözyaşlarıma kayıtsız kalma!
Çünkü ben bir garibim senin yanında,
Bir yabancı, atalarım gibi.

39:13 Uzaklaştır üzerimden bakışlarını,
Göçüp yok olmadan mutlu olayım!››

40:1 RABbi sabırla bekledim;
Bana yönelip yakarışımı duydu.

40:2 Ölüm çukurundan,
Balçıktan çıkardı beni,
Ayaklarımı kaya üzerinde tuttu,
Kaymayayım diye.

40:3 Ağzıma yeni bir ezgi,
Tanrımıza bir övgü ilahisi koydu.
Çokları görüp korkacak
Ve RABbe güvenecekler.

40:4 Ne mutlu RABbe güvenen insana,
Gururluya, yalana sapana ilgi duymayana.

40:5 Ya RAB, Tanrım,
Harikaların, düşüncelerin ne çoktur bizim için;
Sana eş koşulmaz!
Duyurmak, anlatmak istesem yaptıklarını,
Saymakla bitmez.

40:6 Kurbandan, sunudan hoşnut olmadın,
Ama kulaklarımı açtın.
Yakmalık sunu, günah sunusu da istemedin.

40:7 O zaman şöyle dedim: ‹‹İşte geldim;
Kutsal Yazı tomarında benim için yazılmıştır.
Ey Tanrım, senin isteğini yapmaktan zevk alırım ben,
Yasan yüreğimin derinliğindedir.››

40:9 Büyük toplantıda müjdelerim senin zaferini,
Sözümü esirgemem,
Ya RAB, bildiğin gibi!

40:10 Zaferini içimde gizlemem,
Bağlılığını ve kurtarışını duyururum,
Sevgini, sadakatini saklamam büyük topluluktan.

40:11 Ya RAB, esirgeme sevecenliğini benden!
Sevgin, sadakatin hep korusun beni!

40:12 Sayısız belalar çevremi sardı,
Suçlarım bana yetişti, önümü göremiyorum;
Başımdaki saçlardan daha çoklar,
Çaresiz kaldım.

40:13 Ne olur, ya RAB, kurtar beni!
Yardımıma koş, ya RAB!

40:14 Utansın canımı almaya çalışanlar,
Yüzleri kızarsın!
Geri dönsün zararımı isteyenler,
Rezil olsunlar!

40:15 Bana, ‹‹Oh! Oh!›› çekenler
Dehşete düşsün utançlarından!

40:16 Sende neşe ve sevinç bulsun
Bütün sana yönelenler!
‹‹RAB yücedir!›› desin hep
Senin kurtarışını özleyenler!

40:17 Bense mazlum ve yoksulum,
Düşün beni, ya Rab.
Yardımcım ve kurtarıcım sensin,
Geç kalma, ey Tanrım!

41:1 Ne mutlu yoksulu düşünene!
RAB kurtarır onu kötü günde.

41:2 Korur RAB, yaşatır onu,
Ülkede mutlu kılar,
Terk etmez düşmanlarının eline.

41:3 Destek olur RAB ona
Yatağa düşünce;
Hastalandığında sağlığa kavuşturur onu.

41:4 ‹‹Acı bana, ya RAB!›› dedim,
‹‹Şifa ver bana, çünkü sana karşı günah işledim!››

41:5 Kötü konuşuyor düşmanlarım ardımdan:
‹‹Ne zaman ölecek adı batası?›› diyorlar.

41:6 Biri beni görmeye geldi mi, boş laf ediyor,
Fesat topluyor içinde,
Sonra dışarı çıkıp fesadı yayıyor.

41:7 Benden nefret edenlerin hepsi
Fısıldaşıyor aralarında bana karşı,
Zararımı düşünüyorlar,

41:8 ‹‹Başına öyle kötü bir şey geldi ki›› diyorlar,
‹‹Yatağından kalkamaz artık.››

41:9 Ekmeğimi yiyen, güvendiğim yakın dostum bile
İhanet etti bana.

41:10 Bari sen acı bana, ya RAB, kaldır beni.
Bunların hakkından geleyim.

41:11 Düşmanım zafer çığlığı atmazsa,
O zaman anlarım benden hoşnut kaldığını.

41:12 Dürüstlüğümden ötürü bana destek olur,
Sonsuza dek beni huzurunda tutarsın.

41:13 Öncesizlikten sonsuza dek,
Övgüler olsun İsrail'in Tanrısı RAB'be!
Amin! Amin!

42:1 Geyik akarsuları nasıl özlerse,
Canım da seni öyle özler, ey Tanrı! yazılır.

42:2 Canım Tanrıya, yaşayan Tanrıya susadı;
Ne zaman görmeye gideceğim Tanrının yüzünü?

42:3 Gözyaşlarım ekmeğim oldu gece gündüz,
Gün boyu, ‹‹Nerede senin Tanrın?›› dedikleri için.

42:4 Anımsayınca içim içimi yiyor,
Nasıl toplulukla birlikte yürür,
Tanrının evine kadar alaya öncülük ederdim,
Sevinç ve şükran sesleri arasında,
Bayram eden bir kalabalıkla birlikte.

42:5 Neden üzgünsün, ey gönlüm,
Neden içim huzursuz?
Tanrıya umut bağla,
Çünkü Ona yine övgüler sunacağım;
O benim kurtarıcım ve Tanrımdır.

42:6 Gönlüm üzgün,
Bu yüzden seni anımsıyorum, ey Tanrım.
Şeria yöresinde, Hermon ve Misar dağlarında
Çağlayanların gümbürdeyince,
Enginler birbirine sesleniyor,
Bütün dalgaların, sellerin üzerimden geçiyor.

42:8 Gündüz RAB sevgisini gösterir,
Gece ilahi söyler, dua ederim
Yaşamımın Tanrısına.

42:9 Kayam olan Tanrıma diyorum ki,
‹‹Neden beni unuttun?
Niçin düşmanlarımın baskısı altında
Yaslı gezeyim?››

42:10 Gün boyu hasımlarım: ‹‹Nerede senin Tanrın?›› diyerek
Bana sataştıkça,
Kemiklerim kırılıyor sanki.

42:11 Neden üzgünsün, ey gönlüm,
Neden içim huzursuz?
Tanrı'ya umut bağla,
Çünkü O'na yine övgüler sunacağım;
O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.

43:1 Hakkımı ara, ey Tanrı,
Savun beni vefasız ulusa karşı,
Kurtar hileci, haksız insandan.

43:2 Çünkü sen Tanrım, kalemsin;
Neden beni reddettin?
Niçin düşmanlarımın baskısı altında
Yaslı gezeyim?

43:3 Gönder ışığını, gerçeğini,
Yol göstersinler bana,
Senin kutsal dağına, konutuna götürsünler beni.

43:4 O zaman Tanrının sunağına,
Neşe, sevinç kaynağım Tanrıya gideceğim
Ve sana, ey Tanrı, Tanrım benim,
Lirle şükredeceğim.

43:5 Neden üzgünsün, ey gönlüm,
Neden içim huzursuz?
Tanrı'ya umut bağla,
Çünkü O'na yine övgüler sunacağım;
O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.

44:1 Ey Tanrı, kulaklarımızla duyduk,
Atalarımız anlattı bize,
Neler yaptığını onların gününde, eski günlerde.

44:2 Elinle ulusları kovdun,
Ama atalarımıza yer verdin;
Halkları kırdın,
Ama atalarımızın yayılmasını sağladın.

44:3 Onlar ülkeyi kılıçla kazanmadılar,
Kendi bilekleriyle zafere ulaşmadılar.
Senin sağ elin, bileğin, yüzünün ışığı sayesinde oldu bu;
Çünkü sen onları sevdin.

44:4 Ey Tanrı, kralım sensin,
Buyruk ver de Yakup soyu kazansın!

44:5 Senin sayende düşmanlarımızı püskürteceğiz,
Senin adınla karşıtlarımızı ezeceğiz.

44:6 Çünkü ben yayıma güvenmem,
Kılıcım da beni kurtarmaz;

44:7 Ancak sensin bizi düşmanlarımızdan kurtaran,
Bizden nefret edenleri utanca boğan.

44:8 Her gün Tanrıyla övünür,
Sonsuza dek adına şükran sunarız. --iSela

44:9 Ne var ki, reddettin bizi, aşağıladın,
Artık ordularımızla savaşa çıkmıyorsun.

44:10 Düşman karşısında bizi gerilettin,
Bizden tiksinenler bizi soydu.

44:11 Kasaplık koyuna çevirdin bizi,
Ulusların arasına dağıttın.

44:12 Yok pahasına sattın halkını,
Üstelik satıştan hiçbir şey kazanmadan.

44:13 Bizi komşularımızın yüzkarası,
Çevremizdekilerin eğlencesi, alay konusu ettin.

44:14 Ulusların diline düşürdün bizi,
Gülüyor halklar halimize.

44:15 Rezilliğim gün boyu karşımda,
Utancımdan yerin dibine geçtim

44:16 Hakaret ve sövgü duya duya,
Öç almak isteyen düşman karşısında.

44:17 Bütün bunlar başımıza geldi,
Yine de seni unutmadık,
Antlaşmana ihanet etmedik,

44:18 Döneklik etmedik,
Adımlarımız senin yolundan sapmadı.

44:19 Oysa sen bizi ezdin, ülkemizi çakalların uğrağı ettin,
Üstümüzü koyu karanlıkla örttün.

44:20 Eğer Tanrımızın adını unutsaydık,
Yabancı bir ilaha ellerimizi açsaydık,

44:21 Tanrı bunu ortaya çıkarmaz mıydı?
Çünkü O yürekteki gizleri bilir.

44:22 Senin uğruna her gün öldürülüyoruz,
Kasaplık koyun sayılıyoruz.

44:23 Uyan, ya Rab! Niçin uyuyorsun?
Kalk! Sonsuza dek terk etme bizi!

44:24 Niçin yüzünü gizliyorsun?
Neden mazlum halimizi, üzerimizdeki baskıyı unutuyorsun?

44:25 Çünkü yere serildik,
Bedenimiz toprağa yapıştı.

44:26 Kalk, yardım et bize!
Kurtar bizi sevgin uğruna!

45:1 Yüreğimden güzel sözler taşıyor,
Kral için söylüyorum şiirlerimi,
Dilim usta bir yazarın kalemi gibi olsun.

45:2 Sen insanların en güzelisin,
Lütuf saçılmış dudaklarına.
Çünkü Tanrı seni sonsuza dek kutsamış.

45:3 Ey yiğit savaşçı, kuşan kılıcını beline,
Görkemine, yüceliğine bürün.

45:4 At sırtında görkeminle, zaferle ilerle,
Gerçek ve adalet uğruna
Sağ elin korkunç işler göstersin. ‹‹Gerçek ve alçakgönüllülük, adalet uğruna››.

45:5 Okların sivridir,
Kral düşmanlarının yüreğine saplanır,
Halklar ayaklarının altına serilir.

45:6 Ey Tanrı, tahtın sonsuzluklar boyunca kalıcıdırfö,
Krallığının asası adalet asasıdır. da ‹‹Tanrının sana armağan ettiği krallık sonsuzluklar boyunca kalıcıdır››.

45:7 Doğruluğu sever, kötülükten nefret edersin.
Bunun için Tanrı, senin Tanrın,
Seni sevinç yağıyla
Arkadaşlarından daha çok meshetti.

45:8 Giysilerinin tümü mür, öd, tarçın kokuyor;
Fildişi saraylardan gelen çalgı sesleri seni eğlendiriyor!

45:9 Kral kızları senin saygın kadınların arasında,
Kraliçe, Ofir altınları içinde senin sağında duruyor.

45:10 Dinle, ey kral kızı, bak, kulak ver,
Halkını, baba evini unut.

45:11 Kral senin güzelliğine vuruldu,
Efendin olduğu için önünde eğil.

45:12 Sur halkı armağan getirecek,
Halkın zenginleri lütfunu kazanmak isteyecek.

45:13 Kral kızı odasında ışıl ışıl parıldıyor,
Giysisi altınla dokunmuş.

45:14 İşlemeli giysiler içinde kralın önüne çıkarılacak,
Arkadaşları, ona eşlik eden kızlar sana getirilecek.

45:15 Sevinç ve coşkuyla götürülecek,
Kralın sarayına girecekler.

45:16 Atalarının yerini oğulların alacak,
Onları önder yapacaksın bütün ülkeye.

45:17 Adını kuşaklar boyunca yaşatacağım,
Böylece halklar sonsuza dek övecek seni.

46:1 Tanrı sığınağımız ve gücümüzdür,
Sıkıntıda hep yardıma hazırdır. bilinmeyen bir müzik terimi.

46:2 Bu yüzden korkmayız yeryüzü altüst olsa,
Dağlar denizlerin bağrına devrilse,

46:3 Sular kükreyip köpürse,
Kabaran deniz dağları titretse bile. --iSela

46:4 Bir ırmak var ki, suları sevinç getirir Tanrı kentine,
Yüceler Yücesinin kutsal konutuna.

46:5 Tanrı onun ortasındadır,
Sarsılmaz o kent.
Gün doğarken Tanrı ona yardım eder.

46:6 Uluslar kükrüyor, krallıklar sarsılıyor,
Tanrı gürleyince yeryüzü eriyip gidiyor.

46:7 Her Şeye Egemen RAB bizimledir,
Yakupun Tanrısı kalemizdir. --iSela

46:8 Gelin, görün RABbin yaptıklarını,
Yeryüzüne getirdiği yıkımları.

46:9 Savaşları durdurur yeryüzünün dört bucağında,
Yayları kırar, mızrakları parçalar,
Kalkanları yakar.

46:10 ‹‹Sakin olun, bilin ki, Tanrı benim!
Uluslar arasında yüceleceğim,
Yeryüzünde yüceleceğim!››

46:11 Her Şeye Egemen RAB bizimledir,
Yakup'un Tanrısı kalemizdir. --iSela

47:1 Ey bütün uluslar, el çırpın!
Sevinç çığlıkları atın Tanrının onuruna!

47:2 Ne müthiştir yüce RAB,
Bütün dünyanın ulu Kralı.

47:3 Halkları altımıza,
Ulusları ayaklarımızın dibine serer.

47:4 Sevdiği Yakupun gururu olan mirasımızı
O seçti bizim için. --iSela

47:5 RAB Tanrı sevinç çığlıkları,
Boru sesleri arasında yükseldi.

47:6 Ezgiler sunun Tanrıya, ezgiler;
Ezgiler sunun Kralımıza, ezgiler!

47:7 Çünkü Tanrı bütün dünyanın kralıdır,
Maskil sunun! edebiyat terimi. ‹‹Didaktik şiir›› anlamına gelebilir.

47:8 Tanrı kutsal tahtına oturmuş,
Krallık eder uluslara.

47:9 Ulusların önderleri
İbrahim'in Tanrısı'nın halkıyla bir araya gelmiş;
Çünkü Tanrı'ya aittir yeryüzü kralları.
O çok yücedir.

48:1 RAB büyüktür ve yalnız O övülmeye değer
Tanrımızın kentinde, kutsal dağında.

48:2 Yükselir zarafetle,
Bütün yeryüzünün sevinci Siyon Dağı,
Safonunfş doruğu, ulu Kralın kenti.

48:3 Tanrı onun kalelerinde
Sağlam kule olarak gösterdi kendini.

48:4 Krallar toplandı,
Birlikte Siyonun üzerine yürüdüler.

48:5 Ama onu görünce şaşkına döndüler,
Dehşete düşüp kaçtılar.

48:6 Doğum sancısı tutan kadın gibi,
Bir titreme aldı onları orada.

48:7 Doğu rüzgarının parçaladığı ticaret gemileri gibi
Yok ettin onları.

48:8 Her Şeye Egemen RABbin kentinde,
Tanrımızın kentinde,
Nasıl duyduksa, öyle gördük.
Tanrı onu sonsuza dek güvenlik içinde tutacak. --iSela

48:9 Ey Tanrı, tapınağında,
Ne kadar vefalı olduğunu düşünüyoruz.

48:10 Adın gibi, ey Tanrı, övgün de
Dünyanın dört bucağına varıyor.
Sağ elin zafer dolu.

48:11 Sevinsin Siyon Dağı,
Coşsun Yahuda beldeleri
Senin yargılarınla!

48:12 Siyonun çevresini gezip dolanın,
Kulelerini sayın,

48:13 Surlarına dikkatle bakın,
Kalelerini yoklayın ki,
Gelecek kuşağa anlatasınız:

48:14 Bu Tanrı sonsuza dek bizim Tanrımız olacak,
Bize hep yol gösterecektir.

49:1 Ey bütün halklar, dinleyin!
Kulak verin hepiniz, ey dünyada yaşayanlar,

49:2 Halk çocukları, bey çocukları,
Zenginler, yoksullar!

49:3 Bilgelik dökülecek ağzımdan,
Anlayış sağlayacak içimdeki düşünceler,

49:4 Kulak vereceğim özdeyişlere,
Lirle yorumlayacağım bilmecemi.

49:5 Niçin korkayım kötü günlerde
Niyeti bozuk düşmanlarım çevremi sarınca?

49:6 Onlar varlıklarına güvenir,
Büyük servetleriyle böbürlenirler.

49:7 Kimse kimsenin hayatının bedelini ödeyemez,
Tanrıya fidye veremez.

49:8 Çünkü hayatın fidyesi büyüktür,
Kimse ödemeye yeltenmemeli.

49:9 Böyle olmasa,
Sonsuza dek yaşar insan,
Mezar yüzü görmez.

49:10 Kuşkusuz herkes biliyor bilgelerin öldüğünü,
Aptallarla budalaların yok olduğunu.
Mallarını başkalarına bırakıyorlar.

49:11 Mezarları, sonsuza dek evleri,
Kuşaklar boyu konutları olacak,
Topraklarına kendi adlarını verseler bile. evleri, kuşaklar boyu konutları olacak››, Masoretik metin ‹‹ ‹Evlerimiz sonsuza dek kalacak› diye düşünüyorlar››.

49:12 Bütün gösterişine karşın geçicidir insan,
Ölüp giden hayvanlar gibi.

49:13 Budalaların yolu,
Onların sözünü onaylayanların sonu budur. --iSela

49:14 Sürü gibi ölüler diyarına sürülecekler,
Ölüm güdecek onları.
Tan ağarınca doğrular onlara egemen olacak,
Cesetleri çürüyecek,
Ölüler diyarı onlara konut olacak.

49:15 Ama Tanrı beni
Ölüler diyarının pençesinden kurtaracak
Ve yanına alacak. --iSela

49:16 Korkma biri zenginleşirse,
Evinin görkemi artarsa.

49:17 Çünkü ölünce hiçbir şey götüremez,
Görkemi onunla mezara gitmez.

49:18 Yaşarken kendini mutlu saysa bile,
Başarılı olunca övülse bile.

49:19 Atalarının kuşağına katılacak,
Onlar ki asla ışık yüzü görmeyecekler.

49:20 Bütün gösterişine karşın anlayışsızdır insan,
Ölüp giden hayvanlar gibi.

50:1 Güçlü olan Tanrı, RAB konuşuyor;
Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar
Yeryüzünün tümüne sesleniyor.

50:2 Güzelliğin doruğu Siyondan
Parıldıyor Tanrı.

50:3 Tanrımız geliyor, sessiz kalmayacak,
Önünde yanan ateş her şeyi kül ediyor,
Çevresinde şiddetli bir fırtına esiyor.

50:4 Halkını yargılamak için
Yere göğe sesleniyor:

50:5 ‹‹Toplayın önüme sadık kullarımı,
Kurban keserek benimle antlaşma yapanları.››

50:6 Gökler Onun doğruluğunu duyuruyor,
Çünkü yargıç Tanrının kendisidir. --iSela

50:7 ‹‹Ey halkım, dinle de konuşayım,
Ey İsrail, sana karşı tanıklık edeyim:
Ben Tanrıyım, senin Tanrınım!

50:8 Kurbanlarından ötürü seni azarlamıyorum,
Yakmalık sunuların sürekli önümde.

50:9 Ne evinden bir boğa,
Ne de ağıllarından bir teke alacağım.

50:10 Çünkü bütün orman yaratıkları,
Dağlardaki bütün hayvanlar benimdir.

50:11 Dağlardaki bütün kuşları korurum,
Kırlardaki bütün yabanıl hayvanlar benimdir.

50:12 Acıksam sana söylemezdim,
Çünkü bütün dünya ve içindekiler benimdir.

50:13 Ben boğa eti yer miyim?
Ya da keçi kanı içer miyim?

50:14 Tanrıya şükran kurbanı sun,
Yüceler Yücesine adadığın adakları yerine getir.

50:15 Sıkıntılı gününde seslen bana,
Seni kurtarırım, sen de beni yüceltirsin.

50:16 Ama Tanrı kötüye şöyle diyor:
‹‹Kurallarımı ezbere okumaya
Ya da antlaşmamı ağzına almaya ne hakkın var?

50:17 Çünkü yola getirilmekten nefret ediyor,
Sözlerimi arkana atıyorsun.

50:18 Hırsız görünce onunla dost oluyor,
Zina edenlere ortak oluyorsun.

50:19 Ağzını kötülük için kullanıyor,
Dilini yalana koşuyorsun.

50:20 Oturup kardeşine karşı konuşur,
Annenin oğluna kara çalarsın.

50:21 Sen bunları yaptın, ben sustum,
Beni kendin gibi sandın.
Seni azarlıyorum,
Suçlarını gözünün önüne seriyorum.

50:22 ‹‹Dikkate alın bunu, ey Tanrıyı unutan sizler!
Yoksa parçalarım sizi, kurtaran olmaz.

50:23 Kim şükran kurbanı sunarsa beni yüceltir;
Yolunu düzeltene kurtarışımı göstereceğim.››

51:1 Ey Tanrı, lütfet bana,
Sevgin uğruna;
Sil isyanlarımı,
Sınırsız merhametin uğruna.

51:2 Tümüyle yıka beni suçumdan,
Arıt beni günahımdan.

51:3 Çünkü biliyorum isyanlarımı,
Günahım sürekli karşımda.

51:4 Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim,
Senin gözünde kötü olanı yaptım.
Öyle ki, konuşurken haklı,
Yargılarken adil olasın.

51:5 Nitekim suç içinde doğdum ben,
Günah içinde annem bana hamile kaldı.

51:6 Madem sen gönülde sadakat istiyorsun,
Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde.

51:7 Beni mercanköşkotuyla arıt, paklanayım,
Yıka beni, kardan beyaz olayım.

51:8 Neşe, sevinç sesini duyur bana,
Bayram etsin ezdiğin kemikler.

51:9 Bakma günahlarıma,
Sil bütün suçlarımı.

51:10 Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat,
Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.

51:11 Beni huzurundan atma,
Kutsal Ruhunu benden alma.

51:12 Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini,
Bana destek ol, istekli bir ruh ver.

51:13 Başkaldıranlara senin yollarını öğreteyim,
Günahkârlar geri dönsün sana.

51:14 Kurtar beni kan dökme suçundan,
Ey Tanrı, beni kurtaran Tanrı,
Dilim senin kurtarışını ilahilerle övsün.

51:15 Ya Rab, aç dudaklarımı,
Ağzım senin övgülerini duyursun.

51:16 Çünkü sen kurbandan hoşlanmazsın,
Yoksa sunardım sana,
Yakmalık sunudan hoşnut kalmazsın.

51:17 Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur,
Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı.

51:18 Lütfet, Siyona iyilik yap,
Yeruşalimin surlarını onar.

51:19 O zaman doğru sunulan kurbanlar,
Yakmalık sunular, tümüyle yakmalık sunular,
Seni hoşnut kılar;
O zaman sunağında boğalar sunulur.

52:1 Niçin kötülüğünle böbürlenirsin, ey kabadayı,
Tanrının sadık kullarına karşı
Bütün gün dilin yıkım tasarlar
Keskin ustura gibi, ey hilekâr.

52:3 İyilikten çok kötülüğü,
Doğru konuşmaktan çok yalanı seversin. --iSela

52:4 Seni hileli dil seni!
Her yıkıcı sözü seversin.

52:5 Ama Tanrı seni sonsuza dek yıkacak,
Seni kapıp çadırından fırlatacak,
Yaşam diyarından kökünü sökecek. --iSela

52:6 Doğrular bunu görünce korkacak,
Gülerek şöyle diyecekler:

52:7 ‹‹İşte bu adam, Tanrıya sığınmak istemedi,
Servetinin bolluğuna güvendi,
Başkalarını yıkarak güçlendi!››

52:8 Ama ben Tanrının evinde yeşeren zeytin ağacı gibiyim,
Sonsuza dek Tanrının sevgisine güvenirim.

52:9 Sürekli sana şükrederim yaptıkların için,
Sadık kullarının önünde umut bağlarım,
Çünkü adın iyidir.

53:1 Akılsız içinden, ‹‹Tanrı yok!›› der.
İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü,
İyilik eden yok. sazlar››.

53:2 Tanrı göklerden bakar oldu insanlara,
Akıllı, Tanrıya yönelen biri var mı diye.

53:3 Hepsi saptı,
Tümü yozlaştı,
İyilik eden yok,
Bir kişi bile!

53:4 Suç işleyenler görmüyor mu?
Halkımı ekmek yer gibi yiyor,
Tanrıya yakarmıyorlar.

53:5 Ama korkulmayacak yerde korkacaklar,
Çünkü Tanrı seni kuşatanların kemiklerini dağıtacak,
Onları reddettiği için hepsini utandıracak.

53:6 Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse!
Tanrı halkını eski gönencine kavuşturunca,
Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.

54:1 Ey Tanrı, beni adınla kurtar,
Gücünle akla beni!

54:2 Ey Tanrı, duamı dinle,
Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.

54:3 Çünkü küstahlar bana saldırıyor,
Zorbalar canımı almak istiyor,
Tanrıya aldırmıyorlar. --iSela

54:4 İşte Tanrı benim yardımcımdır,
Tek desteğim Rabdir.

54:5 Düşmanlarım yaptıkları kötülüğün cezasını bulsun,
Sadakatin uyarınca yok et onları.

54:6 Ya RAB, sana gönülden bir kurban sunacağım,
Adına şükredeceğim, çünkü adın iyidir.

54:7 Beni bütün sıkıntılarımdan kurtardın,
Gözlerim düşmanlarımın yok oluşunu gördü.

55:1 Ey Tanrı, kulak ver duama,
Sırt çevirme yalvarışıma!

55:2 Dikkatini çevir, yanıt ver bana.
Düşüncelerim beni rahatsız ediyor, şaşkınım

55:3 Düşman sesinden, kötünün baskısından;
Çünkü sıkıntıya sokuyorlar beni,
Öfkeyle üstüme üstüme geliyorlar.

55:4 Yüreğim sızlıyor içimde,
Ölüm dehşeti çöktü üzerime.

55:5 Korku ve titreme sardı beni,
Ürperti kapladı içimi.

55:6 ‹‹Keşke güvercin gibi kanatlarım olsaydı!››
Dedim kendi kendime, ‹‹Uçar, rahatlardım.

55:7 Uzaklara kaçar,
Çöllerde konaklardım. --iSela

55:8 Sert rüzgara, kasırgaya karşı
Hemen bir barınak bulurdum.››

55:9 Şaşkına çevir kötüleri, ya Rab, karıştır dillerini,
Çünkü kentte şiddet ve çatışma görüyorum.

55:10 Gece gündüz kent surları üzerinde dolaşırlar,
Haksızlık, fesat dolu kentin içi.

55:11 Yıkıcılık kentin göbeğinde,
Zorbalık, hile eksilmez meydanından.

55:12 Beni aşağılayan bir düşman olsaydı,
Katlanabilirdim;
Bana küstahlık eden bir hasım olsaydı,
Gizlenebilirdim.

55:13 Ama sensin, bana denk,
Yoldaşım, yakın arkadaşım.

55:14 Birlikte tatlı tatlı yarenlik eder,
Toplulukla Tanrının evine giderdik.

55:15 Ölüm yakalasın düşmanlarımı ansızın,
Diri diri ölüler diyarına insinler;
Çünkü içleri ve evleri kötülük dolu.

55:16 Bense Tanrıya seslenirim,
RAB kurtarır beni.

55:17 Sabah, öğlen, akşam kederimden feryat ederim,
O işitir sesimi.

55:18 Bana karşı girişilen savaştan
Esenlikle kurtarır canımı,
Sayısı çok da olsa karşıtlarımın.

55:19 Öncesizlikten bu yana tahtında oturan Tanrı,
Duyacak ve ezecek onları. --iSela
Çünkü hiç değişmiyor
Ve Tanrıdan korkmuyorlar.

55:20 Yoldaşım dostlarına saldırarak
Yaptığı antlaşmayı bozdu.

55:21 Ağzından bal damlar,
Ama yüreğinde savaş var.
Sözleri yağdan yumuşak,
Ama yalın birer kılıçtır.

55:22 Yükünü RABbe bırak,
O sana destek olur.
Asla izin vermez
Doğru insanın sarsılmasına.

55:23 Ama sen, ey Tanrı, ölüm çukuruna atacaksın kötüleri,
Günlerinin yarısını görmeyecek katillerle hainler;
Bense sana güveniyorum.

56:1 Acı bana, ey Tanrı,
Çünkü ayak altında çiğniyor insanlar beni,
Gün boyu saldırıp eziyorlar.

56:2 Düşmanlarım ayak altında çiğniyor beni her gün,
Küstahça saldırıyor çoğu.

56:3 Sana güvenirim korktuğum zaman.

56:4 Tanrıya, sözünü övdüğüm Tanrıya
Güvenirim ben, korkmam.
İnsan bana ne yapabilir?

56:5 Gün boyu sözlerimi çarpıtıyorlar,
Hakkımda hep kötülük tasarlıyorlar.

56:6 Fesatlık için uğraşıyor, pusuya yatıyor,
Adımlarımı gözlüyor, canımı almak istiyorlar.

56:7 Kötülüklerinin cezasından kurtulacaklar mı?
Ey Tanrı, halkları öfkeyle yere çal!

56:8 Çektiğim acıları kaydettin,
Gözyaşlarımı tulumunda biriktirdin!
Bunlar defterinde yazılı değil mi?

56:9 Seslendiğim zaman,
Düşmanlarım geri çekilecek. Biliyorum, Tanrı benden yana.

56:10 Sözünü övdüğüm Tanrıya,
Sözünü övdüğüm RABbe,

56:11 Tanrıya güvenirim ben, korkmam;
İnsan bana ne yapabilir?

56:12 Ey Tanrı, sana adaklar adamıştım,
Şükran kurbanları sunmalıyım şimdi.

56:13 Çünkü canımı ölümden kurtardın,
Ayaklarımı tökezlemekten korudun;
İşte yaşam ışığında, Tanrı huzurunda yürüyorum.

57:1 Acı bana, ey Tanrı, acı,
Çünkü sana sığınıyorum;
Felaket geçinceye kadar,
Kanatlarının gölgesine sığınacağım.

57:2 Yüce Tanrıya,
Benim için her şeyi yapan Tanrıya sesleniyorum.

57:3 Gökten gönderip beni kurtaracak,
Beni ezmek isteyenleri azarlayacak, --iSela
Sevgisini, sadakatini gösterecektir.

57:4 Aslanların arasındayım,
Alev kusan insanlar arasında yatarım,
Mızrak gibi, ok gibi dişleri,
Keskin kılıç gibi dilleri.

57:5 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı,
Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!

57:6 Ayaklarım için ağ serdiler,
Çöktüm;
Yoluma çukur kazdılar,
İçine kendileri düştüler. --iSela

57:7 Kararlıyım, ey Tanrı, kararlıyım,
Ezgiler, ilahiler söyleyeceğim.

57:8 Uyan, ey canım,
Uyan, ey lir, ey çenk,
Seheri ben uyandırayım!

57:9 Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya Rab,
Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.

57:10 Çünkü sevgin göklere erişir,
Sadakatin gökyüzüne ulaşır.

57:11 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı,
Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!

58:1 Ey yöneticilerfü, gerçekten adil mi karar verirsiniz?
Doğru mu yargılarsınız insanları?

58:2 Hayır! Hep haksızlık tasarlarsınız içinizde,
Zorbalık saçar elleriniz yeryüzüne.

58:3 Kötüler daha ana rahmindeyken yoldan çıkar,
Doğdu doğalı yalan söyleyerek sapar.

58:4 Zehirleri yılan zehiri gibidir.
Kulakları tıkalı bir kobrayı andırırlar,

58:5 Usta büyücülerin,
Afsuncuların sesini duymak istemeyen bir kobrayı.

58:6 Ey Tanrı, kır onların ağzında dişlerini,
Sök genç aslanların azı dişlerini, ya RAB!

58:7 Akıp giden su gibi yok olsunlar.
Yaylarını gerince oklarının ucu kırılsın.

58:8 Süründükçe eriyen sümüklüböceğe dönsünler.
Düşük çocuk gibi güneş yüzü görmesinler.

58:9 Kazanlarınız diken ateşini daha duymadan,
Yaşı da kurusu da kasırgayla savrulacak kötülerin.

58:10 Doğru adam alınan öcü görünce sevinecek
Ve ayaklarını kötünün kanında yıkayacak.

58:11 O zaman insanlar, ‹‹Gerçekten doğrulara ödül var›› diyecek,
‹‹Gerçekten dünyayı yargılayan bir Tanrı var.››

59:1 Kurtar beni düşmanlarımdan, ey Tanrım,
Kalem ol hasımlarıma karşı.

59:2 Kurtar beni suç işleyenlerden,
Uzak tut kanlı katillerden.

59:3 Bak, canımı almak için pusu kuruyorlar,
Güçlüler bana karşı birleşiyorlar,
Oysa başkaldırmadım, günahım yok, ya RAB.

59:4 Suç işlemediğim halde,
Koşuşup hazırlanıyorlar.
Kalk bana yardım etmek için, halime bak!

59:5 Sen, ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı,
İsrailin Tanrısı,
Uyan bütün ulusları cezalandırmak için,
Acıma bu suçlu hainlere! --iSela

59:6 Akşam döner, köpek gibi hırlayıp
Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.

59:7 Bak, neler dökülür ağızlarından,
Kılıç çıkar dudaklarından.
‹‹Kim duyacak?›› derler.

59:8 Ama sen onlara gülersin, ya RAB,
Bütün uluslarla eğlenirsin.

59:9 Gücüm sensin, seni gözlüyorum,
Çünkü kalemsin, ey Tanrı.

59:10 Tanrım sevgisiyle karşılar beni,
Bana düşmanlarımın yıkımını gösterir.

59:11 Onları öldürme, yoksa halkım unutur,
Gücünle dağıt ve alçalt onları,
Ya Rab, kalkanımız bizim.

59:12 Ağızlarının günahı, dudaklarından çıkan söz yüzünden,
Gururlarının tuzağına düşsünler.
Okudukları lanet, söyledikleri yalan yüzünden

59:13 Yok et onları gazabınla, yok et, tükensinler;
Bilsinler ki, Tanrının egemenliği Yakup soyundan
Yeryüzünün ucuna kadar ulaşır. --iSela

59:14 Akşam döner, köpek gibi hırlayıp
Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.

59:15 Yiyecek bulmak için gezerler,
Doymazlarsa ulurlar.

59:16 Bense gücün için sabah ezgiler söyleyecek,
Sevgini sevinçle dile getireceğim.
Çünkü sen bana kale,
Sıkıntılı günümde sığınak oldun.

59:17 Gücüm sensin, seni ilahilerle öveceğim,
Çünkü kalem, beni seven Tanrı sensin.

60:1 Bizi reddettin, parladın bize karşı, ey Tanrı,
Öfkelendin; eski halimize döndür bizi!

60:2 Salladın yeri, yarıklar açtın;
Onar çatlaklarını, çünkü yer sarsılıyor.

60:3 Halkına sıkıntı çektirdin,
Sersemletici bir şarap içirdin bize.

60:4 Sancak verdin senden korkanlara,
Okçulara karşı açsınlar diye. --iSela

60:5 Kurtar bizi sağ elinle, yardım et,
Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!

60:6 Tanrı şöyle konuştu kutsal yerinde:
‹‹Şekemi sevinçle bölüştürecek,
Sukkot Vadisini ölçeceğim.

60:7 Gilat benimdir, Manaşşe de benim,
Efrayim miğferim,
Yahuda asam.

60:8 Moav yıkanma leğenim,
Edomun üzerine çarığımı fırlatacağım,
Filiste zaferle haykıracağım.›› fırlatılması, bir yerin sahiplenilmesi anlamına geliyordu.

60:9 Kim beni surlu kente götürecek?
Kim bana Edoma kadar yol gösterecek?

60:10 Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi?
Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?

60:11 Yardım et bize düşmana karşı,
Çünkü boştur insan yardımı.

60:12 Tanrı'yla zafer kazanırız,
O çiğner düşmanlarımızı.

61:1 Ey Tanrı, yakarışımı işit,
Duama kulak ver!

61:2 Sana seslenirim yeryüzünün öbür ucundan,
Yüreğime hüzün çökünce. Erişemeyeceğim yüksek bir kayaya çıkar beni,

61:3 Çünkü sen benim için sığınak,
Düşmana karşı güçlü bir kule oldun.

61:4 Çadırında sonsuza dek oturmak
Ve kanatlarının gölgesine sığınmak isterim. --iSela

61:5 Çünkü sen, ey Tanrı, adaklarımı duydun,
Adından korkanların mirasını bana verdin.

61:6 Kralın günlerine gün kat,
Yılları yüzyıllar olsun!

61:7 Tanrının huzurunda sonsuza dek tahtında otursun;
Onu sevgin ve sadakatinle koru!

61:8 O zaman adını hep ilahilerle öveceğim,
Her gün adaklarımı yerine getireceğim.

62:1 Canım yalnız Tanrıda huzur bulur,
Kurtuluşum Ondan gelir.

62:2 Tek kayam, kurtuluşum,
Kalem Odur, asla sarsılmam.

62:3 Birini ezmek için daha ne vakte kadar
Hep birlikte üstüne saldıracaksınız,
Eğri bir duvara,
Yerinden oynamış bir çite saldırır gibi?

62:4 Tek düşünceleri onu doruktan indirmektir.
Yalandan zevk alırlar.
Ağızlarıyla hayırdua ederken,
İçlerinden lanet okurlar. --iSela

62:5 Ey canım, yalnız Tanrıda huzur bul,
Çünkü umudum Ondadır.

62:6 Tek kayam, kurtuluşum,
Kalem Odur, sarsılmam.

62:7 Kurtuluşum ve onurum Tanrıya bağlıdır,
Güçlü kayam, sığınağım Odur.

62:8 Ey halkım, her zaman Ona güven,
İçini dök Ona,
Çünkü Tanrı sığınağımızdır. --iSela

62:9 Sıradan insan ancak bir soluk,
Soylu insansa bir yalandır.
Tartıya konduğunda ikisi birlikte soluktan hafiftir.

62:10 Zorbalığa güvenmeyin, yağma malla övünmeyin;
Varlığınız artsa bile, ona gönül bağlamayın.

62:11 Tanrı bir şey söyledi,
Ben iki şey duydum:
Güç Tanrınındır,

62:12 Sevgi de senin, ya Rab!
Çünkü sen herkese, yaptığının karşılığını verirsin.

63:1 Ey Tanrı, sensin benim Tanrım,
Seni çok özlüyorum,
Canım sana susamış,
Kurak, yorucu, susuz bir diyarda,
Bütün varlığımla seni arıyorum.

63:2 Kutsal yerde baktım sana,
Gücünü, görkemini görmek için.

63:3 Senin sevgin yaşamdan iyidir,
Bu yüzden dudaklarım seni yüceltir.

63:4 Ömrümce sana övgüler sunacağım,
Senin adınla ellerimi kaldıracağım.

63:5 Zengin yiyeceklere doyarcasına doyacağım sana,
Şakıyan dudaklarla ağzım sana övgüler sunacak.

63:6 Yatağıma uzanınca seni anarım,
Gece boyunca derin derin seni düşünürüm.

63:7 Çünkü sen bana yardımcı oldun,
Kanatlarının gölgesinde sevincimi dile getiririm.

63:8 Canım sana sımsıkı sarılır,
Sağ elin bana destek olur.

63:9 Ama canımı almak isteyenler,
Yerin derinliklerine inecek,

63:10 Kılıcın ağzına atılacak,
Çakallara yem olacak.

63:11 Kralsa Tanrı'da sevinç bulacak.
Tanrı'nın adıyla ant içenlerin hepsi övünecek,
Yalancıların ağzıysa kapanacak.

64:1 Ey Tanrı, kulak ver sesime yakındığım zaman,
Hayatımı düşman korkusundan koru.

64:2 Kötülerin gizli tasarılarından,
O suçlu güruhun şamatasından esirge beni.

64:3 Onlar dillerini kılıç gibi bilemiş,
Acı sözlerini ok gibi hedefe yöneltmişler,

64:4 Pusularından masum insanın üzerine atmak için.
Ansızın vururlar, hiç çekinmeden.

64:5 Birbirlerini kötülük yapmaya iter,
Gizli tuzaklar tasarlarken,
‹‹Kim görecek?›› derler.

64:6 Haksızlık yapmayı düşünür,
‹‹Kusursuz bir plan yaptık!›› derler.
İnsanın içi ve yüreği derin bir sırdır, bilinmez.

64:7 Ama Tanrı onlara ok atacak,
Ansızın yaralanacaklar.

64:8 Dilleri yüzünden yıkıma uğrayacaklar,
Hallerini gören herkes alayla baş sallayacak.

64:9 Bütün insanlar korkuya kapılacak,
Tanrının işini duyuracak,
Onun yaptıkları üzerinde düşünecekler.

64:10 Doğru insan RAB'de sevinç bulacak,
O'na sığınacak,
Bütün temiz yürekliler O'nu övecek.

65:1 Ey Tanrı, Siyonda seni övgü bekliyor,
Yerine getirilecek sana adanan adaklar. Masoretik metin ‹‹Senin için sessizlik övgü››.

65:2 Ey sen, duaları işiten,
Bütün insanlar sana gelecek.

65:3 Suçlarımızın altında ezildik,
Ama sen isyanlarımızı bağışlarsın.

65:4 Ne mutlu avlularında otursun diye
Seçip kendine yaklaştırdığın kişiye!
Evinin, kutsal tapınağının
Nimetlerine doyacağız.

65:5 Ey bizi kurtaran Tanrı,
Müthiş işler yaparak
Zaferle yanıtlarsın bizi.
Sen yeryüzünün dört bucağında,
Uzak denizlerdekilerin umudusun;

65:6 Kudret kuşanan,
Gücüyle dağları kuran,

65:7 Denizlerin kükremesini,
Dalgaların gümbürtüsünü,
Halkların kargaşasını yatıştıran sensin.

65:8 Dünyanın öbür ucunda yaşayanlar
Korkuya kapılır senin belirtilerin karşısında.
Doğudan batıya kadar insanlara
Sevinç çığlıkları attırırsın.

65:9 Toprağa bakar, çok verimli kılarsın,
Onu zenginliğe boğarsın.
Ey Tanrı, ırmakların suyla doludur,
İnsanlara tahıl sağlarsın,
Çünkü sen toprağı şöyle hazırlarsın:

65:10 Sabanın açtığı yarıkları bolca sular,
Sırtlarını düzlersin.
Yağmurla toprağı yumuşatır,
Ürünlerine bereket katarsın.

65:11 İyiliklerinle yılı taçlandırırsın,
Arabalarının geçtiği yollardan bolluk akar,

65:12 Otlaklar yeşillenir,
Tepeler sevince bürünür,

65:13 Çayırlar sürülerle bezenir,
Vadiler ekinle örtünür,
Sevinçten haykırır, ezgi söylerler.

66:1 Ey yeryüzündeki bütün insanlar,
Tanrıya sevinç çığlıkları atın!

66:2 Adının yüceliğine ilahiler söyleyin,
Ona görkemli övgüler sunun!

66:3 ‹‹Ne müthiş işlerin var!›› deyin Tanrıya,
‹‹Öyle büyük gücün var ki,
Düşmanların eğiliyor önünde.

66:4 Bütün yeryüzü sana tapınıyor,
İlahiler okuyor, adını ilahilerle övüyor.›› --iSela

66:5 Gelin, bakın Tanrının neler yaptığına!
Ne müthiş işler yaptı insanlar arasında:

66:6 Denizi karaya çevirdi,
Atalarımız yaya geçtiler ırmaktan.
Yaptığına sevindik orada.

66:7 Kudretiyle sonsuza dek egemenlik sürer,
Gözleri ulusları süzer;
Başkaldıranlar gurura kapılmasın! --iSela

66:8 Ey halklar, Tanrımıza şükredin,
Övgülerini duyurun.

66:9 Hayatımızı koruyan,
Ayaklarımızın kaymasına izin vermeyen Odur.

66:10 Sen bizi sınadın, ey Tanrı,
Gümüş arıtır gibi arıttın.

66:11 Ağa düşürdün bizi,
Sırtımıza ağır yük vurdun.

66:12 İnsanları başımıza çıkardın,
Ateşten, sudan geçtik.
Ama sonra bizi bolluğa kavuşturdun.

66:13 Yakmalık sunularla evine gireceğim,
Adaklarımı yerine getireceğim,

66:14 Sıkıntı içindeyken dudaklarımdan dökülen,
Ağzımdan çıkan adakları.

66:15 Yakılan koçların dumanıyla semiz hayvanlardan
Sana yakmalık sunular sunacağım,
Tekeler, sığırlar kurban edeceğim. --iSela

66:16 Gelin, dinleyin, ey sizler, Tanrıdan korkanlar,
Benim için neler yaptığını size anlatayım.

66:17 Ağzımla Ona yakardım,
Övgüsü dilimden düşmedi.

66:18 Yüreğimde kötülüğe yer verseydim,
Rab beni dinlemezdi.

66:19 Oysa Tanrı dinledi beni,
Kulak verdi duamın sesine.

66:20 Övgüler olsun Tanrı'ya,
Çünkü duamı geri çevirmedi,
Sevgisini benden esirgemedi.

67:1 Tanrı bize lütfetsin, bolluk versin,
Yüzünün ışığı üzerimize parlasın. --iSela

67:2 Öyle ki, yeryüzünde yolun,
Bütün uluslar arasında kurtarıcı gücün bilinsin.

67:3 Halklar sana şükretsin, ey Tanrı,
Bütün halklar sana şükretsin!

67:4 Uluslar sevinsin, sevinçten çığlık atsın,
Çünkü sen halkları adaletle yargılarsın,
Yeryüzündeki uluslara yol gösterirsin. --iSela

67:5 Halklar sana şükretsin, ey Tanrı,
Bütün halklar sana şükretsin!

67:6 Toprak ürününü verdi,
Tanrı, Tanrımız, bizi bolluğa kavuştursun.

67:7 Tanrı bize bolluk versin,
Dünyanın dört bucağındakiler O'ndan korksun!

68:1 Kalksın Tanrı, dağılsın düşmanları,
Kaçsın önünden Ondan nefret edenler!

68:2 Dağıtsın onları dağılan duman gibi;
Ateşin karşısında eriyen balmumu gibi
Yok olsun kötüler Tanrının önünde!

68:3 Ancak doğrular sevinsin,
Bayram etsinler Tanrının önünde,
Neşeyle coşsunlar.

68:4 Tanrıya ezgiler söyleyin, adını ilahilerle övün,
Çölleri geçecek biniciye yol hazırlayın;
Onun adı RABdir, bayram edin önünde! ‹‹Bulutlara binmiş olana ezgiler sunun››.

68:5 Kutsal konutundaki Tanrı,
Öksüzlerin babası, dul kadınların savunucusudur.

68:6 Tanrı kimsesizlere ev verir,
Tutsakları özgürlüğe ve gönence kavuşturur,
Ama başkaldıranlar kurak yerde oturur.

68:7 Ey Tanrı, sen halkına öncülük ettiğinde,
Çölde yürüdüğünde, --iSela

68:8 Yer sarsıldı,
Göklerden yağmur boşandı Tanrının önünde,
Sina Dağı sarsıldı
Tanrının, İsrailin Tanrısının önünde.

68:9 Bol yağmurlar yağdırdın, ey Tanrı,
Canlandırdın yorgun düşen yurdunu.

68:10 Halkın oraya yerleşti,
İyiliğinle mazlumların geçimini sağladın, ey Tanrı.

68:11 Rab buyruk verdi,
Büyük bir kadın topluluğu duyurdu müjdeyi:

68:12 ‹‹Kaçıyor, kaçıyor orduların kralları!
Evi bekleyen kadınlar ganimeti paylaşıyor.

68:13 Ağılların arasında uyurken,
Kanatları gümüş, tüyleri pırıl pırıl altınla kaplı
Bir güvercine benzersiniz.››

68:14 Her Şeye Gücü Yeten, kralları dağıtırken,
Sanki Salmon Dağına kar yağıyordu.

68:15 Ey Başan Dağı, Tanrı Dağı!
Ey Başan Dağı, dorukları ulu dağ!

68:16 Ey ulu dağlar, niçin yan gözle bakıyorsunuz
Tanrının yerleşmek için seçtiği dağa?
Evet, RAB orada sonsuza dek oturacaktır.

68:17 Tanrının savaş arabaları sayısızdır,
Rab kutsallık içinde Sinadan geldi.

68:18 Sen yükseğe çıktın, tutsakları peşine taktın,
İnsanlardan, başkaldıranlardan bile armağanlar aldın,
Oraya yerleşmek için, ya RAB Tanrı.

68:19 Her gün yükümüzü taşıyan Rabbe,
Bizi kurtaran Tanrıya övgüler olsun. --iSela

68:20 Tanrımız kurtarıcı bir Tanrıdır,
Ölümden kurtarış yalnız Egemen RABbe özgüdür.

68:21 Kuşkusuz Tanrı düşmanlarının başını,
Suçlu yaşayanların kıllı kafasını ezer.

68:22 Rab, ‹‹Onları Başandan,
Denizin derinliklerinden geri getireceğim›› der,

68:23 ‹‹Öyle ki, ayaklarını düşmanlarının kanına batırasın,
Köpeklerinin dili de onlardan payını alsın.››

68:24 Ey Tanrı, senin zafer alayını,
Tanrımın, Kralımın kutsal yere törenle gelişini gördüler:

68:25 Başta okuyucular, arkada çalgıcılar,
Ortada tef çalan genç kızlar.

68:26 ‹‹Ey sizler, İsrail soyundan gelenler,
Toplantılarınızda Tanrıya, RABbe övgüler sunun!››

68:27 Önde en küçük oymak Benyamin,
Kalabalık halinde Yahuda önderleri,
Zevulun ve Naftali önderleri oradalar!

68:28 Ey Tanrı, Yeruşalimdeki tapınağından göster gücünü,
Bizim için kullandığın gücünü, ey Tanrı.
Krallar sana armağanlar sunacak.

68:30 Azarla kamışlar arasında yaşayan hayvanı,
Halkların buzağılarıyla boğalar sürüsünü,
Çiğne ayaklarınla gümüşe gönül verenleri,
Dağıt savaştan zevk alan halkları! boğalar›› ise irili ufaklı ulusları simgelemektedir.

68:31 Mısırdan elçiler gelecek,
Kûşlular ellerini Tanrıya doğru kaldırıverecek.

68:32 Ey yeryüzünün krallıkları, Tanrıya ezgiler söyleyin,
İlahilerle övün Rabbi, --iSela

68:33 Göklere, kadim göklere binmiş olanı.
İşte sesiyle, güçlü sesiyle gürlüyor!

68:34 Tanrının gücünü tanıyın;
Onun yüceliği İsrailin üzerinde,
Gücü göklerdedir.

68:35 Ne heybetlisin, ey Tanrı, tapınağında!
İsrail'in Tanrısı'na,
Halkına güç, kudret veren Tanrı'ya övgüler olsun!

69:1 Kurtar beni, ey Tanrı,
Sular boyuma ulaştı.

69:2 Dipsiz batağa gömülüyorum,
Basacak yer yok.
Derin sulara battım,
Sellere kapıldım.

69:3 Tükendim feryat etmekten,
Boğazım kurudu;
Gözlerimin feri sönüyor
Tanrımı beklemekten.

69:4 Yok yere benden nefret edenler
Saçlarımdan daha çok.
Kalabalıktır canıma kasteden haksız düşmanlarım.
Çalmadığım malı nasıl geri verebilirim?

69:5 Akılsızlığımı biliyorsun, ey Tanrı,
Suçlarım senden gizli değil.

69:6 Ya Rab, Her Şeye Egemen RAB,
Utanmasın sana umut bağlayanlar benim yüzümden!
Ey İsrailin Tanrısı,
Benim yüzümden sana yönelenler rezil olmasın!

69:7 Senin uğruna hakarete katlandım,
Utanç kapladı yüzümü.

69:8 Kardeşlerime yabancı,
Annemin öz oğullarına uzak kaldım.

69:9 Çünkü evin için gösterdiğim gayret beni yiyip bitirdi,
Sana edilen hakaretlere ben uğradım.

69:10 Oruç tutup ağlayınca,
Yine hakarete uğradım.

69:11 Çula büründüğüm zaman
Alay konusu oldum.

69:12 Kent kapısında oturanlar beni çekiştiriyor,
Sarhoşların türküsü oldum.

69:13 Ama benim duam sanadır, ya RAB.
Ey Tanrı, sevginin bolluğuyla,
Güvenilir kurtarışınla uygun gördüğünde
Yanıtla beni.

69:14 Beni çamurdan kurtar,
İzin verme batmama;
Benden nefret edenlerden,
Derin sulardan kurtulayım.

69:15 Seller beni sürüklemesin,
Engin beni yutmasın,
Ölüm çukuru ağzını üstüme kapamasın.

69:16 Yanıt ver bana, ya RAB,
Çünkü sevgin iyidir.
Yüzünü çevir bana büyük merhametinle!

69:17 Kulundan yüzünü gizleme,
Çünkü sıkıntıdayım, hemen yanıtla beni!

69:18 Yaklaş bana, kurtar canımı,
Al başımdan düşmanlarımı.

69:19 Bana nasıl hakaret edildiğini,
Utandığımı, rezil olduğumu biliyorsun;
Düşmanlarımın hepsi senin önünde.

69:20 Hakaret kalbimi kırdı, dertliyim,
Acılarımı paylaşacak birini bekledim, çıkmadı,
Avutacak birini aradım, bulamadım.

69:21 Yiyeceğime zehir kattılar,
Sirke içirdiler susadığımda.

69:22 Önlerindeki sofra tuzak olsun onlara,
Yandaşları için kapan olsun!

69:23 Gözleri kararsın, göremesinler!
Bellerini hep bükük tut!

69:24 Gazabını yağdır üzerlerine,
Öfkenin ateşi yapışsın yakalarına!

69:25 Issız kalsın konakları,
Çadırlarında oturan olmasın!

69:26 Çünkü senin vurduğun insanlara zulmediyor,
Yaraladığın insanların acısını konuşuyorlar.

69:27 Ceza yağdır başlarına,
Senin tarafından aklanmasınlar!

69:28 Yaşam kitabından silinsin adları,
Doğrularla yan yana yazılmasınlar!

69:29 Bense ezilmiş ve kederliyim,
Senin kurtarışın, ey Tanrı, bana bir kale olsun!

69:30 Tanrının adını ezgilerle öveceğim,
Şükranlarımla Onu yücelteceğim.

69:31 RABbi bir öküzden,
Boynuzlu, tırnaklı bir boğadan
Daha çok hoşnut eder bu.

69:32 Mazlumlar bunu görünce sevinsin,
Ey Tanrıya yönelen sizler, yüreğiniz canlansın.

69:33 Çünkü RAB yoksulları işitir,
Kendi tutsak halkını hor görmez.

69:34 Ona övgüler sunun, ey yer, gök,
Denizler ve onlardaki bütün canlılar!

69:35 Çünkü Tanrı Siyonu kurtaracak,
Yahuda kentlerini onaracak;
Halk oraya yerleşip sahibi olacak.

69:36 Kullarının çocukları orayı miras alacak,
O'nun adını sevenler orada oturacak.

70:1 Ey Tanrı, kurtar beni!
Yardımıma koş, ya RAB!

70:2 Utansın canımı almaya çalışanlar,
Yüzleri kızarsın!
Geri dönsün zararımı isteyenler,
Rezil olsunlar!

70:3 Bana, ‹‹Oh! Oh!›› çekenler
Geri çekilsin utançlarından!

70:4 Sende neşe ve sevinç bulsun
Bütün sana yönelenler!
‹‹Tanrı yücedir!›› desin hep
Senin kurtarışını özleyenler!

70:5 Bense, mazlum ve yoksulum,
Ey Tanrı, yardımıma koş!
Yardımcım ve kurtarıcım sensin,
Geç kalma, ya RAB!

71:1 Ya RAB, sana sığınıyorum,
Utandırma beni hiçbir zaman!

71:2 Adaletinle kurtar beni, tehlikeden uzaklaştır,
Kulak ver bana, kurtar beni!

71:3 Sığınacak kayam ol,
Her zaman başvurabileceğim;
Buyruk ver, kurtulayım,
Çünkü kayam ve kalem sensin.

71:4 Ey Tanrım, kurtar beni
Kötünün elinden, haksızın, gaddarın pençesinden!

71:5 Çünkü umudum sensin, ey Egemen RAB,
Gençliğimden beri dayanağım sensin.

71:6 Doğduğum günden beri sana güveniyorum,
Beni ana rahminden çıkaran sensin.
Övgülerim hep sanadır.

71:7 Birçokları için iyi bir örnek oldum,
Çünkü sen güçlü sığınağımsın.

71:8 Ağzımdan sana övgü eksilmez,
Gün boyu yüceliğini anarım.

71:9 Yaşlandığımda beni reddetme,
Gücüm tükendiğinde beni terk etme!

71:10 Çünkü düşmanlarım benden söz ediyor,
Beni öldürmek isteyenler birbirine danışıyor,

71:11 ‹‹Tanrı onu terk etti›› diyorlar,
‹‹Kovalayıp yakalayın,
Kurtaracak kimsesi yok!››

71:12 Ey Tanrı, benden uzak durma,
Tanrım, yardımıma koş!

71:13 Utansın, yok olsun beni suçlayanlar,
Utanca, rezalete bürünsün kötülüğümü isteyenler.

71:14 Ama ben her zaman umutluyum,
Sana övgü üstüne övgü dizeceğim.

71:15 Gün boyu senin zaferini,
Kurtarışını anlatacağım,
Ölçüsünü bilmesem de.

71:16 Ey Egemen RAB, gelip yiğitliklerini,
Senin, yalnız senin zaferini duyuracağım.

71:17 Ey Tanrı, çocukluğumdan beri beni sen yetiştirdin,
Senin harikalarını hâlâ anlatıyorum.

71:18 Yaşlanıp saçlarıma ak düşse bile
Terk etme beni, ey Tanrı,
Gücünü gelecek kuşağa,
Kudretini sonrakilere anlatana dek.

71:19 Ey Tanrı, doğruluğun göklere erişiyor,
Büyük işler yaptın,
Senin gibisi var mı, ey Tanrı?

71:20 Sen ki, bana birçok kötü sıkıntı gösterdin,
Bana yeniden yaşam verecek,
Beni toprağın derinliklerinden çıkaracaksın.

71:21 Saygınlığımı artıracak,
Yine beni avutacaksın.

71:22 Ben de seni,
Senin sadakatini çenkle öveceğim, ey Tanrım,
Lir çalarak seni ilahilerle öveceğim,
Ey İsrailin Kutsalı!

71:23 Seni ilahilerle överken,
Dudaklarımla, varlığımla sevincimi dile getireceğim,
Çünkü sen beni kurtardın.

71:24 Dilim gün boyu senin zaferinden söz edecek,
Çünkü kötülüğümü isteyenler
Utanıp rezil oldu.

72:1 Ey Tanrı, adaletini krala,
Doğruluğunu kral oğluna armağan et.

72:2 Senin halkını doğrulukla,
Mazlum kullarını adilce yargılasın!

72:3 Dağlar, tepeler,
Halka adilce gönenç getirsin!

72:4 Mazlumlara hakkını versin,
Yoksulların çocuklarını kurtarsın,
Zalimleriyse ezsin!

72:5 Güneş ve ay durdukça,
Kral kuşaklar boyunca yaşasın; metin ‹‹Kuşaklar boyunca senden korksunlar.››

72:6 Yeni biçilmiş çayıra düşen yağmur gibi,
Toprağı sulayan bereketli yağmurlar gibi olsun!

72:7 Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin,
Ay ışıdığı sürece esenlik artsın!

72:8 Egemenlik sürsün denizden denize,
Fırattan yeryüzünün ucuna dek!

72:9 Çöl kabileleri diz çöksün önünde,
Düşmanları toz yalasın.

72:10 Tarşişin ve kıyı ülkelerinin kralları
Ona haraç getirsin,
Saba ve Seva kralları armağanlar sunsun!

72:11 Bütün krallar önünde yere kapansın,
Bütün uluslar ona kulluk etsin!

72:12 Çünkü yardım isteyen yoksulu,
Dayanağı olmayan düşkünü o kurtarır.

72:13 Yoksula, düşküne acır,
Düşkünlerin canını kurtarır.

72:14 Baskıdan, zorbalıktan özgür kılar onları,
Çünkü onun gözünde onların kanı değerlidir.

72:15 Yaşasın kral!
Ona Saba altını versinler;
Durmadan dua etsinler onun için,
Gün boyu onu övsünler!

72:16 Ülkede bol buğday olsun,
Dağ başlarında dalgalansın!
Başakları Lübnan gibi verimli olsun,
Kent halkı ot gibi serpilip çoğalsın!

72:17 Kralın adı sonsuza dek yaşasın,
Güneş durdukça adı var olsun,
Onun aracılığıyla insanlar kutsansın,
Bütün uluslar ‹‹Ne mutlu ona›› desin!

72:18 RAB Tanrıya, İsrailin Tanrısına övgüler olsun,
Harikalar yaratan yalnız Odur.

72:19 Yüce adına sonsuza dek övgüler olsun,
Bütün yeryüzü Onun yüceliğiyle dolsun!
Amin! Amin!

72:20 İşay oğlu Davut'un duaları burada bitiyor.

73:1 Tanrı gerçekten İsraile,
Yüreği temiz olanlara karşı iyidir.

73:2 Ama benim ayaklarım neredeyse tökezlemiş,
Adımlarım az kalsın kaymıştı.

73:3 Çünkü kötülerin gönencini gördükçe,
Küstahları kıskanıyordum.

73:4 Onlar acı nedir bilmezler,
Bedenleri sağlıklı ve semizdirfç. semizdir›› ya da ‹‹Ölürken acı çekmezler, bedenleri semizdir››.

73:5 Başkalarının derdini bilmez,
Onlar gibi çile çekmezler.

73:6 Bu yüzden gurur onların gerdanlığı,
Zorbalık onları örten bir giysi gibidir.

73:7 Şişmanlıktan gözleri dışarı fırlar,
İçleri kötülük kazanı gibi kaynar.

73:8 İnsanlarla eğlenir, kötü niyetle konuşur,
Tepeden bakar, baskıyla tehdit ederler.

73:9 Göklere karşı ağızlarını açarlar,
Boş sözleri yeryüzünü dolaşır.

73:10 Bu yüzden halk onlardan yana döner,
Sözlerini ağzı açık dinler.

73:11 Derler ki, ‹‹Tanrı nasıl bilir?
Bilgisi var mı Yüceler Yücesinin?››

73:12 İşte böyledir kötüler,
Hep tasasız, sürekli varlıklarını artırırlar.

73:13 Anlaşılan boş yere yüreğimi temiz tutmuşum,
Ellerimi yıkamışım suçsuzum diye.

73:14 Gün boyu içim içimi yiyor,
Her sabah azap çekiyorum.

73:15 ‹‹Ben de onlar gibi konuşayım›› deseydim,
Senin çocuklarına ihanet etmiş olurdum.

73:16 Bunu anlamak için düşündüğümde,
Zor geldi bana,

73:17 Tanrının Tapınağına girene dek;
O zaman anladım sonlarının ne olacağını.

73:18 Gerçekten onları kaygan yere koyuyor,
Yıkıma sürüklüyorsun.

73:19 Nasıl da bir anda yok oluyor,
Siliniveriyorlar dehşet içinde!

73:20 Uyanan birisi için rüya nasılsa,
Sen de uyanınca, ya Rab,
Hor göreceksin onların görüntüsünü.

73:21 Kalbim kırıldığında,
İçim acı dolduğunda,

73:22 Akılsız ve bilgisizdim,
Karşında bir hayvan gibi.

73:23 Yine de sürekli seninleyim,
Sağ elimden tutarsın beni.

73:24 Öğütlerinle yol gösterir,
Beni sonunda yüceliğe eriştirirsin.

73:25 Senden başka kimim var göklerde?
İstemem senden başkasını yeryüzünde.

73:26 Bedenim ve yüreğim tükenebilir,
Ama Tanrı yüreğimde güç,
Bana düşen paydır sonsuza dek.

73:27 Kuşkusuz yok olacak senden uzak duranlar,
Ortadan kaldıracaksın sana vefasızlık edenleri.

73:28 Ama benim için en iyisi Tanrı'ya yakın olmaktır;
Bütün işlerini duyurayım diye
Sığınak yaptım Egemen RAB'bi kendime.

74:1 Ey Tanrı, neden bizi sonsuza dek reddettin?
Niçin otlağının koyunlarına karşı öfken tütmekte?

74:2 Anımsa geçmişte sahiplendiğin topluluğu,
Kendi halkın olsun diye kurtardığın oymağı
Ve üzerine konut kurduğun Siyon Dağını.

74:3 Yönelt adımlarını şu onarılmaz yıkıntılara doğru,
Düşman kutsal yerdeki her şeyi yıktı.

74:4 Düşmanların bizimle buluştuğun yerde kükredi,
Zafer simgesi olarak kendi bayraklarını dikti.

74:5 Gür bir ormana
Baltayla dalar gibiydiler.

74:6 Baltayla, balyozla kırdılar,
Bütün oymaları.

74:7 Ateşe verdiler tapınağını,
Yerle bir edip kutsallığını bozdular
Adının yaşadığı konutun.

74:8 İçlerinden, ‹‹Hepsini ezelim!›› dediler.
Ülkede Tanrıyla buluşma yerlerinin tümünü yaktılar.

74:9 Artık kutsal simgelerimizi görmüyoruz,
Peygamberler de yok oldu,
İçimizden kimse bilmiyor ne zamana dek...

74:10 Ey Tanrı, ne zamana dek düşman sana sövecek,
Hasmın senin adını hor görecek?

74:11 Niçin geri çekiyorsun elini?
Çıkar sağ elini bağrından, yok et onları!

74:12 Ama geçmişten bu yana kralım sensin, ey Tanrı,
Yeryüzünde kurtuluş sağladın.

74:13 Gücünle denizi yardın,
Canavarların kafasını sularda parçaladın.

74:14 Livyatanın başlarını ezdin,
Çölde yaşayanlara onu yem ettin.

74:15 Kaynaklar, dereler fışkırttın,
Sürekli akan ırmakları kuruttun.

74:16 Gün senindir, gece de senin,
Ay ve güneşi sen yerleştirdin, kastediyor.

74:17 Yeryüzünün bütün sınırlarını sen saptadın,
Yazı da kışı da yaratan sensin.

74:18 Anımsa, ya RAB, düşmanın sana nasıl sövdüğünü,
Akılsız bir halkın, adını nasıl hor gördüğünü.

74:19 Canavara teslim etme kumrunun canını,
Asla unutma düşkün kullarının yaşamını.

74:20 Yaptığın antlaşmayı gözönüne al,
Çünkü ülkenin her karanlık köşesi
Zorbaların inleriyle dolmuş.

74:21 Düşkünler boynu bükük geri çevrilmesin,
Mazlumlar, yoksullar adına övgüler dizsin.

74:22 Kalk, ey Tanrı, davanı savun!
Anımsa akılsızların gün boyu sana nasıl sövdüğünü!

74:23 Unutma hasımlarının yaygarasını,
Sana başkaldıranların durmadan yükselen patırtısını!

75:1 Sana şükrederiz, ey Tanrı,
Şükrederiz, çünkü sen yakınsın,
Harikaların bunu gösterir.

75:2 ‹‹Belirlediğim zaman gelince,
Doğrulukla yargılayacağım›› diyor Tanrı,

75:3 ‹‹Yeryüzü altüst olunca üzerindekilerle,
Ben pekiştireceğim onun direklerini. --iSela

75:4 Övünenlere, ‹Övünmeyin artık!› dedim;
Kötülere, ‹Kaldırmayın başınızı!

75:5 Kaldırmayın başınızı!
Tepeden konuşmayın!› ›› simgesidir).

75:6 Çünkü ne doğudan, ne batıdan,
Ne de çöldeki dağlardan doğar yargı.

75:7 Yargıç ancak Tanrıdır,
Birini alçaltır, birini yükseltir.

75:8 RAB elinde dolu bir kâse tutuyor,
Köpüklü, baharat karıştırılmış şarap döküyor;
Yeryüzünün bütün kötüleri
Tortusuna dek yalayıp onu içiyor.

75:9 Bense sürekli duyuracağım bunu,
Yakupun Tanrısını ilahilerle öveceğim:

75:10 ‹‹Kıracağım kötülerin bütün gücünü,
Doğruların gücüyse yükseltilecek.››

76:1 Yahudada Tanrı bilinir,
İsrailde adı uludur;

76:2 Konutu Şalemdedir,
Yaşadığı yer Siyonda.

76:3 Orada kırdı alevli okları,
Kalkanı, kılıcı, savaş silahlarını. --iSela

76:4 Işıl ışıl parıldıyorsun,
Avı bol dağlardan daha görkemli.

76:5 Yağmaya uğradı yiğitler,
Uykularına daldılar,
En güçlüleri bile elini kıpırdatamaz oldu.

76:6 Ey Yakupun Tanrısı, sen kükreyince,
Atlarla atlılar son uykularına daldılar.

76:7 Yalnız sensin korkulması gereken,
Öfkelenince kim durabilir karşında?

76:8 Yargını göklerden açıkladın,
Yeryüzü korkup sessizliğe büründü,

76:9 Ey Tanrı, sen yargılamaya,
Ülkedeki mazlumları kurtarmaya kalkınca. --iSela

76:10 İnsanların gazabı bile sana övgüler doğuruyor,
Gazabından kurtulanları çevrene topluyorsun.

76:11 Adaklar adayın Tanrınız RABbe,
Yerine getirin adaklarınızı,
Armağanlar sunun korkulması gereken Tanrıya,
Bütün çevresindekiler.

76:12 RAB önderlerin soluğunu keser,
Korku salar yeryüzü krallarına.

77:1 Yüksek sesle Tanrıya yakarıyorum,
Haykırıyorum beni duysun diye.

77:2 Sıkıntılı günümde Rabbe yönelir,
Gece hiç durmadan ellerimi açarım,
Gönlüm avunmaz bir türlü.

77:3 Tanrıyı anımsayınca inlerim,
Düşündükçe içim daralır. --iSela

77:4 Açık tutuyorsun göz kapaklarımı,
Sıkıntıdan konuşamıyorum.

77:5 Geçmiş günleri,
Yıllar öncesini düşünüyorum.

77:6 Gece ilahilerimi anacağım,
Kendi kendimle konuşacağım,
İnceden inceye soracağım:

77:7 ‹‹Rab sonsuza dek mi bizi reddedecek?
Lütfunu bir daha göstermeyecek mi?

77:8 Sevgisi sonsuza dek mi yok oldu?
Sözü geçerli değil mi artık?

77:9 Tanrı unuttu mu acımayı?
Sevecenliğinin yerini öfke mi aldı?›› --iSela

77:10 Sonra kendi kendime, ‹‹İşte benim derdim bu!›› dedim,
‹‹Yüceler Yücesi gücünü göstermiyor artık.››

77:11 RABbin işlerini anacağım,
Evet, geçmişteki harikalarını anacağım.

77:12 Yaptıkları üzerinde derin derin düşüneceğim,
Bütün işlerinin üzerinde dikkatle duracağım.

77:13 Ey Tanrı, yolun kutsaldır!
Hangi ilah Tanrı kadar uludur?

77:14 Harikalar yaratan Tanrı sensin,
Halklar arasında gücünü gösterdin.

77:15 Güçlü bileğinle kendi halkını,
Yakup ve Yusuf oğullarını kurtardın. --iSela

77:16 Sular seni görünce, ey Tanrı,
Sular seni görünce çalkalandı,
Enginler titredi.

77:17 Bulutlar suyunu boşalttı,
Gökler gürledi,
Her yanda okların uçuştu.

77:18 Kasırgada gürleyişin duyuldu,
Şimşekler dünyayı aydınlattı,
Yer titreyip sarsıldı.

77:19 Kendine denizde,
Derin sularda yollar açtın,
Ama ayak izlerin belli değildi.

77:20 Musa ve Harun'un eliyle
Halkını bir sürü gibi güttün.

78:1 Dinle, ey halkım, öğrettiklerimi,
Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.

78:2 Özdeyişlerle söze başlayacağım,
Eski sırları anlatacağım,

78:3 Duyduğumuzu, bildiğimizi,
Atalarımızın bize anlattığını.

78:4 Torunlarından bunları gizlemeyeceğiz;
RABbin övgüye değer işlerini,
Gücünü, yaptığı harikaları
Gelecek kuşağa duyuracağız.

78:5 RAB Yakup soyuna koşullar bildirdi,
İsraile yasa koydu.
Bunları çocuklarına öğretsinler diye
Atalarımıza buyruk verdi.

78:6 Öyle ki, gelecek kuşak, yeni doğacak çocuklar bilsinler,
Onlar da kendi çocuklarına anlatsınlar,

78:7 Tanrıya güven duysunlar,
Tanrının yaptıklarını unutmasınlar,
Onun buyruklarını yerine getirsinler;

78:8 Ataları gibi inatçı, başkaldırıcı,
Yüreği kararsız,
Tanrıya sadakatsiz bir kuşak olmasınlar.

78:9 Oklarla, yaylarla kuşanmış Efrayimoğulları
Savaş günü sırtlarını döndüler.

78:10 Tanrının antlaşmasına uymadılar,
Onun yasasına göre yaşamayı reddettiler.

78:11 Unuttular Onun işlerini,
Kendilerine gösterdiği harikaları.

78:12 Mısırda, Soan bölgesinde
Tanrı harikalar yapmıştı atalarının önünde.

78:13 Denizi yarıp geçirmişti onları,
Bir duvar gibi ayakta tutmuştu suları.

78:14 Gündüz bulutla,
Gece ateş ışığıyla onlara yol göstermişti.

78:15 Çölde kayaları yarmış,
Sanki dipsiz kaynaklardan
Onlara kana kana su içirmişti.

78:16 Kayadan akarsular fışkırtmış,
Suları ırmak gibi akıtmıştı.

78:17 Ama onlar çölde Yüceler Yücesine başkaldırarak
Günah işlemeye devam ettiler.

78:18 Canlarının çektiği yiyeceği isteyerek
İçlerinde Tanrıyı denediler.

78:19 ‹‹Tanrı çölde sofra kurabilir mi?›› diyerek,
Tanrıya karşı konuştular.

78:20 ‹‹Bak, kayaya vurunca sular fışkırdı,
Dereler taştı.
Peki, ekmek de verebilir mi,
Et sağlayabilir mi halkına?››

78:21 RAB bunu duyunca çok öfkelendi,
Yakupa ateş püskürdü,
Öfkesi tırmandı İsraile karşı;

78:22 Çünkü Tanrıya inanmıyorlardı,
Onun kurtarıcılığına güvenmiyorlardı.

78:23 Yine de RAB buyruk verdi bulutlara,
Kapaklarını açtı göklerin;

78:24 Man yağdırdı onları beslemek için,
Göksel tahıl verdi onlara.

78:25 Meleklerinfı ekmeğini yedi her biri,
Doyasıya yiyecek gönderdi onlara.

78:26 Doğu rüzgarını estirdi göklerde,
Gücüyle güney rüzgarına yol gösterdi.

78:27 Toz gibi et yağdırdı başlarına,
Deniz kumu kadar kuş;

78:28 Ordugahlarının ortasına,
Konakladıkları yerin çevresine düşürdü.

78:29 Yediler, tıka basa doydular,
İsteklerini yerine getirdi Tanrı.

78:30 Ancak onlar isteklerine doymadan,
Daha ağızları doluyken,

78:31 Tanrının öfkesi parladı üzerlerine.
En güçlülerini öldürdü,
Yere serdi İsrail yiğitlerini.

78:32 Yine de günah işlemeye devam ettiler,
Onun harikalarına inanmadılar.

78:33 Bu yüzden Tanrı onların günlerini boşluk,
Yıllarını dehşet içinde bitirdi.

78:34 Tanrı onları öldürdükçe Ona yönelmeye,
İstekle Onu yeniden aramaya başlıyorlardı.

78:35 Tanrının kayaları olduğunu,
Yüce Tanrının kurtarıcıları olduğunu anımsıyorlardı.

78:36 Oysa ağızlarıyla Ona yaltaklanıyor,
Dilleriyle yalan söylüyorlardı.

78:37 Ona yürekten bağlı değillerdi,
Antlaşmasına sadık kalmadılar.

78:38 Yine de Tanrı sevecendi,
Suçlarını bağışlıyor, onları yok etmiyordu;
Çok kez öfkesini tuttu,
Bütün gazabını göstermedi.

78:39 Onların yalnızca insan olduğunu anımsadı,
Geçip giden, dönmeyen bir rüzgar gibi.

78:40 Çölde kaç kez Ona başkaldırdılar,
Issız yerlerde Onu gücendirdiler!

78:41 Defalarca denediler Tanrıyı,
İncittiler İsrailin Kutsalını.

78:42 Anımsamadılar Onun güçlü elini,
Kendilerini düşmandan kurtardığı günü,

78:43 Mısırda gösterdiği belirtileri,
Soan bölgesinde yaptığı şaşılası işleri.

78:44 Mısırın kanallarını kana çevirdi,
Sularını içemediler.

78:45 Gönderdiği at sinekleri yedi halkı,
Gönderdiği kurbağalar yok etti ülkeyi.

78:46 Ekinlerini tırtıllara,
Emeklerinin ürününü çekirgelere verdi.

78:47 Asmalarını doluyla,
Yabanıl incir ağaçlarını iri dolu taneleriyle yok etti.

78:48 Büyükbaş hayvanlarını kırgına,
Küçükbaş hayvanlarını yıldırıma teslim etti.

78:49 Üzerlerine kızgın öfkesini,
Gazap, hışım, bela
Ve bir alay kötülük meleği gönderdi.

78:50 Yol verdi öfkesine,
Canlarını ölümden esirgemedi,
Onları salgın hastalığın pençesine düşürdü.

78:51 Mısırda bütün ilk doğanları,
Hamın çadırlarında bütün ilk çocukları vurdu.

78:52 Kendi halkını davar gibi götürdü,
Çölde onları bir sürü gibi güttü.

78:53 Onlara güvenlik içinde yol gösterdi, korkmadılar;
Düşmanlarınıysa deniz yuttu.

78:54 Böylece onları kendi kutsal topraklarının sınırına,
Sağ elinin kazandığı dağlık bölgeye getirdi.

78:55 Önlerinden ulusları kovdu,
Mülk olarak topraklarını
İsrail oymakları arasında bölüştürdü.
Halkını konutlarına yerleştirdi.

78:56 Ama onlar yüce Tanrıyı denediler,
Ona başkaldırdılar,
Koşullarına uymadılar.

78:57 Döneklik edip ataları gibi ihanet ettiler,
Güvenilmez bir yay gibi bozuk çıktılar.

78:58 Puta taptıkları yerlerle Onu kızdırdılar,
Putlarıyla Onu kıskandırdılar.

78:59 Tanrı bunları duyunca çok öfkelendi,
İsraili büsbütün reddetti.

78:60 İnsanlar arasında kurduğu çadırı,
Şilodaki konutunu terk etti.

78:61 Kudretini tutsaklığa,
Görkemini düşman eline teslim etti. Antlaşma Sandığını kastetmektedir.

78:62 Halkını kılıç önüne sürdü,
Öfkesini kendi halkından çıkardı.

78:63 Gençlerini ateş yuttu,
Kızlarına düğün türküsü söylenmez oldu.

78:64 Kâhinleri kılıç altında öldü,
Dul kadınları ağlayamadı.

78:65 O zaman Rab uykudan uyanır gibi,
Şarabın rehavetinden ayılan bir yiğit gibi oldu.

78:66 Düşmanlarını püskürttü,
Onları sonsuz utanca boğdu.

78:67 Tanrı Yusuf soyunu reddetti,
Efrayim oymağını seçmedi;

78:68 Ancak Yahuda oymağını,
Sevdiği Siyon Dağını seçti.

78:69 Tapınağını doruklar gibi,
Sonsuzluk için kurduğu yeryüzü gibi yaptı.

78:70 Kulu Davutu seçti,
Onu koyun ağılından aldı.

78:71 Halkı Yakupu, kendi halkı İsraili gütmek için,
Onu yavru kuzuların ardından getirdi.

78:72 Böylece Davut onlara dürüstçe çobanlık etti,
Becerikli elleriyle onlara yol gösterdi.

79:1 Ey Tanrı, uluslar senin yurduna saldırdı,
Kutsal tapınağını kirletti,
Yeruşalimi taş yığınına çevirdi.

79:2 Kullarının ölülerini yem olarak yırtıcı kuşlara,
Sadık kullarının etini yabanıl hayvanlara verdiler.

79:3 Kanlarını su gibi akıttılar Yeruşalimin çevresine,
Onları gömecek kimse yok.

79:4 Komşularımıza yüzkarası,
Çevremizdekilere eğlence ve oyuncak olduk.

79:5 Ne zamana dek, ya RAB?
Sonsuza dek mi sürecek öfken,
Alev gibi yanan kıskançlığın?

79:6 Öfkeni seni tanımayan ulusların,
Adını anmayan ülkelerin üzerine dök.

79:7 Çünkü onlar Yakup soyunu yiyip bitirdiler,
Yurdunu viraneye çevirdiler.

79:8 Atalarımızın suçlarını artık önümüze sürme,
Sevecenliğini hemen göster bize,
Çünkü tükendikçe tükendik.

79:9 Yardım et bize yüce adın uğruna, ey bizi kurtaran Tanrı,
Kurtar bizi adın uğruna, bağışla günahlarımızı!

79:10 Niçin uluslar, ‹‹Nerede onların Tanrısı?›› diye konuşsun,
Kullarının dökülen kanının öcünü alacağını bilsinler,
Gözlerimizle bunu görelim!

79:11 Tutsakların iniltisi senin katına erişsin,
Koru büyük gücünle ölüme mahkûm olanları.

79:12 Komşularımızın sana ettikleri hakareti
Yedi kat iade et bağırlarına, ya Rab!

79:13 Bizler, kendi halkın, otlağının koyunları
Sonsuza dek şükredeceğiz sana,
Kuşaklar boyunca övgülerini dilimizden düşürmeyeceğiz.

80:1 Kulak ver, ey İsrailin çobanı,
Ey Yusufu bir sürü gibi güden,
Keruvlar arasında taht kuran,
Saç ışığını,

80:2 Efrayim, Benyamin, Manaşşe önünde
Uyandır gücünü,
Gel, kurtar bizi!

80:3 Bizi eski halimize kavuştur, ey Tanrı,
Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!

80:4 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı,
Ne zamana dek halkının dualarına ateş püsküreceksin?

80:5 Onlara ekmek yerine gözyaşı verdin,
Ölçekler dolusu gözyaşı içirdin.

80:6 Kavga nedeni ettin bizi komşularımıza,
Düşmanlarımız alay ediyor bizimle.

80:7 Bizi eski halimize kavuştur,
Ey Her Şeye Egemen Tanrı,
Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!

80:8 Mısırdan bir asma çubuğu getirdin,
Ulusları kovup onu diktin.

80:9 Onun için toprağı hazırladın,
Kök saldı, bütün ülkeye yayıldı.

80:10 Gölgesi dağları,
Dalları koca sedir ağaçlarını kapladı.

80:11 Sürgünleri Akdenize,
Filizleri Fırata dek uzandı.

80:12 Niçin yıktın bağın duvarlarını?
Yoldan geçen herkes üzümünü koparıyor,

80:13 Orman domuzları onu yoluyor,
Yabanıl hayvanlar onunla besleniyor.

80:14 Ey Her Şeye Egemen Tanrı, ne olur, dön bize!
Göklerden bak ve gör,
İlgilen bu asmayla.

80:15 İlgilen sağ elinin diktiği filizle,
Kendine seçtiğin oğulla!

80:16 Asman kesilmiş, yakılmış,
Öfkeli bakışların yok etsin düşmanlarını!

80:17 Elin, sağ kolun olan adamın üzerinde,
Kendine seçtiğin insanın üzerinde olsun!

80:18 O zaman senden asla ayrılmayacağız;
Yaşam ver bize, adını analım!

80:19 Ya RAB, ey Her Şeye Egemen Tanrı,
Bizi eski halimize kavuştur,
Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!

81:1 Sevincinizi dile getirin gücümüz olan Tanrıya,
Sevinç çığlıkları atın Yakupun Tanrısına!

81:2 Çalgıya başlayın, tef çalın,
Tatlı sesli lir ve çenk çınlatın.

81:3 Yeni Ayda, dolunayda,
Boru çalın bayram günümüzde.

81:4 Çünkü bu İsrail için bir kuraldır,
Yakupun Tanrısının ilkesidir.

81:5 Tanrı Mısıra karşı yürüdüğünde,
Yusuf soyuna koydu bu koşulu. Orada tanımadığım bir ses işittim:

81:6 ‹‹Sırtındaki yükü kaldırdım,
Ellerin küfeden kurtuldu›› diyordu,

81:7 ‹‹Sıkıntıya düşünce seslendin, seni kurtardım,
Gök gürlemesinin ardından sana yanıt verdim,
Meriva sularında seni sınadım. --iSela

81:8 ‹‹Dinle, ey halkım, seni uyarıyorum;
Ey İsrail, keşke beni dinlesen!

81:9 Aranızda yabancı ilah olmasın,
Başka bir ilaha tapmayın!

81:10 Seni Mısırdan çıkaran
Tanrın RAB benim.
Ağzını iyice aç, doldurayım!

81:11 ‹‹Ama halkım sesimi dinlemedi,
İsrail bana boyun eğmek istemedi.

81:12 Ben de onları inatçı yürekleriyle baş başa bıraktım,
Bildikleri gibi yaşasınlar diye.

81:13 Keşke halkım beni dinleseydi,
İsrail yollarımda yürüseydi!

81:14 Düşmanlarını hemen yere serer,
Hasımlarına el kaldırırdım!

81:15 Benden nefret edenler bana boyun eğerdi,
Bu böyle sonsuza dek sürerdi.

81:16 Oysa sizleri en iyi buğdayla besler,
Kayadan akan balla doyururdum.››

82:1 Tanrı yerini aldı tanrısal kurulda,
Yargısını açıklıyor ilahların ortasında:

82:2 ‹‹Ne zamana dek haksız karar verecek,
Kötüleri kayıracaksınız? --iSela

82:3 Zayıfın, öksüzün davasını savunun,
Mazlumun, yoksulun hakkını arayın.

82:4 Zayıfı, düşkünü kurtarın,
Onları kötülerin elinden özgür kılın.››

82:5 Bilmiyor, anlamıyorlar,
Karanlıkta dolaşıyorlar. Yeryüzünün temelleri sarsılıyor.

82:6 ‹‹ ‹Siz ilahlarsınız› diyorum,
‹Yüceler Yücesinin oğullarısınız hepiniz!›

82:7 Yine de insanlar gibi öleceksiniz,
Sıradan bir önder gibi düşeceksiniz!››

82:8 Kalk, ey Tanrı, yargıla yeryüzünü!
Çünkü bütün uluslar senindir.

83:1 Ey Tanrı, susma,
Sessiz, hareketsiz kalma!

83:2 Bak, düşmanların kargaşa çıkarıyor,
Senden nefret edenler boy gösteriyor.

83:3 Halkına karşı kurnazlık peşindeler,
Koruduğun insanlara dolap çeviriyorlar.

83:4 ‹‹Gelin, bu ulusun kökünü kazıyalım›› diyorlar,
‹‹İsrailin adı bir daha anılmasın!››

83:5 Hepsi sözbirliği etmiş, düzen kuruyor,
Sana karşı anlaşmaya vardı:

83:6 Edomlular, İsmaililer,
Moavlılar, Hacerliler,

83:7 Geval, Ammon, Amalek,
Filist ve Sur halkı.

83:8 Asur da onlara katıldı,
Lutoğullarına güç verdiler. --iSela

83:9 Onlara Midyana,
Kişon Vadisinde Siseraya ve Yavine yaptığını yap:

83:10 Onlar Eyn-Dorda yok oldular,
Toprak için gübreye döndüler.

83:11 Onların soylularına Orev ve Zeeve yaptığını,
Beylerine Zevah ve Salmunnaya yaptığını yap.

83:12 Onlar: ‹‹Gelin, sahiplenelim
Tanrının otlaklarını›› demişlerdi.

83:13 Ey Tanrım, savrulan toza,
Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne çevir onları!

83:14 Orman yangını gibi,
Dağları tutuşturan alev gibi,

83:15 Fırtınanla kovala,
Kasırganla dehşete düşür onları!

83:16 Utançla kapla yüzlerini,
Sana yönelsinler, ya RAB.

83:17 Sonsuza dek utanç ve dehşet içinde kalsınlar,
Rezil olup yok olsunlar.

83:18 Senin adın RAB'dir,
Anlasınlar yalnız senin yeryüzüne egemen en yüce Tanrı olduğunu.

84:1 Ey Her Şeye Egemen RAB,
Ne kadar severim konutunu!

84:2 Canım senin avlularını özlüyor,
İçim çekiyor,
Yüreğim, bütün varlığım
Sana, yaşayan Tanrıya sevinçle haykırıyor.

84:3 Kuşlar bile bir yuva,
Kırlangıç, yavrularını koyacak bir yer buldu
Senin sunaklarının yanında,
Ey Her Şeye Egemen RAB, Kralım ve Tanrım!

84:4 Ne mutlu senin evinde oturanlara,
Seni sürekli överler! --iSela

84:5 Ne mutlu gücünü senden alan insana!
Aklı hep Siyonu ziyaret etmekte.

84:6 Baka Vadisinden geçerken,
Pınar başına çevirirler orayı,
İlk yağmurlar orayı berekete boğar.

84:7 Gittikçe güçlenir,
Siyonda Tanrının huzuruna çıkarlar.

84:8 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, duamı dinle,
Kulak ver, ey Yakupun Tanrısı! --iSela

84:9 Ey Tanrı, kalkanımıza bak,
Meshettiğin krala lütfet!

84:10 Senin avlularında bir gün,
Başka yerdeki bin günden iyidir;
Kötülerin çadırında yaşamaktansa,
Tanrımın evinin eşiğinde durmayı yeğlerim.

84:11 Çünkü RAB Tanrı bir güneş, bir kalkandır.
Lütuf ve yücelik sağlar;
Dürüstçe yaşayanlardan hiçbir iyiliği esirgemez.

84:12 Ey Her Şeye Egemen RAB,
Ne mutlu sana güvenen insana!

85:1 Ya RAB, ülkenden hoşnut kaldın,
Yakup soyunu eski gönencine kavuşturdun.

85:2 Halkının suçlarını bağışladın,
Bütün günahlarını yok saydın. --iSela

85:3 Bütün gazabını bir yana koydun,
Kızgın öfkenden vazgeçtin.

85:4 Ey bizi kurtaran Tanrı, bizi eski halimize getir,
Bize karşı öfkeni dindir!

85:5 Sonsuza dek mi öfkeleneceksin bize?
Kuşaktan kuşağa mı sürdüreceksin öfkeni?

85:6 Halkın sende sevinç bulsun diye
Bize yeniden yaşam vermeyecek misin?

85:7 Ya RAB, sevgini göster bize,
Kurtarışını bağışla!

85:8 Kulak vereceğim RAB Tanrının ne diyeceğine;
Halkına, sadık kullarına esenlik sözü verecek,
Yeter ki, bir daha akılsızlık etmesinler.

85:9 Evet, O kendisinden korkanları kurtarmak üzeredir,
Görkemi ülkemizde yaşasın diye.

85:10 Sevgiyle sadakat buluşacak,
Doğrulukla esenlik öpüşecek.

85:11 Sadakat yerden bitecek,
Doğruluk gökten bakacak.

85:12 Ve RAB iyi olan neyse, onu verecek,
Toprağımızdan ürün fışkıracak.

85:13 Doğruluk önüsıra yürüyecek,
Adımları için yol yapacak.

86:1 Kulak ver, ya RAB, yanıtla beni,
Çünkü mazlum ve yoksulum.

86:2 Koru canımı, çünkü senin sadık kulunum.
Ey Tanrım, kurtar sana güvenen kulunu!

86:3 Acı bana, ya Rab,
Çünkü gün boyu sana yakarıyorum.

86:4 Sevindir kulunu, ya Rab,
Çünkü dualarımı sana yükseltiyorum.

86:5 Sen iyi ve bağışlayıcısın, ya Rab,
Sana yakaran herkese bol sevgi gösterirsin.

86:6 Kulak ver duama, ya RAB,
Yalvarışlarımı dikkate al!

86:7 Sıkıntılı günümde sana yakarırım,
Çünkü yanıtlarsın beni.

86:8 İlahlar arasında senin gibisi yok, ya Rab,
Eşsizdir işlerin.

86:9 Yarattığın bütün uluslar gelip
Sana tapınacaklar, ya Rab,
Adını yüceltecekler.

86:10 Çünkü sen ulusun, harikalar yaratırsın,
Tek Tanrı sensin.

86:11 Ya RAB, yolunu bana öğret,
Senin gerçeğine göre yürüyeyim,
Kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım.

86:12 Ya Rab Tanrım, bütün yüreğimle sana şükredeceğim,
Adını sonsuza dek yücelteceğim.

86:13 Çünkü bana sevgin büyüktür,
Canımı ölüler diyarının derinliklerinden sen kurtardın.

86:14 Ey Tanrı, küstahlar bana saldırıyor,
Zorbalar sürüsü, sana aldırmayanlar
Canımı almak istiyor,

86:15 Oysa sen, ya Rab,
Sevecen, lütfeden, tez öfkelenmeyen,
Sevgisi ve sadakati bol bir Tanrısın.

86:16 Yönel bana, acı halime,
Kuluna kendi gücünü ver,
Kurtar hizmetçinin oğlunu.

86:17 İyiliğinin bir belirtisini göster bana;
Benden nefret edenler görüp utansın;
Çünkü sen, ya RAB, bana yardım ettin,
Beni avuttun.

87:1 RAB Siyonu kutsal dağlar üzerine kurdu.

87:2 Siyonun kapılarını
Yakup soyunun bütün konutlarından daha çok sever.

87:3 Ey Tanrı kenti, senin için ne yüce sözler söylenir: --iSela

87:4 ‹‹Beni tanıyanlar arasında
Rahav ve Babili anacağım,
Filisti, Suru, Kûşu da;
‹Bu da Siyonda doğdu› diyeceğim.››

87:5 Evet, Siyon için şöyle denecek:
‹‹Şu da orada doğmuş, bu da,
Yüceler Yücesi onu sarsılmaz kılacak.››

87:6 RAB halkları kaydederken,
‹‹Bu da Siyonda doğmuş›› diye yazacak. --iSela

87:7 Okuyucular, kavalcılar,
‹‹Bütün kaynaklarım sendedir!›› diyecek.

88:1 Ya RAB, beni kurtaran Tanrı,
Gece gündüz sana yakarıyorum.

88:2 Duam sana erişsin,
Kulak ver yakarışıma.

88:3 Çünkü sıkıntıya doydum,
Canım ölüler diyarına yaklaştı.

88:4 Ölüm çukuruna inenler arasında sayılıyorum,
Tükenmiş gibiyim;

88:5 Ölüler arasına atılmış,
Artık anımsamadığın,
İlginden yoksun,
Mezarda yatan cesetler gibiyim.

88:6 Beni çukurun dibine,
Karanlıklara, derinliklere attın.

88:7 Öfken üzerime çöktü,
Dalga dalga kızgınlığınla beni ezdin. --iSela

88:8 Yakınlarımı benden uzaklaştırdın,
İğrenç kıldın beni gözlerinde.
Kapalı kaldım, çıkamıyorum.

88:9 Üzüntüden gözlerimin feri sönüyor,
Her gün sana yakarıyorum, ya RAB,
Ellerimi sana açıyorum.

88:10 Harikalarını ölülere mi göstereceksin?
Ölüler mi kalkıp seni övecek? --iSela

88:11 Sevgin mezarda,
Sadakatin yıkım diyarında duyurulur mu?

88:12 Karanlıklarda harikaların,
Unutulmuşluk diyarında doğruluğun bilinir mi?

88:13 Ama ben, ya RAB, yardıma çağırıyorum seni,
Sabah duam sana varıyor.

88:14 Niçin beni reddediyorsun, ya RAB,
Neden yüzünü benden gizliyorsun?

88:15 Düşkünüm, gençliğimden beri ölümle burun burunayım,
Dehşetlerinin altında tükendim.

88:16 Şiddetli gazabın üzerimden geçti,
Saçtığın dehşet beni yedi bitirdi.

88:17 Bütün gün su gibi kuşattılar beni,
Çevremi tümüyle sardılar.

88:18 Eşi dostu benden uzaklaştırdın,
Tek dostum karanlık kaldı.

89:1 RABbin sevgisini sonsuza dek ezgilerle öveceğim,
Sadakatini bütün kuşaklara bildireceğim.

89:2 Sevgin sonsuza dek ayakta kalır diyeceğim,
Sadakatini gökler kadar kalıcı kıldın.

89:3 Dedin ki, ‹‹Seçtiğim adamla antlaşma yaptım,
Kulum Davuta şöyle ant içtim:

89:4 ‹Soyunu sonsuza dek sürdüreceğim,
Tahtını kuşaklar boyunca sürekli kılacağım.› ›› --iSela

89:5 Ya RAB, gökler över harikalarını,
Kutsallar topluluğunda övülür sadakatin.

89:6 Çünkü göklerde RABbe kim eş koşulur?
Kim benzer RABbe ilahi varlıklar arasında?

89:7 Kutsallar topluluğunda Tanrı korku uyandırır,
Çevresindekilerin hepsinden ulu ve müthiştir.

89:8 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı,
Senin gibi güçlü RAB var mı?
Sadakatin çevreni sarar.

89:9 Sen kudurmuş denizler üzerinde egemenlik sürer,
Dalgalar kabardıkça onları dindirirsin.

89:10 Sen Rahavı leş ezer gibi ezdin,
Güçlü kolunla düşmanlarını dağıttın. düşmanları kastediyor.

89:11 Gökler senindir, yeryüzü de senin;
Dünyanın ve içindeki her şeyin temelini sen attın.

89:12 Kuzeyi, güneyi sen yarattın,
Tavor ve Hermon dağları
Sana sevincini dile getiriyor.

89:13 Kolun güçlüdür,
Elin kudretli, sağ elin yüce.

89:14 Tahtın adalet ve doğruluk üzerine kurulu,
Sevgi ve sadakat önünsıra gider.

89:15 Ne mutlu sevinç çığlıkları atmasını bilen halka, ya RAB!
Yüzünün ışığında yürürler.

89:16 Gün boyu senin adınla sevinir,
Doğruluğunla yücelirler.

89:17 Çünkü sen onların gücü ve yüceliğisin,
Lütfun sayesinde gücümüz artar.

89:18 Kalkanımız RABbe,
Kralımız İsrailin Kutsalına aittir.

89:19 Geçmişte bir görüm aracılığıyla,
Sadık kullarına şöyle dedin:
‹‹Bir yiğide yardım ettim,
Halkın içinden bir genci yükselttim.

89:20 Kulum Davutu buldum,
Kutsal yağımla onu meshettim.

89:21 Elim ona destek olacak,
Kolum güç verecek.

89:22 Düşman onu haraca bağlayamayacak,
Kötüler onu ezmeyecek.

89:23 Düşmanlarını onun önünde kıracağım,
Ondan nefret edenleri vuracağım.

89:24 Sadakatim, sevgim ona destek olacak,
Benim adımla gücü yükselecek.

89:25 Sağ elini denizin,
Irmakların üzerine egemen kılacağım.

89:26 ‹Babam sensin› diye seslenecek bana,
‹Tanrım, kurtuluşumun kayası.›

89:27 Ben de onu ilk oğlum,
Dünyadaki kralların en yücesi kılacağım.

89:28 Sonsuza dek ona sevgi göstereceğim,
Onunla yaptığım antlaşma hiç bozulmayacak.

89:29 Soyunu sonsuza dek,
Tahtını gökler durduğu sürece sürdüreceğim.

89:30 ‹‹Çocukları yasamdan ayrılır,
İlkelerime göre yaşamazsa;

89:31 Kurallarımı bozar,
Buyruklarıma uymazsa,

89:32 İsyanlarını sopayla,
Suçlarını dayakla cezalandıracağım.

89:33 Ama onu sevmekten vazgeçmeyecek,
Sadakatime sırt çevirmeyeceğim.

89:34 Antlaşmamı bozmayacak,
Ağzımdan çıkan sözü değiştirmeyeceğim.

89:35 Bir kez kutsallığım üstüne ant içtim,
Davuta yalan söylemeyeceğim.

89:36 Onun soyu sonsuza dek sürecek,
Tahtı karşımda güneş gibi duracak,

89:37 Göklerde güvenilir bir tanık olan ay gibi
Sonsuza dek kalacak.›› --iSela

89:38 Ama sen reddettin, sırt çevirdin,
Çok öfkelendin meshettiğin krala.

89:39 Kulunla yaptığın antlaşmadan vazgeçtin,
Onun tacını yere atıp kirlettin.

89:40 Yıktın bütün surlarını,
Viran ettin kalelerini.

89:41 Yoldan geçen herkes onu yağmaladı,
Yüzkarası oldu komşularına.

89:42 Hasımlarının sağ elini onun üstüne kaldırdın,
Bütün düşmanlarını sevindirdin.

89:43 Kılıcının ağzını başka yöne çevirdin,
Savaşta ona yan çıkmadın.

89:44 Görkemine son verdin,
Tahtını yere çaldın.

89:45 Gençlik günlerini kısalttın,
Onu utanca boğdun. --iSela

89:46 Ne zamana dek, ya RAB?
Sonsuza dek mi gizleneceksin?
Ne zamana dek öfken alev alev yanacak?

89:47 Anımsa ömrümün ne çabuk geçtiğini,
Ne boş yaratmışsın insanoğlunu!

89:48 Var mı yaşayıp da ölümü görmeyen,
Ölüler diyarının pençesinden canını kurtaran? --iSela

89:49 Ya Rab, nerede o eski sevgin?
Davuta göstereceğine ant içtiğin o sadık sevgin!

89:50 Anımsa, ya Rab, kullarının nasıl rezil olduğunu,
Bütün halkların hakaretini bağrımda nasıl taşıdığımı,
Düşmanlarının hakaretini, ya RAB,
Meshettiğin kralın attığı adıma edilen hakaretleri.

89:52 Sonsuza dek övgüler olsun RAB'be!
Amin! Amin!

90:1 Ya Rab, barınak oldun bize
Kuşaklar boyunca.

90:2 Dağlar var olmadan,
Daha evreni ve dünyayı yaratmadan,
Öncesizlikten sonsuzluğa dek Tanrı sensin.

90:3 İnsanı toprağa döndürürsün,
‹‹Ey insanoğulları, toprağa dönün!›› diyerek.

90:4 Çünkü senin gözünde bin yıl
Geçmiş bir gün, dün gibi,
Bir gece nöbeti gibidir.

90:5 İnsanları bir düş gibi siler, süpürürsün,
Sabah biten ot misali:

90:6 Sabah filizlenir, büyür,
Akşam solar, kurur.

90:7 Eriyip bitiyoruz senin öfkenden,
Kızgınlığından dehşete düşüyoruz.

90:8 Suçlarımızı önüne,
Gizli günahlarımızı yüzünün ışığına çıkardın.

90:9 Gazabından kısalıyor günlerimiz,
Bir soluk gibi tükeniyor yıllarımız.

90:10 Ömrümüz yetmiş yıl sürüyor,
Bilemedin seksen, o da sağlıklıysak;
En güzel yıllar da zahmetle, kederle geçiyor,
Çabucak bitiyor, uçup gidiyoruz.

90:11 Kim bilir gazabının gücünü?
Çünkü öfken sana duyulan korku kadar güçlüdür.

90:12 Bu yüzden günlerimizi saymayı bize öğret ki,
Bilgelik kazanalım.

90:13 Vazgeç, ya RAB! Öfken ne zamana dek sürecek?
Acı kullarına!

90:14 Sabah bizi sevginle doyur,
Ömrümüz boyunca sevinçle haykıralım.

90:15 Kaç gün bizi sıkıntıya soktunsa,
Kaç yıl çile çektirdinse,
O kadar sevindir bizi.

90:16 Yaptıkların kullarına,
Görkemin onların çocuklarına görünsün.

90:17 Tanrımız Rab bizden hoşnut kalsın.
Ellerimizin emeğini boşa çıkarma.
Evet, ellerimizin emeğini boşa çıkarma.

91:1 Yüceler Yücesinin barınağında oturan,
Her Şeye Gücü Yetenin gölgesinde barınır.

91:2 ‹‹O benim sığınağım, kalemdir›› derim RAB için,
‹‹Tanrımdır, Ona güvenirim.››

91:3 Çünkü O seni avcı tuzağından,
Ölümcül hastalıktan kurtarır.

91:4 Seni kanatlarının altına alır,
Onların altına sığınırsın.
Onun sadakati senin kalkanın, siperin olur.

91:5 Ne gecenin dehşetinden korkarsın,
Ne gündüz uçan oktan,
Ne karanlıkta dolaşan hastalıktan,
Ne de öğleyin yok eden kırgından.

91:7 Yanında bin kişi,
Sağında on bin kişi kırılsa bile,
Sana dokunmaz.

91:8 Sen yalnız kendi gözlerinle seyredecek,
Kötülerin cezasını göreceksin.

91:9 Sen RABbi kendine sığınak,
Yüceler Yücesini konut edindiğin için,

91:10 Başına kötülük gelmeyecek,
Çadırına felaket yaklaşmayacak.

91:11 Çünkü Tanrı meleklerine buyruk verecek,
Gideceğin her yerde seni korusunlar diye.

91:12 Elleri üzerinde taşıyacaklar seni,
Ayağın bir taşa çarpmasın diye.

91:13 Aslanın, kobranın üzerine basıp geçeceksin,
Genç aslanı, yılanı çiğneyeceksin.

91:14 ‹‹Beni sevdiği için
Onu kurtaracağım›› diyor RAB,
‹‹Beni iyi tanıdığı için
Ona kale olacağım.

91:15 Bana seslenince onu yanıtlayacağım,
Sıkıntıda onun yanında olacağım,
Kurtarıp yücelteceğim onu.

91:16 Onu uzun ömürle doyuracak,
Ona kurtarışımı göstereceğim.››

92:1 Ya RAB, sana şükretmek,
Ey Yüceler Yücesi, adını ilahilerle övmek,
Sabah sevgini,
Gece sadakatini,
On telli sazla, çenk ve lirle duyurmak ne güzel!

92:4 Çünkü yaptıklarınla beni sevindirdin, ya RAB,
Ellerinin işi karşısında sevinç ilahileri okuyorum.

92:5 Yaptıkların ne büyüktür, ya RAB,
Düşüncelerin ne derin!

92:6 Aptal insan bilemez,
Budala akıl erdiremez:

92:7 Kötüler mantar gibi bitse,
Suçlular pıtrak gibi açsa bile,
Bu onların sonsuza dek yok oluşu demektir.

92:8 Ama sen sonsuza dek yücesin, ya RAB.

92:9 Ya RAB, düşmanların kesinlikle,
Evet, kesinlikle yok olacak,
Suç işleyen herkes dağılacak.

92:10 Beni yaban öküzü kadar güçlü kıldın,
Taze zeytinyağını başıma döktün.

92:11 Gözlerim düşmanlarımın bozgununu gördü,
Kulaklarım bana saldıran kötülerin sonunu duydu.

92:12 Doğru insan hurma ağacı gibi serpilecek,
Lübnan sediri gibi yükselecek.

92:13 RABbin evinde dikilmiş,
Tanrımızın avlularında serpilecek.

92:14 Böyleleri yaşlanınca da meyve verecek,
Taptaze ve yeşil kalacaklar.

92:15 ‹‹RAB doğrudur! Kayamdır benim!
O'nda haksızlık bulunmaz!›› diye duyuracaklar.

93:1 RAB egemenlik sürüyor, görkeme bürünmüş,
Kudret giyinip kuşanmış.
Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.

93:2 Ya RAB, tahtın öteden beri kurulmuş,
Varlığın öncesizliğe uzanır.

93:3 Denizler gürlüyor, ya RAB,
Denizler gümbür gümbür gürlüyor,
Denizler dalgalarını çınlatıyor.

93:4 Yücelerdeki RAB engin suların gürleyişinden,
Denizlerin azgın dalgalarından
Daha güçlüdür.

93:5 Koşulların hep geçerlidir;
Tapınağına kutsallık yaraşır
Sonsuza dek, ya RAB.

94:1 Ya RAB, öç alıcı Tanrı,
Saç ışığını, ey öç alıcı Tanrı!

94:2 Kalk, ey yeryüzünün yargıcı,
Küstahlara hak ettikleri cezayı ver!

94:3 Kötüler ne zamana dek, ya RAB,
Ne zamana dek sevinip coşacak?

94:4 Ağızlarından küstahlık dökülüyor,
Suç işleyen herkes övünüyor.

94:5 Halkını eziyorlar, ya RAB,
Kendi halkına eziyet ediyorlar.

94:6 Dulu, garibi boğazlıyor,
Öksüzleri öldürüyorlar.

94:7 ‹‹RAB görmez›› diyorlar,
‹‹Yakupun Tanrısı dikkat etmez.››

94:8 Ey halkın içindeki budalalar, dikkat edin;
Ey aptallar, ne zaman akıllanacaksınız?

94:9 Kulağı yaratan işitmez mi?
Göze biçim veren görmez mi?

94:10 Ulusları yola getiren yargılamaz mı?
İnsanı eğiten bilmez mi?

94:11 RAB insanın düşüncelerinin
Boş olduğunu bilir.

94:12 Ne mutlu, ya RAB, yola getirdiğin,
Yasanı öğrettiğin insana!

94:13 Kötüler için çukur kazılıncaya dek,
Onu sıkıntılı günlerden kurtarıp rahatlatırsın.

94:14 Çünkü RAB halkını reddetmez,
Kendi halkını terk etmez.

94:15 Adalet yine doğruluk üzerine kurulacak,
Yüreği temiz olan herkes ona uyacak.

94:16 Kötülere karşı beni kim savunacak?
Kim benim için suçlulara karşı duracak?

94:17 RAB yardımcım olmasaydı,
Şimdiye dek sessizlik diyarına göçmüştüm bile.

94:18 ‹‹Ayağım kayıyor›› dediğimde,
Sevgin ayakta tutar beni, ya RAB.

94:19 Kaygılar içimi sarınca,
Senin avutmaların gönlümü sevindirir.

94:20 Yasaya dayanarak haksızlık yapan koltuk sahibi
Seninle bağdaşır mı?

94:21 Onlar doğruya karşı birleşiyor,
Suçsuzu ölüme mahkûm ediyorlar.

94:22 Ama RAB bana kale oldu,
Tanrım sığındığım kaya oldu.

94:23 Tanrımız RAB yaptıkları kötülüğü
Kendi başlarına getirecek,
Kötülükleri yüzünden köklerini kurutacak,
Evet, köklerini kurutacak.

95:1 Gelin, RABbe sevinçle haykıralım,
Bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,

95:2 Şükranla huzuruna çıkalım,
Ona sevinç ilahileri yükseltelim!

95:3 Çünkü RAB ulu Tanrıdır,
Bütün ilahların üstünde ulu kraldır.

95:4 Yerin derinlikleri Onun elindedir,
Dağların dorukları da Onun.

95:5 Deniz Onundur, çünkü O yarattı,
Karaya da Onun elleri biçim verdi.

95:6 Gelin, tapınalım, eğilelim,
Bizi yaratan RABbin önünde diz çökelim.

95:7 Çünkü O Tanrımızdır,
Bizse Onun otlağının halkı,
Elinin altındaki koyunlarız. Bugün sesini duyarsanız,

95:8 Merivada, o gün çölde, Massadafö olduğu gibi,
Yüreklerinizi nasırlaştırmayın.

95:9 Yaptıklarımı görmelerine karşın,
Atalarınız orada beni sınayıp denediler.

95:10 Kırk yıl o kuşaktan hep iğrendim,
‹‹Yüreği kötü yola sapan bir halktır›› dedim,
‹‹Yollarımı bilmiyorlar.››

95:11 Bu yüzden öfkeyle ant içtim:
‹‹Huzur diyarıma asla girmeyecekler!›› Say.14:26-35; İbr.4:1-7).

96:1 Yeni bir ezgi söyleyin RABbe!
Ey bütün dünya, RABbe ezgiler söyleyin!

96:2 Ezgi söyleyin, RABbin adını övün,
Her gün duyurun kurtarışını!

96:3 Görkemini uluslara,
Harikalarını bütün halklara anlatın!

96:4 Çünkü RAB uludur, yalnız O övgüye değer,
İlahlardan çok Ondan korkulur.

96:5 Halkların bütün ilahları bir hiçtir,
Oysa gökleri yaratan RABdir.

96:6 Yücelik, ululuk Onun huzurundadır,
Güç ve güzellik Onun tapınağındadır.

96:7 Ey bütün halklar, RABbi övün,
RABbin gücünü, yüceliğini övün,

96:8 RABbin görkemini adına yaraşır biçimde övün,
Sunular getirip avlularına girin!

96:9 Kutsal giysiler içinde RABbe tapının!
Titreyin Onun önünde, ey bütün yeryüzündekiler!

96:10 Uluslara, ‹‹RAB egemenlik sürüyor›› deyin.
Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.
O halkları adaletle yargılar.

96:11 Sevinsin gökler, coşsun yeryüzü!
Gürlesin deniz içindekilerle birlikte!

96:12 Bayram etsin kırlar ve üzerindekiler!
O zaman RAB'bin önünde bütün orman ağaçları
Sevinçle haykıracak.
Çünkü O geliyor!
Yeryüzünü yargılamaya geliyor.
Dünyayı adaletle,
Halkları kendi gerçeğiyle yönetecek.

97:1 RAB egemenlik sürüyor, coşsun yeryüzü,
Bütün kıyı halkları sevinsin!

97:2 Bulut ve zifiri karanlık sarmış çevresini,
Doğruluk ve adalettir tahtının temeli.

97:3 Ateş yürüyor Onun önünde,
Düşmanlarını yakıyor çevrede.

97:4 Şimşekleri dünyayı aydınlatır,
Yeryüzü görüp titrer.

97:5 Dağlar balmumu gibi erir,
RABbin, bütün yeryüzünün Rabbi önünde.

97:6 Gökler Onun doğruluğunu duyurur,
Bütün halklar görkemini görür.

97:7 Utansın puta tapanlar,
Değersiz putlarla övünenler!
RABbe tapın, ey bütün ilahlar!

97:8 Siyon seviniyor yargılarını duyunca, ya RAB,
Yahuda kentleri coşuyor.

97:9 Çünkü sensin, ya RAB, bütün yeryüzünün en yücesi,
Bütün ilahların üstündesin, çok ulusun.

97:10 Ey sizler, RABbi sevenler, kötülükten tiksinin.
O sadık kullarının canını korur,
Onları kötülerin elinden kurtarır.

97:11 Doğrulara ışık,
Temiz yüreklilere sevinç saçar.

97:12 Ey doğrular, RAB'de sevinç bulun,
Kutsallığını anarak O'na şükredin!

98:1 Yeni bir ezgi söyleyin RABbe.
Çünkü harikalar yaptı,
Zaferler kazandı sağ eli ve kutsal koluyla.

98:2 RAB ulusların gözü önüne serdi kurtarışını,
Zaferini bildirdi.

98:3 İsrail halkına sevgisini,
Sadakatini anımsadı;
Tanrımızın zaferini gördü dünyanın dört bucağı.

98:4 Sevinç çığlıkları yükseltin RABbe, ey yeryüzündekiler!
Sevinç ilahileriyle yeri göğü çınlatın!

98:5 Lirle ezgiler sunun RABbe,
Lir ve müzik eşliğinde!

98:6 Boru ve borazan eşliğinde
Sevinç çığlıkları atın Kral olan RABbin önünde.

98:7 Gürlesin deniz ve içindekiler,
Gürlesin yeryüzü ve üzerindekiler.

98:8 El çırpsın ırmaklar,
Sevinçle haykırsın dağlar
RAB'bin önünde!
Çünkü O geliyor
Yeryüzünü yönetmeye.
Dünyayı adaletle,
Halkları doğrulukla yönetecek.

99:1 RAB egemenlik sürüyor, titresin halklar!
Keruvlar arasında tahtına oturmuş,
Sarsılsın yeryüzü!

99:2 RAB Siyonda uludur,
Yücedir O, bütün halklara egemendir.

99:3 Övsünler büyük, müthiş adını!
O kutsaldır.

99:4 Ey adaleti seven güçlü kral,
Eşitliği sen sağladın,
Yakup soyunda doğru ve adil olanı sen yaptın.

99:5 Yüceltin Tanrımız RABbi,
Ayaklarının taburesi önünde tapının!
O kutsaldır.

99:6 Musayla Harun Onun kâhinlerindendi,
Samuel de Onu adıyla çağıranlar arasındaydı.
RABbe seslenirlerdi,
O da yanıtlardı.

99:7 Bulut sütunu içinden onlarla konuştu,
Uydular Onun buyruklarına,
Kendilerine verdiği kurallara.

99:8 Ya RAB Tanrımız, yanıt verdin onlara;
Bağışlayıcı bir Tanrı oldun,
Ama yaptıkları kötülüğü cezasız bırakmadın.

99:9 Tanrımız RAB'bi yüceltin,
Tapının O'na kutsal dağında!
Çünkü Tanrımız RAB kutsaldır.

100:1 Ey bütün dünya, RABbe sevinç çığlıkları yükseltin!

100:2 Ona neşeyle kulluk edin,
Sevinç ezgileriyle çıkın huzuruna!

100:3 Bilin ki RAB Tanrıdır.
Bizi yaratan Odur, biz de Onunuz,
Onun halkı, otlağının koyunlarıyız.

100:4 Kapılarına şükranla,
Avlularına övgüyle girin!
Şükredin Ona, adına övgüler sunun!

100:5 Çünkü RAB iyidir,
Sevgisi sonsuzdur.
Sadakati kuşaklar boyunca sürer.

101:1 Sevgini ve adaletini ezgilerle anacağım,
Seni ilahilerle öveceğim, ya RAB.

101:2 Dürüst davranmaya özen göstereceğim,
Ne zaman geleceksin bana? Temiz bir yaşam süreceğim evimde,

101:3 Önümde alçaklığa izin vermeyeceğim.
Tiksinirim döneklerin işinden,
Etkilemez beni.

101:4 Uzak olsun benden sapıklık,
Tanımak istemem kötülüğü.

101:5 Yok ederim dostunu gizlice çekiştireni,
Katlanamam tepeden bakan, gururlu insana.

101:6 Gözüm ülkenin sadık insanları üzerinde olacak,
Yanımda oturmalarını isterim;
Bana dürüst yaşayan kişi hizmet edecek.

101:7 Dolap çeviren evimde oturmayacak,
Yalan söyleyen gözümün önünde durmayacak.

101:8 Her sabah ülkedeki kötüleri yok ederek
Bütün haksızları RAB'bin kentinden söküp atacağım.

102:1 Ya RAB, duamı işit,
Yakarışım sana erişsin.

102:2 Sıkıntılı günümde yüzünü benden gizleme,
Kulak ver sesime,
Seslenince yanıt ver bana hemen.

102:3 Çünkü günlerim duman gibi yok oluyor,
Kemiklerim ateş gibi yanıyor.

102:4 Yüreğim kırgın yemiş ot gibi kurudu,
Ekmek yemeyi bile unuttum.

102:5 Bir deri bir kemiğe döndüm
Acı acı inlemekten.

102:6 Issız yerlerdeki ishakkuşunu andırıyorum,
Viranelerdeki kukumav gibiyim.

102:7 Gözüme uyku girmiyor,
Damda yalnız kalmış bir kuş gibiyim.

102:8 Düşmanlarım bütün gün bana hakaret ediyor,
Bana dil uzatanlar adımı lanet için kullanıyor.

102:9 Kızıp öfkelendiğin için
Külü ekmek gibi yiyor,
İçeceğime gözyaşı katıyorum.
Beni kaldırıp bir yana attın.

102:11 Günlerim akşam uzayan gölge gibi yitmekte,
Ot gibi sararmaktayım.

102:12 Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB,
Ünün kuşaklar boyu sürer.

102:13 Kalkıp Siyona sevecenlik göstereceksin,
Çünkü onu kayırmanın zamanıdır, beklenen zaman geldi.

102:14 Kulların onun taşlarından hoşlanır,
Tozunu bile severler.

102:15 Uluslar RABbin adından,
Yeryüzü kralları görkeminden korkacak.

102:16 Çünkü RAB Siyonu yeniden kuracak,
Görkem içinde görünecek.

102:17 Yoksulların duasına kulak verecek,
Yalvarışlarını asla hor görmeyecek.

102:18 Bunlar gelecek kuşak için yazılsın,
Öyle ki, henüz doğmamış insanlar
RABbe övgüler sunsun.

102:19 RAB yücelerdeki kutsal katından aşağı baktı,
Göklerden yeryüzünü gözetledi,

102:20 Tutsakların iniltisini duymak,
Ölüm mahkûmlarını kurtarmak için.

102:21 Böylece halklar ve krallıklar
RABbe tapınmak için toplanınca,
Onun adı Siyonda,
Övgüsü Yeruşalimde duyurulacak.

102:23 RAB gücümü kırdı yaşam yolunda,
Ömrümü kısalttı.

102:24 ‹‹Ey Tanrım, ömrümün ortasında canımı alma!›› dedim.
‹‹Senin yılların kuşaklar boyu sürer!

102:25 ‹‹Çok önceden attın dünyanın temellerini,
Gökler de senin ellerinin yapıtıdır.

102:26 Onlar yok olacak, ama sen kalıcısın.
Hepsi bir giysi gibi eskiyecek.
Onları bir kaftan gibi değiştireceksin,
Geçip gidecekler.

102:27 Ama sen hep aynısın,
Yılların tükenmeyecek.

102:28 Gözetiminde yaşayacak kullarının çocukları,
Senin önünde duracak soyları.››

103:1 RABbe övgüler sun, ey gönlüm!
Onun kutsal adına övgüler sun, ey bütün varlığım!

103:2 RABbe övgüler sun, ey canım!
İyiliklerinin hiçbirini unutma!

103:3 Bütün suçlarını bağışlayan,
Bütün hastalıklarını iyileştiren,

103:4 Canını ölüm çukurundan kurtaran,
Sana sevgi ve sevecenlik tacı giydiren,

103:5 Yaşam boyu seni iyiliklerle doyuran Odur,
Bu nedenle gençliğin kartalınki gibi tazelenir.

103:6 RAB bütün düşkünlere
Hak ve adalet sağlar.

103:7 Kendi yöntemlerini Musaya,
İşlerini İsraillilere açıkladı.

103:8 RAB sevecen ve lütfedendir,
Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.

103:9 Sürekli suçlamaz,
Öfkesini sonsuza dek sürdürmez.

103:10 Bize günahlarımıza göre davranmaz,
Suçlarımızın karşılığını vermez.

103:11 Çünkü gökler yeryüzünden ne kadar yüksekse,
Kendisinden korkanlara karşı sevgisi de o kadar büyüktür.

103:12 Doğu batıdan ne kadar uzaksa,
O kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı.

103:13 Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa,
RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.

103:14 Çünkü mayamızı bilir,
Toprak olduğumuzu anımsar.

103:15 İnsana gelince, ota benzer ömrü,
Kır çiçeği gibi serpilir;

103:16 Rüzgar üzerine esince yok olur gider,
Bulunduğu yer onu tanımaz.

103:17 Ama RAB kendisinden korkanları sonsuza dek sever,
Antlaşmasına uyan
Ve buyruklarına uymayı anımsayan soylarına adil davranır.

103:19 RAB tahtını göklere kurmuştur,
Onun egemenliği her yeri kapsar.

103:20 RABbe övgüler sunun, ey sizler, Onun melekleri,
Onun sözünü dinleyen,
Söylediklerini yerine getiren güç sahipleri!

103:21 RABbe övgüler sunun, ey sizler,
Onun bütün göksel orduları,
İsteğini yerine getiren kulları!

103:22 RAB'be övgüler sunun,
Ey O'nun egemen olduğu yerlerdeki bütün yaratıklar!
RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!

104:1 RABbe övgüler sun, ey gönlüm!
Ya RAB Tanrım, ne ulusun!
Görkem ve yücelik kuşanmışsın,

104:2 Bir kaftana bürünür gibi ışığa bürünmüşsün.
Gökleri bir çadır gibi geren,

104:3 Evini yukarıdaki sular üzerine kuran,
Bulutları kendine savaş arabası yapan,
Rüzgarın kanatları üzerinde gezen,

104:4 Rüzgarları kendine haberci,
Yıldırımları hizmetkâr eden sensin. eden sensin›› ya da ‹‹Meleklerini rüzgarlar, hizmetkârlarını ateş alevleri yapan sensin››.

104:5 Yeryüzünü temeller üzerine kurdun,
Asla sarsılmasın diye.

104:6 Engini ona bir giysi gibi giydirdin,
Sular dağların üzerinde durdu.

104:7 Sen kükreyince sular kaçtı,
Göğü gürletince hemen çekildi.

104:8 Dağları aşıp derelere aktı,
Onlar için belirlediğin yerlere doğru.

104:9 Bir sınır koydun önlerine,
Geçmesinler, gelip yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.

104:10 Vadilerde fışkırttığın pınarlar,
Dağların arasından akar.

104:11 Bütün kır hayvanlarını suvarır,
Yaban eşeklerinin susuzluğunu giderirler.

104:12 Kuşlar yanlarında yuva kurar,
Dalların arasında ötüşürler.

104:13 Gökteki evinden dağları sularsın,
Yeryüzü işlerinin meyvesine doyar.

104:14 Hayvanlar için ot,
İnsanların yararı için bitkiler yetiştirirsin;
İnsanlar ekmeğini topraktan çıkarsın diye,

104:15 Yüreklerini sevindiren şarabı,
Yüzlerini güldüren zeytinyağını,
Güçlerini artıran ekmeği hep sen verirsin.

104:16 RABbin ağaçları,
Kendi diktiği Lübnan sedirleri suya doyar.

104:17 Kuşlar orada yuva yapar,
Leyleğin evi ise çamlardadır.

104:18 Yüksek dağlar dağ keçilerinin uğrağı,
Kayalar kaya tavşanlarının sığınağıdır.

104:19 Mevsimleri göstersin diye ayı,
Batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.

104:20 Karartırsın ortalığı, gece olur,
Başlar kıpırdamaya orman hayvanları.

104:21 Genç aslan av peşinde kükrer,
Tanrıdan yiyecek ister.

104:22 Güneş doğunca
İnlerine çekilir, yatarlar.

104:23 İnsan işine gider,
Akşama dek çalışmak için.

104:24 Ya RAB, ne çok eserin var!
Hepsini bilgece yaptın;
Yeryüzü yarattıklarınla dolu.

104:25 İşte uçsuz bucaksız denizler,
İçinde kaynaşan sayısız canlılar,
Büyük küçük yaratıklar.

104:26 Orada gemiler dolaşır,
İçinde oynaşsın diye yarattığın Livyatan da orada.

104:27 Hepsi seni bekliyor,
Yiyeceklerini zamanında veresin diye.

104:28 Sen verince onlar toplar,
Sen elini açınca onlar iyiliğe doyar.

104:29 Yüzünü gizleyince dehşete kapılırlar,
Soluklarını kesince ölüp toprak olurlar.

104:30 Ruhunu gönderince var olurlar,
Yeryüzüne yeni yaşam verirsin.

104:31 RABbin görkemi sonsuza dek sürsün!
Sevinsin RAB yaptıklarıyla!

104:32 O bakınca yeryüzü titrer,
O dokununca dağlar tüter.

104:33 Ömrümce RABbe ezgiler söyleyecek,
Var oldukça Tanrımı ilahilerle öveceğim.

104:34 Düşüncem ona hoş görünsün,
Sevincim RAB olsun!

104:35 Tükensin dünyadaki günahlılar,
Yok olsun artık kötüler!
RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
RAB'be övgüler sunun!

105:1 RABbe şükredin, Onu adıyla çağırın,
Halklara duyurun yaptıklarını!

105:2 Onu ezgilerle, ilahilerle övün,
Bütün harikalarını anlatın!

105:3 Kutsal adıyla övünün,
Sevinsin RABbe yönelenler!

105:4 RABbe ve Onun gücüne bakın,
Durmadan Onun yüzünü arayın!

105:5 Ey sizler, kulu İbrahimin soyu,
Seçtiği Yakupoğulları,
Onun yaptığı harikaları,
Olağanüstü işlerini
Ve ağzından çıkan yargıları anımsayın!

105:7 Tanrımız RAB Odur,
Yargıları bütün yeryüzünü kapsar.

105:8 O antlaşmasını,
Bin kuşak için verdiği sözü,
İbrahimle yaptığı antlaşmayı,
İshak için içtiği andı sonsuza dek anımsar.

105:10 ‹‹Hakkınıza düşen mülk olarak
Kenan ülkesini size vereceğim›› diyerek,
Bunu Yakup için bir kural,
İsraille sonsuza dek geçerli bir antlaşma yaptı.

105:12 O zaman bir avuç insandılar,
Sayıca az ve ülkeye yabancıydılar.

105:13 Bir ulustan öbürüne,
Bir ülkeden ötekine dolaşıp durdular.

105:14 RAB kimsenin onları ezmesine izin vermedi,
Onlar için kralları bile payladı:

105:15 ‹‹Meshettiklerime dokunmayın,
Peygamberlerime kötülük etmeyin!›› dedi.

105:16 Ülkeye kıtlık gönderdi,
Bütün yiyeceklerini yok etti.

105:17 Önlerinden bir adam göndermişti,
Köle olarak satılan Yusuftu bu.

105:18 Zincir vurup incittiler ayaklarını,
Demir halka geçirdiler boynuna,

105:19 Söyledikleri gerçekleşinceye dek,
RABbin sözü onu sınadı.

105:20 Kral adam gönderip Yusufu salıverdi,
Halklara egemen olan onu özgür kıldı.

105:21 Onu kendi sarayının efendisi,
Bütün varlığının sorumlusu yaptı;

105:22 Önderlerini istediği gibi eğitsin,
İleri gelenlerine akıl versin diye.

105:23 O zaman İsrail Mısıra gitti,
Yakup Ham ülkesine yerleşti.

105:24 RAB halkını alabildiğine çoğalttı,
Düşmanlarından sayıca artırdı onları.

105:25 Sonunda tutumunu değiştirdi düşmanlarının:
Halkından tiksindiler,
Kullarına kurnazca davrandılar.

105:26 Kulu Musayı,
Seçtiği Harunu gönderdi aralarına.

105:27 Onlar gösterdiler RABbin belirtilerini,
Ham ülkesinde şaşılası işlerini.

105:28 Karanlık gönderip ülkeyi karanlığa bürüdü RAB,
Çünkü Mısırlılar Onun sözlerine karşı gelmişti.

105:29 Kana çevirdi sularını,
Öldürdü balıklarını.

105:30 Ülkede kurbağalar kaynaştı
Krallarının odalarına kadar.

105:31 RAB buyurunca sinek sürüleri,
Sivrisinekler üşüştü ülkenin her yanına.

105:32 Dolu yağdırdı yağmur yerine,
Şimşekler çaktırdı ülkelerinde.

105:33 Bağlarını, incir ağaçlarını vurdu,
Parçaladı ülkenin ağaçlarını.

105:34 O buyurunca çekirgeler,
Sayısız yavrular kaynadı.

105:35 Ülkenin bütün bitkilerini yediler,
Toprağın ürününü yiyip bitirdiler.

105:36 RAB ülkede ilk doğanların hepsini,
İlk çocuklarını öldürdü.

105:37 İsraillileri ülkeden altın ve gümüşle çıkardı,
Oymaklarından tek kişi bile tökezlemedi.

105:38 Onlar gidince Mısır sevindi,
Çünkü İsrail korkusu çökmüştü Mısırın üzerine.

105:39 RAB bulutu bir örtü gibi yaydı üzerlerine,
Gece ateş verdi yollarını aydınlatsın diye.

105:40 İstediler, bıldırcın gönderdi,
Göksel ekmekle doyurdu karınlarını.

105:41 Kayayı yardı, sular fışkırdı,
Çorak topraklarda bir ırmak gibi aktı.

105:42 Çünkü kutsal sözünü,
Kulu İbrahime verdiği sözü anımsadı.

105:43 Halkını sevinç içinde,
Seçtiklerini sevinç çığlıklarıyla ülkeden çıkardı.

105:44 Ulusların topraklarını verdi onlara.
Halkların emeğini miras aldılar;

105:45 Kurallarını yerine getirsinler,
Yasalarına uysunlar diye.
RAB'be övgüler sunun!

106:1 Övgüler sunun, RABbe!
RABbe şükredin, çünkü O iyidir,
Sevgisi sonsuzdur.

106:2 RABbin büyük işlerini kim anlatabilir,
Kim Ona yeterince övgü sunabilir?

106:3 Ne mutlu adalete uyanlara,
Sürekli doğru olanı yapanlara!

106:4 Ya RAB, halkına lütfettiğinde anımsa beni,
Onları kurtardığında ilgilen benimle.

106:5 Öyle ki, seçtiklerinin gönencini göreyim,
Ulusunun sevincini,
Kendi halkının kıvancını paylaşayım.

106:6 Atalarımız gibi biz de günah işledik,
Suç işledik, kötülük ettik.

106:7 Atalarımız Mısırdayken
Yaptığın harikaları anlamadı,
Çok kez gösterdiğin sevgiyi anımsamadı,
Denizde, Kızıldenizde başkaldırdılar.

106:8 Buna karşın RAB gücünü göstermek için,
Adı uğruna kurtardı onları.

106:9 Kızıldenizi azarladı, kurudu deniz,
Yürüdüler enginde Onun öncülüğünde,
Çölde yürür gibi.

106:10 Kendilerinden nefret edenlerin elinden aldı onları,
Düşmanlarının pençesinden kurtardı.

106:11 Sular yuttu hasımlarını,
Hiçbiri kurtulmadı.

106:12 O zaman atalarımız Onun sözlerine inandılar,
Ezgiler söyleyerek Onu övdüler.

106:13 Ne var ki, RABbin yaptıklarını çabucak unuttular,
Öğüt vermesini beklemediler.

106:14 Özlemle kıvrandılar çölde,
Tanrıyı denediler ıssız yerlerde.

106:15 Tanrı onlara istediklerini verdi,
Ama üzerlerine yıpratıcı bir hastalık gönderdi.

106:16 Onlar ordugahlarında Musayı,
RABbin kutsal kulu Harunu kıskanınca,

106:17 Yer yarıldı ve Datanı yuttu,
Aviramla yandaşlarının üzerine kapandı.

106:18 Ateş kavurdu onları izleyenleri,
Alev yaktı kötüleri.

106:19 Bir buzağı heykeli yaptılar Horevde,
Dökme bir puta tapındılar.

106:20 Tanrının yüceliğini,
Ot yiyen öküz putuna değiştirdiler.

106:21 Unuttular kendilerini kurtaran Tanrıyı,
Mısırda yaptığı büyük işleri,

106:22 Ham ülkesinde yarattığı harikaları,
Kızıldeniz kıyısında yaptığı müthiş işleri.

106:23 Bu yüzden onları yok edeceğini söyledi Tanrı,
Ama seçkin kulu Musa Onun önündeki gedikte durarak,
Yok edici öfkesinden vazgeçirdi Onu.

106:24 Ardından hor gördüler güzelim ülkeyi,
Tanrının verdiği söze inanmadılar.

106:25 Çadırlarında söylendiler,
Dinlemediler RABbin sesini.

106:26 Bu yüzden RAB elini kaldırdı
Ve çölde onları yere sereceğine,
Soylarını ulusların arasına saçacağına,
Onları öteki ülkelere dağıtacağına ant içti.

106:28 Sonra Baal-Peora bel bağladılar,
Ölülere sunulan kurbanları yediler.

106:29 Öfkelendirdiler RABbi yaptıklarıyla,
Salgın hastalık çıktı aralarında.

106:30 Ama Pinehas kalkıp araya girdi,
Felaketi önledi.

106:31 Bu doğruluk sayıldı ona,
Kuşaklar boyu, sonsuza dek sürecek bu.

106:32 Yine RABbi öfkelendirdiler Meriva suları yanında,
Musanın başına dert açıldı onlar yüzünden;

106:33 Çünkü onu sinirlendirdiler,
O da düşünmeden konuştu.

106:34 RABbin onlara buyurduğu gibi
Yok etmediler halkları,

106:35 Tersine öteki uluslara karıştılar,
Onların törelerini öğrendiler.

106:36 Putlarına taptılar,
Bu da onlara tuzak oldu.

106:37 Oğullarını, kızlarını
Cinlere kurban ettiler.

106:38 Kenan putlarına kurban olsun diye
Oğullarının, kızlarının kanını,
Suçsuzların kanını döktüler;
Ülke onların kanıyla kirlendi.

106:39 Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar,
Vefasız duruma düştüler töreleriyle.

106:40 RABbin öfkesi parladı halkına karşı,
Tiksindi kendi halkından.

106:41 Onları ulusların eline teslim etti.
Onlardan nefret edenler onlara egemen oldu.

106:42 Düşmanları onları ezdi,
Boyun eğdirdi hepsine.

106:43 RAB onları birçok kez kurtardı,
Ama akılları fikirleri başkaldırmaktaydı
Ve alçaltıldılar suçları yüzünden.

106:44 RAB yine de ilgilendi sıkıntılarıyla
Yakarışlarını duyunca.

106:45 Antlaşmasını anımsadı onlar uğruna,
Eşsiz sevgisinden ötürü vazgeçti yapacaklarından.

106:46 Merhamet koydu onları tutsak alanların yüreğine.

106:47 Kurtar bizi, ey Tanrımız RAB,
Topla bizi ulusların arasından.
Kutsal adına şükredelim,
Yüceliğinle övünelim.

106:48 Öncesizlikten sonsuza dek,
İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun!
Bütün halk, ‹‹Amin!›› desin.
RAB'be övgüler olsun!

107:1 RABbe şükredin, çünkü O iyidir,
Sevgisi sonsuzdur.

107:2 Böyle desin RABbin kurtardıkları,
Düşman pençesinden özgür kıldıkları,

107:3 Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneydenfş,
Bütün ülkelerden topladıkları.

107:4 Issız çöllerde dolaştılar,
Yerleşecekleri kente giden bir yol bulamadılar.

107:5 Aç, susuz,
Sefil oldular.

107:6 O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar,
RAB kurtardı onları dertlerinden.

107:7 Yerleşecekleri bir kente varıncaya dek,
Onlara doğru yolda öncülük etti.

107:8 Şükretsinler RABbe sevgisi için,
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için.

107:9 Çünkü O susamış canın susuzluğunu giderir,
Aç canı iyiliklerle doyurur.

107:10 Zincire vurulmuş, acıyla kıvranan tutsaklar,
Karanlıkta, zifiri karanlıkta oturmuştu.

107:11 Çünkü Tanrının buyruklarına karşı çıkmışlardı,
Küçümsemişlerdi Yüceler Yücesinin öğüdünü.

107:12 Ağır işlerle hayatı onlara zehir etti,
Çöktüler, yardım eden olmadı.

107:13 O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar,
RAB kurtardı onları dertlerinden;

107:14 Çıkardı karanlıktan, zifiri karanlıktan,
Kopardı zincirlerini.

107:15 Şükretsinler RABbe sevgisi için,
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!

107:16 Çünkü tunç kapıları kırdı,
Demir kapı kollarını parçaladı O.

107:17 Cezalarını buldu aptallar,
Suçları, isyanları yüzünden.

107:18 İğrenir olmuşlardı bütün yemeklerden,
Ölümün kapılarına yaklaşmışlardı.

107:19 O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar,
RAB kurtardı onları dertlerinden.

107:20 Sözünü gönderip iyileştirdi onları,
Kurtardı ölüm çukurundan.

107:21 Şükretsinler RABbe sevgisi için,
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!

107:22 Şükran kurbanları sunsunlar
Ve sevinç çığlıklarıyla duyursunlar Onun yaptıklarını!

107:23 Gemilerle denize açılanlar,
Okyanuslarda iş yapanlar,

107:24 RABbin işlerini,
Derinliklerde yaptığı harikaları gördüler.

107:25 Çünkü O buyurunca şiddetli bir fırtına koptu,
Dalgalar şaha kalktı.

107:26 Göklere yükselip diplere indi gemiler,
Sıkıntıdan canları burunlarına geldi gemicilerin,

107:27 Sarhoş gibi sallanıp sendelediler,
Ustalıkları işe yaramadı.

107:28 O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar,
RAB kurtardı onları dertlerinden.

107:29 Fırtınayı limanlığa çevirdi,
Yatıştı dalgalar;

107:30 Rahatlayınca sevindiler,
Diledikleri limana götürdü RAB onları.

107:31 Şükretsinler RABbe sevgisi için,
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!

107:32 Yüceltsinler Onu halk topluluğunda,
Övgüler sunsunlar ileri gelenlerin toplantısında.

107:33 Irmakları çöle çevirir,
Pınarları kurak toprağa,

107:34 Verimli toprağı çorak alana,
Orada yaşayanların kötülüğü yüzünden.

107:35 Çölü su birikintisine çevirir,
Kuru toprağı pınara.

107:36 Açları yerleştirir oraya;
Oturacak bir kent kursunlar,

107:37 Tarlalar ekip bağlar diksinler,
Bol ürün alsınlar diye.

107:38 RABbin kutsamasıyla,
Çoğaldılar alabildiğine,
Eksiltmedi hayvanlarını.

107:39 Sonra azaldılar, alçaldılar,
Baskı, sıkıntı ve acı yüzünden.

107:40 RAB rezalet saçtı soylular üzerine,
Yolu izi belirsiz bir çölde dolaştırdı onları.

107:41 Ama yoksulu sefaletten kurtardı,
Davar sürüsü gibi çoğalttı ailelerini.

107:42 Doğru insanlar görüp sevinecek,
Kötülerse ağzını kapayacak.

107:43 Aklı olan bunları göz önünde tutsun,
RAB'bin sevgisini dikkate alsın.

108:1 Kararlıyım, ey Tanrı,
Bütün varlığımla sana ezgiler, ilahiler söyleyeceğim!

108:2 Uyan, ey lir, ey çenk,
Seheri ben uyandırayım!

108:3 Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya RAB,
Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.

108:4 Çünkü sevgin göklere erişir,
Sadakatin gökyüzüne ulaşır.

108:5 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı,
Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!

108:6 Kurtar bizi sağ elinle, yardım et,
Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!

108:7 Tanrı şöyle konuştu kutsal yerinde:
‹‹Şekemi sevinçle bölüştürecek,
Sukkot Vadisini ölçeceğim.

108:8 Gilat benimdir, Manaşşe de benim,
Efrayim miğferim,
Yahuda asam.

108:9 Moav yıkanma leğenim,
Edomun üzerine çarığımı fırlatacağım,
Filiste zaferle haykıracağım.›› fırlatılması, bir yerin sahiplenilmesi anlamına geliyordu.

108:10 Kim beni surlu kente götürecek?
Kim bana Edoma kadar yol gösterecek?

108:11 Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi?
Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?

108:12 Yardım et bize düşmana karşı,
Çünkü boştur insan yardımı.

108:13 Tanrı'yla zafer kazanırız,
O çiğner düşmanlarımızı.

109:1 Ey övgüler sunduğum Tanrı,
Sessiz kalma!

109:2 Çünkü kötüler, yalancılar
Bana karşı ağzını açtı,
Karalıyorlar beni.

109:3 Nefret dolu sözlerle beni kuşatıp
Yok yere bana savaş açtılar.

109:4 Sevgime karşılık bana düşman oldular,
Bense dua etmekteyim.

109:5 İyiliğime kötülük,
Sevgime nefretle karşılık verdiler.

109:6 Kötü bir adam koy düşmanın başına,
Sağında onu suçlayan biri dursun!

109:7 Yargılanınca suçlu çıksın,
Duası bile günah sayılsın!

109:8 Ömrü kısa olsun,
Görevini bir başkası üstlensin!

109:9 Çocukları öksüz,
Karısı dul kalsın!

109:10 Çocukları avare gezip dilensin,
Yıkık evlerinden uzakta yiyecek arasın!

109:11 Bütün malları tefecinin ağına düşsün,
Emeğini yabancılar yağmalasın!

109:12 Kimse ona sevgi göstermesin,
Öksüzlerine acıyan olmasın!

109:13 Soyu kurusun,
Bir kuşak sonra adı silinsin!

109:14 Atalarının suçları RABbin önünde anılsın,
Annesinin günahı silinmesin!

109:15 Günahları hep RABbin önünde dursun,
RAB anılarını yok etsin yeryüzünden!

109:16 Çünkü düşmanım sevgi göstermeyi düşünmedi,
Ölesiye baskı yaptı mazluma, yoksula,
Yüreği kırık insana.

109:17 Sevdiği lanet başına gelsin!
Madem kutsamaktan hoşlanmıyor,
Uzak olsun ondan kutsamak!

109:18 Laneti bir giysi gibi giydi,
Su gibi içine, yağ gibi kemiklerine işlesin lanet!

109:19 Bir giysi gibi onu örtünsün,
Bir kuşak gibi hep onu sarsın! düşmanlarının konuşmasıdır.

109:20 Düşmanlarıma, beni kötüleyenlere,
RAB böyle karşılık versin!

109:21 Ama sen, ey Egemen RAB,
Adın uğruna bana ilgi göster;
Kurtar beni, iyiliğin, sevgin uğruna!

109:22 Çünkü düşkün ve yoksulum,
Yüreğim yaralı içimde.

109:23 Batan güneş gibi geçip gidiyorum,
Çekirge gibi silkilip atılıyorum.

109:24 Dizlerim titriyor oruç tutmaktan;
Bir deri bir kemiğe döndüm.

109:25 Düşmanlarıma yüzkarası oldum;
Beni görünce kafalarını sallıyorlar!

109:26 Yardım et bana, ya RAB Tanrım;
Kurtar beni sevgin uğruna!

109:27 Bilsinler bu işte senin elin olduğunu,
Bunu senin yaptığını, ya RAB!

109:28 Varsın lanet etsin onlar, sen kutsa beni,
Bana saldıranlar utanacak,
Ben kulunsa sevineceğim.

109:29 Rezilliğe bürünsün beni suçlayanlar,
Kaftan giyer gibi utançlarıyla örtünsünler!

109:30 RABbe çok şükredeceğim,
Kalabalığın arasında Ona övgüler dizeceğim;

109:31 Çünkü O yoksulun sağında durur,
Onu yargılayanlardan kurtarmak için.

110:1 RAB efendime:
‹‹Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dekfü
Sağımda otur›› diyor. ‹‹Ayaklarına tabure yapıncaya dek››.

110:2 RAB Siyondan uzatacak kudret asanı,
Düşmanlarının ortasında egemenlik sür!

110:3 Savaşacağın gün
Gönüllü gidecek askerlerin.
Seherin bağrından doğan çiy gibi
Kutsal giysiler içinde
Sana gelecek gençlerin.

110:4 RAB ant içti, kararından dönmez:
‹‹Melkisedek düzeni uyarınca
Sonsuza dek kâhinsin sen!›› dedi.

110:5 Rab senin sağındadır,
Kralları ezecek öfkelendiği gün.

110:6 Ulusları yargılayacak, ortalığı cesetler dolduracak,
Dünyanın dört bucağında başları ezecek.

110:7 Yol kenarındaki dereden su içecek;
Bu yüzden başını dik tutacak.

111:1 Övgüler sunun RABbe! Doğru insanların toplantısında,
Topluluk içinde,
Bütün yüreğimle RABbe şükredeceğim.

111:2 RABbin işleri büyüktür,
Onlardan zevk alanlar hep onları düşünür.

111:3 Onun yaptıkları yüce ve görkemlidir,
Doğruluğu sonsuza dek sürer.

111:4 RAB unutulmayacak harikalar yaptı,
O sevecen ve lütfedendir.

111:5 Kendisinden korkanları besler,
Antlaşmasını sonsuza dek anımsar.

111:6 Ulusların topraklarını kendi halkına vermekle
Gösterdi onlara işlerinin gücünü.

111:7 Yaptığı her işte sadık ve adildir,
Bütün koşulları güvenilirdir;

111:8 Sonsuza dek sürer,
Sadakat ve doğrulukla yapılır.

111:9 O halkının kurtuluşunu sağladı,
Antlaşmasını sonsuza dek geçerli kıldı.
Adı kutsal ve müthiştir.

111:10 Bilgeliğin temeli RAB korkusudur,
O'nun kurallarını yerine getiren herkes
Sağduyu sahibi olur.
O'na sonsuza dek övgü sunulur!

112:1 Övgüler sunun RABbe! Ne mutlu RABden korkan insana,
Onun buyruklarından büyük zevk alana!

112:2 Soyu yeryüzünde güç kazanacak,
Doğruların kuşağı kutsanacak.

112:3 Bolluk ve zenginlik eksilmez evinden,
Sonsuza dek sürer doğruluğu.

112:4 Karanlıkta ışık doğar dürüstler için,
Lütfeden, sevecen, doğru insanlar için.

112:5 Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren,
İşlerini adaletle yürüten insana!

112:6 Asla sarsılmaz,
Sonsuza dek anılır doğru insan.

112:7 Kötü haberden korkmaz,
Yüreği sarsılmaz, RABbe güvenir.

112:8 Gözü pektir, korku nedir bilmez,
Sonunda düşmanlarının yenilgisini görür.

112:9 Armağanlar dağıttı, yoksullara verdi;
Doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır,
Gücü ve saygınlığı artar.

112:10 Kötü kişi bunu görünce kudurur,
Dişlerini gıcırdatır, kendi kendini yer, bitirir.
Kötülerin dileği boşa çıkar.

113:1 Övgüler sunun RABbe! Övgüler sunun, ey RABbin kulları,
RABbin adına övgüler sunun!

113:2 Şimdiden sonsuza dek
RABbin adına şükürler olsun!

113:3 Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar
RABbin adına övgüler sunulmalı!

113:4 RAB bütün uluslara egemendir,
Görkemi gökleri aşar.

113:5 Var mı Tanrımız RAB gibi,
Yücelerde oturan,

113:6 Göklerde ve yeryüzünde olanlara
Bakmak için eğilen?

113:7 Düşkünü yerden kaldırır,
Yoksulu çöplükten çıkarır;

113:8 Soylularla,
Halkının soylularıyla birlikte oturtsun diye.

113:9 Kısır kadını evde oturtur,
Çocuk sahibi mutlu bir anne kılar. RAB'be övgüler sunun!

114:1 İsrail Mısırdan çıktığında,
Yakupun soyu yabancı dil konuşan bir halktan ayrıldığında,

114:2 Yahuda Rabbin kutsal yeri oldu,
İsrail de Onun krallığı.

114:3 Deniz olanı görüp geri çekildi,
Şeria Irmağı tersine aktı.

114:4 Dağlar koç gibi,
Tepeler kuzu gibi sıçradı.

114:5 Ey deniz, sana ne oldu da kaçtın?
Ey Şeria, neden tersine aktın?

114:6 Ey dağlar, niçin koç gibi,
Ey tepeler, niçin kuzu gibi sıçradınız?

114:7 Titre, ey yeryüzü,
Kayayı havuza,
Çakmaktaşını pınara çeviren Rab'bin önünde,
Yakup'un Tanrısı'nın huzurunda.

115:1 Bizi değil, ya RAB, bizi değil,
Sevgin ve sadakatin uğruna,
Kendi adını yücelt!

115:2 Niçin uluslar:
‹‹Hani, nerede onların Tanrısı?›› desin.

115:3 Bizim Tanrımız göklerdedir,
Ne isterse yapar.

115:4 Oysa onların putları altın ve gümüşten yapılmış,
İnsan elinin eseridir.

115:5 Ağızları var, konuşmazlar,
Gözleri var, görmezler,

115:6 Kulakları var, duymazlar,
Burunları var, koku almazlar,

115:7 Elleri var, hissetmezler,
Ayakları var, yürümezler,
Boğazlarından ses çıkmaz.

115:8 Onları yapan, onlara güvenen herkes
Onlar gibi olacak!

115:9 Ey İsrail halkı, RABbe güven,
Odur yardımcınız ve kalkanınız!

115:10 Ey Harun soyu, RABbe güven,
Odur yardımcınız ve kalkanınız!

115:11 Ey RABden korkanlar, RABbe güvenin,
Odur yardımcınız ve kalkanınız!

115:12 RAB bizi anımsayıp kutsayacak,
İsrail halkını,
Harun soyunu kutsayacak.

115:13 Küçük, büyük,
Kendisinden korkan herkesi kutsayacak.

115:14 RAB sizi,
Sizi ve çocuklarınızı çoğaltsın!

115:15 Yeri göğü yaratan RAB
Sizleri kutsasın.

115:16 Göklerin öteleri RABbindir,
Ama yeryüzünü insanlara vermiştir.

115:17 Ölüler, sessizlik diyarına inenler,
RABbe övgüler sunmaz;

115:18 Biziz RAB'bi öven,
Şimdiden sonsuza dek. RAB'be övgüler sunun!

116:1 RABbi seviyorum,
Çünkü O feryadımı duyar.

116:2 Bana kulak verdiği için,
Yaşadığım sürece Ona sesleneceğim.

116:3 Ölüm iplerine dolaşmıştım,
Ölüler diyarının kâbusu yakama yapışmıştı,
Sıkıntıya, acıya gömülmüştüm.

116:4 O zaman RABbi adıyla çağırdım,
‹‹Aman, ya RAB, kurtar canımı!›› dedim.

116:5 RAB lütufkâr ve adildir,
Sevecendir Tanrımız.

116:6 RAB saf insanları korur,
Tükendiğim zaman beni kurtardı.

116:7 Ey canım, yine huzura kavuş,
Çünkü RAB sana iyilik etti.

116:8 Sen, ya RAB, canımı ölümden,
Gözlerimi yaştan,
Ayaklarımı sürçmekten kurtardın.

116:9 Yaşayanların diyarında,
RABbin huzurunda yürüyeceğim.

116:10 İman ettim,
‹‹Büyük acı çekiyorum›› dediğim zaman bile. bile›› ya da ‹‹İman ettim, bu nedenle konuştum. Büyük acı çekiyorum›› (bkz. 2Ko.4:13).

116:11 Şaşkınlık içinde,
‹‹Bütün insanlar yalancı›› dedim.

116:12 Ne karşılık verebilirim RABbe,
Bana yaptığı onca iyilik için?

116:13 Kurtuluş sunusu olarak kadeh kaldırıp
RABbi adıyla çağıracağım.

116:14 Bütün halkının önünde,
RABbe adadıklarımı yerine getireceğim.

116:15 RABbin gözünde değerlidir
Sadık kullarının ölümü.

116:16 Ya RAB, ben gerçekten senin kulunum;
Kulun, hizmetçinin oğluyum,
Sen çözdün bağlarımı.

116:17 Ya RAB, seni adınla çağırıp
Şükran kurbanı sunacağım.

116:18 RABbe adadıklarımı yerine getireceğim
Bütün halkının önünde,

116:19 RAB'bin Tapınağı'nın avlularında,
Senin orta yerinde, ey Yeruşalim! RAB'be övgüler sunun!

117:1 Ey bütün uluslar, RABbe övgüler sunun!
Ey bütün halklar, Onu yüceltin!

117:2 Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür,
RAB'bin sadakati sonsuza dek sürer. RAB'be övgüler sunun!

118:1 RABbe şükredin, çünkü O iyidir,
Sevgisi sonsuzdur.

118:2 ‹‹Sonsuzdur sevgisi!›› desin İsrail halkı.

118:3 ‹‹Sonsuzdur sevgisi!›› desin Harunun soyu.

118:4 ‹‹Sonsuzdur sevgisi!›› desin RABden korkanlar.

118:5 Sıkıntı içinde RABbe seslendim;
Yanıtladı, rahata kavuşturdu beni.

118:6 RAB benden yana, korkmam;
İnsan bana ne yapabilir?

118:7 RAB benden yana, benim yardımcım,
Benden nefret edenlerin sonuna zaferle bakacağım.

118:8 RABbe sığınmak
İnsana güvenmekten iyidir.

118:9 RABbe sığınmak
Soylulara güvenmekten iyidir.

118:10 Bütün uluslar beni kuşattı,
RABbin adıyla püskürttüm onları.

118:11 Kuşattılar, sardılar beni,
RABbin adıyla püskürttüm onları.

118:12 Arılar gibi sardılar beni,
Ama diken ateşi gibi sönüverdiler;
RABbin adıyla püskürttüm onları.

118:13 İtilip kakıldım, düşmek üzereydim,
Ama RAB yardım etti bana. metin ‹‹Beni itip kaktın››.

118:14 RAB gücüm ve ezgimdir,
O kurtardı beni.

118:15 Sevinç ve zafer çığlıkları
Çınlıyor doğruların çadırlarında:
‹‹RABbin sağ eli güçlü işler yapar!

118:16 RABbin sağ eli üstündür,
RABbin sağ eli güçlü işler yapar!››

118:17 Ölmeyecek, yaşayacağım,
RABbin yaptıklarını duyuracağım.

118:18 RAB beni şiddetle yola getirdi,
Ama ölüme terk etmedi.

118:19 Açın bana adalet kapılarını,
Girip RABbe şükredeyim.

118:20 İşte budur RABbin kapısı!
Doğrular girebilir oradan.

118:21 Sana şükrederim, çünkü bana yanıt verdin,
Kurtarıcım oldun.

118:22 Yapıcıların reddettiği taş,
Köşenin baş taşı oldu.

118:23 RABbin işidir bu,
Gözümüzde harika bir iş!

118:24 Bugün RABbin yarattığı gündür,
Onun için sevinip coşalım!

118:25 Ne olur, ya RAB, kurtar bizi,
Ne olur, başarılı kıl bizi!

118:26 Kutsansın RABbin adıyla gelen!
Kutsuyoruz sizi RABbin evinden.

118:27 RAB Tanrıdır, aydınlattı bizi.
İplerle bağlayın bayram kurbanını,
İlerleyin sunağın boynuzlarına kadar. dallarla bayramı kutlayın››.

118:28 Tanrım sensin, şükrederim sana,
Tanrım sensin, yüceltirim seni.

118:29 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
Sevgisi sonsuzdur.

119:1 Ne mutlu yolları temiz olanlara,
RABbin yasasına göre yaşayanlara! 119. Mezmur akrostiş biçimde yazılmış bir şiirdir.

119:2 Ne mutlu Onun öğütlerine uyanlara,
Bütün yüreğiyle Ona yönelenlere!

119:3 Hiç haksızlık etmezler,
Onun yolunda yürürler.

119:4 Koyduğun koşullara
Dikkatle uyulmasını buyurdun.

119:5 Keşke kararlı olsam
Senin kurallarına uymakta!

119:6 Hiç utanmayacağım,
Bütün buyruklarını izledikçe.

119:7 Şükredeceğim sana temiz yürekle,
Adil hükümlerini öğrendikçe.

119:8 Kurallarını yerine getireceğim,
Bırakma beni hiçbir zaman!

119:9 Genç insan yolunu nasıl temiz tutar?
Senin sözünü tutmakla.

119:10 Bütün yüreğimle sana yöneliyorum,
İzin verme buyruklarından sapmama!

119:11 Aklımdan çıkarmam sözünü,
Sana karşı günah işlememek için.

119:12 Övgüler olsun sana, ya RAB,
Bana kurallarını öğret.

119:13 Ağzından çıkan bütün hükümleri
Dudaklarımla yineliyorum.

119:14 Sevinç duyuyorum öğütlerini izlerken,
Sanki benim oluyor bütün hazineler.

119:15 Koşullarını derin derin düşünüyorum,
Yollarını izlerken.

119:16 Zevk alıyorum kurallarından,
Sözünü unutmayacağım.

119:17 Ben kuluna iyilik et ki yaşayayım,
Sözüne uyayım.

119:18 Gözlerimi aç,
Yasandaki harikaları göreyim.

119:19 Garibim bu dünyada,
Buyruklarını benden gizleme!

119:20 İçim tükeniyor,
Her an hükümlerini özlemekten.

119:21 Buyruklarından sapan
Lanetli küstahları azarlarsın.

119:22 Uzaklaştır benden küçümsemeleri, hakaretleri,
Çünkü öğütlerini tutuyorum.

119:23 Önderler toplanıp beni kötüleseler bile,
Ben kulun senin kurallarını derin derin düşüneceğim.

119:24 Öğütlerin benim zevkimdir,
Bana akıl verirler.

119:25 Toza toprağa serildim,
Sözün uyarınca yaşam ver bana.

119:26 Yaptıklarımı açıkladım, beni yanıtladın;
Kurallarını öğret bana!

119:27 Koşullarını anlamamı sağla ki,
Harikalarının üzerinde düşüneyim.

119:28 İçim eriyor kederden,
Sözün uyarınca güçlendir beni!

119:29 Yalan yoldan uzaklaştır,
Yasan uyarınca lütfet bana.

119:30 Ben sadakat yolunu seçtim,
Hükümlerini uygun gördüm.

119:31 Öğütlerine dört elle sarıldım, ya RAB,
Utandırma beni!

119:32 İçime huzur verdiğin için
Buyrukların doğrultusunda koşacağım.

119:33 Kurallarını nasıl izleyeceğimi öğret bana, ya RAB,
Öyle ki, onları sonuna kadar izleyeyim.

119:34 Anlamamı sağla, yasana uyayım,
Bütün yüreğimle onu yerine getireyim.

119:35 Buyrukların doğrultusunda yol göster bana,
Çünkü yolundan zevk alırım.

119:36 Yüreğimi haksız kazanca değil,
Kendi öğütlerine yönelt.

119:37 Gözlerimi boş şeylerden çevir,
Beni kendi yolunda yaşat.

119:38 Senden korkulması için
Ben kuluna verdiğin sözü yerine getir.

119:39 Korktuğum hakaretten uzak tut beni,
Çünkü senin ilkelerin iyidir.

119:40 Çok özlüyorum senin koşullarını!
Beni doğruluğunun içinde yaşat!

119:41 Bana sevgini göster, ya RAB,
Sözün uyarınca kurtar beni!

119:42 O zaman beni aşağılayanlara
Gereken yanıtı verebilirim,
Çünkü senin sözüne güvenirim.

119:43 Gerçeğini ağzımdan düşürme,
Çünkü senin hükümlerine umut bağladım.

119:44 Yasana sürekli,
Sonsuza dek uyacağım.

119:45 Özgürce yürüyeceğim,
Çünkü senin koşullarına yöneldim ben.

119:46 Kralların önünde senin öğütlerinden söz edecek,
Utanç duymayacağım.

119:47 Senin buyruklarından zevk alıyor,
Onları seviyorum.

119:48 Saygı ve sevgi duyuyorum buyruklarına,
Derin derin düşünüyorum kurallarını.

119:49 Kuluna verdiğin sözü anımsa,
Bununla umut verdin bana.

119:50 Acı çektiğimde beni avutan budur,
Sözün bana yaşam verir.

119:51 Çok eğlendiler küstahlar benimle,
Yine de yasandan şaşmadım.

119:52 Geçmişte verdiğin hükümleri anımsayınca,
Avundum, ya RAB.

119:53 Çileden çıkıyorum,
Yasanı terk eden kötüler yüzünden.

119:54 Senin kurallarındır ezgilerimin konusu,
Konuk olduğum bu dünyada.

119:55 Gece adını anarım, ya RAB,
Yasana uyarım.

119:56 Tek yaptığım,
Senin koşullarına uymak.

119:57 Benim payıma düşen sensin, ya RAB,
Sözlerini yerine getireceğim, dedim.

119:58 Bütün yüreğimle sana yakardım.
Lütfet bana, sözün uyarınca.

119:59 Tuttuğum yolları düşündüm,
Senin öğütlerine göre adım attım.

119:60 Buyruklarına uymak için
Elimi çabuk tuttum, oyalanmadım.

119:61 Kötülerin ipleri beni sardı,
Yasanı unutmadım.

119:62 Doğru hükümlerin için
Gece yarısı kalkıp sana şükrederim.

119:63 Dostuyum bütün senden korkanların,
Koşullarına uyanların.

119:64 Yeryüzü sevginle dolu, ya RAB,
Kurallarını öğret bana!

119:65 Ya RAB, iyilik ettin kuluna,
Sözünü tuttun.

119:66 Bana sağduyu ve bilgi ver,
Çünkü inanıyorum buyruklarına.

119:67 Acı çekmeden önce yoldan sapardım,
Ama şimdi sözüne uyuyorum.

119:68 Sen iyisin, iyilik edersin;
Bana kurallarını öğret.

119:69 Küstahlar yalanlarla beni lekeledi,
Ama ben bütün yüreğimle senin koşullarına uyarım.

119:70 Onların yüreği yağ bağladı,
Bense zevk alırım yasandan.

119:71 İyi oldu acı çekmem;
Çünkü kurallarını öğreniyorum.

119:72 Ağzından çıkan yasa benim için
Binlerce altın ve gümüşten daha değerlidir.

119:73 Senin ellerin beni yarattı, biçimlendirdi.
Anlamamı sağla ki buyruklarını öğreneyim.

119:74 Senden korkanlar beni görünce sevinsin,
Çünkü senin sözüne umut bağladım.

119:75 Biliyorum, ya RAB, hükümlerin adildir;
Bana acı çektirirken bile sadıksın.

119:76 Ben kuluna verdiğin söz uyarınca,
Sevgin beni avutsun.

119:77 Sevecenlik göster bana, yaşayayım,
Çünkü yasandan zevk alıyorum.

119:78 Utansın küstahlar beni yalan yere suçladıkları için.
Bense senin koşullarını düşünüyorum.

119:79 Bana dönsün senden korkanlar,
Öğütlerini bilenler.

119:80 Yüreğim kusursuz uysun kurallarına,
Öyle ki, utanç duymayayım.

119:81 İçim tükeniyor senin kurtarışını özlerken,
Senin sözüne umut bağladım ben.

119:82 Gözümün feri sönüyor söz verdiklerini beklemekten,
‹‹Ne zaman avutacaksın beni?›› diye soruyorum.

119:83 Dumandan kararmış tuluma döndüm,
Yine de unutmuyorum kurallarını.

119:84 Daha ne kadar bekleyecek kulun?
Ne zaman yargılayacaksın bana zulmedenleri?

119:85 Çukur kazdılar benim için
Yasana uymayan küstahlar.

119:86 Bütün buyrukların güvenilirdir;
Haksız yere zulmediyorlar, yardım et bana!

119:87 Nerdeyse sileceklerdi beni yeryüzünden,
Ama ben senin koşullarından ayrılmadım.

119:88 Koru canımı sevgin uyarınca,
Tutayım ağzından çıkan öğütleri.

119:89 Ya RAB, sözün
Göklerde sonsuza dek duruyor.

119:90 Sadakatin kuşaklar boyu sürüyor,
Kurduğun yeryüzü sapasağlam duruyor.

119:91 Bugün hükümlerin uyarınca ayakta duran her şey
Sana kulluk ediyor.

119:92 Eğer yasan zevk kaynağım olmasaydı,
Çektiğim acılardan yok olurdum.

119:93 Koşullarını asla unutmayacağım,
Çünkü onlarla bana yaşam verdin.

119:94 Kurtar beni, çünkü seninim,
Senin koşullarına yöneldim.

119:95 Kötüler beni yok etmeyi beklerken,
Ben senin öğütlerini inceliyorum.

119:96 Kusursuz olan her şeyin bir sonu olduğunu gördüm,
Ama senin buyruğun sınır tanımaz.

119:97 Ne kadar severim yasanı!
Bütün gün düşünürüm onun üzerinde.

119:98 Buyrukların beni düşmanlarımdan bilge kılar,
Çünkü her zaman aklımdadır onlar.

119:99 Bütün öğretmenlerimden daha akıllıyım,
Çünkü öğütlerin üzerinde düşünüyorum.

119:100 Yaşlılardan daha bilgeyim,
Çünkü senin koşullarına uyuyorum.

119:101 Sakınırım her kötü yoldan,
Senin sözünü tutmak için.

119:102 Ayrılmam hükümlerinden,
Çünkü bana sen öğrettin.

119:103 Ne tatlı geliyor verdiğin sözler damağıma,
Baldan tatlı geliyor ağzıma!

119:104 Senin koşullarına uymakla bilgelik kazanıyorum,
Bu yüzden nefret ediyorum her yanlış yoldan.

119:105 Sözün adımlarım için çıra,
Yolum için ışıktır.

119:106 Adil hükümlerini izleyeceğime ant içtim,
Andımı tutacağım.

119:107 Çok sıkıntı çektim, ya RAB;
Koru hayatımı sözün uyarınca.

119:108 Ağzımdan çıkan içten övgüleri
Kabul et, ya RAB,
Bana hükümlerini öğret.

119:109 Hayatım her an tehlikede,
Yine de unutmam yasanı.

119:110 Kötüler tuzak kurdu bana,
Yine de sapmadım senin koşullarından.

119:111 Öğütlerin sonsuza dek mirasımdır,
Yüreğimin sevincidir onlar.

119:112 Kararlıyım
Sonuna kadar senin kurallarına uymaya.

119:113 Döneklerden tiksinir,
Senin yasanı severim.

119:114 Sığınağım ve kalkanım sensin,
Senin sözüne umut bağlarım.

119:115 Ey kötüler, benden uzak durun,
Tanrımın buyruklarını yerine getireyim.

119:116 Sözün uyarınca destek ol bana, yaşam bulayım;
Umudumu boşa çıkarma!

119:117 Sıkı tut beni, kurtulayım,
Her zaman kurallarını dikkate alayım.

119:118 Kurallarından sapan herkesi reddedersin,
Çünkü onların hileleri boştur.

119:119 Dünyadaki kötüleri cüruf gibi atarsın,
Bu yüzden severim senin öğütlerini.

119:120 Bedenim ürperiyor dehşetinden,
Korkuyorum hükümlerinden.

119:121 Adil ve doğru olanı yaptım,
Gaddarların eline bırakma beni!

119:122 Güven altına al kulunun mutluluğunu,
Baskı yapmasın bana küstahlar.

119:123 Gözümün feri sönüyor,
Beni kurtarmanı,
Adil sözünü yerine getirmeni beklemekten.

119:124 Kuluna sevgin uyarınca davran,
Bana kurallarını öğret.

119:125 Ben senin kulunum, bana akıl ver ki,
Öğütlerini anlayabileyim.

119:126 Ya RAB, harekete geçmenin zamanıdır,
Yasanı çiğniyorlar.

119:127 Bu yüzden senin buyruklarını,
Altından, saf altından daha çok seviyorum;

119:128 Koyduğun koşulların hepsini doğru buluyorum,
Her yanlış yoldan tiksiniyorum.

119:129 Harika öğütlerin var,
Bu yüzden onlara candan uyuyorum.

119:130 Sözlerinin açıklanışı aydınlık saçar,
Saf insanlara akıl verir.

119:131 Ağzım açık, soluk soluğayım,
Çünkü buyruklarını özlüyorum.

119:132 Bana lütufla bak,
Adını sevenlere her zaman yaptığın gibi.

119:133 Adımlarımı pekiştir verdiğin söz uyarınca,
Hiçbir suç bana egemen olmasın.

119:134 Kurtar beni insan baskısından,
Koşullarına uyabileyim.

119:135 Yüzün aydınlık saçsın kulunun üzerine,
Kurallarını öğret bana.

119:136 Oluk oluk yaş akıyor gözlerimden,
Çünkü uymuyorlar yasana.

119:137 Sen adilsin, ya RAB,
Hükümlerin doğrudur.

119:138 Buyurduğun öğütler doğru
Ve tam güvenilirdir.

119:139 Gayretim beni tüketti,
Çünkü düşmanlarım unuttu senin sözlerini.

119:140 Sözün çok güvenilirdir,
Kulun onu sever.

119:141 Önemsiz ve horlanan biriyim ben,
Ama koşullarını unutmuyorum.

119:142 Adaletin sonsuza dek doğrudur,
Yasan gerçektir.

119:143 Sıkıntıya, darlığa düştüm,
Ama buyrukların benim zevkimdir.

119:144 Öğütlerin sonsuza dek doğrudur;
Bana akıl ver ki, yaşayayım.

119:145 Bütün yüreğimle haykırıyorum,
Yanıtla beni, ya RAB!
Senin kurallarına uyacağım.

119:146 Sana sesleniyorum,
Kurtar beni,
Öğütlerine uyayım.

119:147 Gün doğmadan kalkıp yardım dilerim,
Senin sözüne umut bağladım.

119:148 Verdiğin söz üzerinde düşüneyim diye,
Gece boyunca uyku girmiyor gözüme.

119:149 Sevgin uyarınca sesime kulak ver,
Hükümlerin uyarınca, ya RAB, yaşam ver bana!

119:150 Yaklaşıyor kötülük ardınca koşanlar,
Yasandan uzaklaşıyorlar.

119:151 Oysa sen yakınsın, ya RAB,
Bütün buyrukların gerçektir.

119:152 Çoktan beri anladım
Öğütlerini sonsuza dek verdiğini.

119:153 Çektiğim sıkıntıyı gör, kurtar beni,
Çünkü yasanı unutmadım.

119:154 Davamı savun, özgür kıl beni,
Sözün uyarınca koru canımı.

119:155 Kurtuluş kötülerden uzaktır,
Çünkü senin kurallarına yönelmiyorlar.

119:156 Çok sevecensin, ya RAB,
Hükümlerin uyarınca koru canımı.

119:157 Bana zulmedenler, düşmanlarım çok,
Yine de sapmadım senin öğütlerinden.

119:158 Tiksinerek bakıyorum hainlere,
Çünkü uymuyorlar senin sözüne.

119:159 Bak, ne kadar seviyorum koşullarını,
Sevgin uyarınca, ya RAB, koru canımı.

119:160 Sözlerinin temeli gerçektir,
Doğru hükümlerinin tümü sonsuza dek sürecektir.

119:161 Yok yere zulmediyor bana önderler,
Oysa yüreğim senin sözünle titrer.

119:162 Ganimet bulan biri gibi
Verdiğin sözlerde sevinç bulurum.

119:163 Tiksinir, iğrenirim yalandan,
Ama senin yasanı severim.

119:164 Doğru hükümlerin için
Seni günde yedi kez överim.

119:165 Yasanı sevenler büyük esenlik bulur,
Hiçbir şey sendeletmez onları.

119:166 Ya RAB, kurtarışına umut bağlar,
Buyruklarını yerine getiririm.

119:167 Öğütlerine candan uyar,
Onları çok severim.

119:168 Öğütlerini, koşullarını uygularım,
Çünkü bütün davranışlarımı görürsün sen.

119:169 Feryadım sana erişsin, ya RAB,
Sözün uyarınca akıl ver bana!

119:170 Yalvarışım sana ulaşsın;
Verdiğin söz uyarınca kurtar beni!

119:171 Dudaklarımdan övgüler aksın,
Çünkü bana kurallarını öğretiyorsun.

119:172 Dilimde sözün ezgilere dönüşsün,
Çünkü bütün buyrukların doğrudur.

119:173 Elin bana yardıma hazır olsun,
Çünkü senin koşullarını seçtim ben.

119:174 Kurtarışını özlüyorum, ya RAB,
Yasan zevk kaynağımdır.

119:175 Beni yaşat ki, sana övgüler sunayım,
Hükümlerin bana yardımcı olsun.

119:176 Kaybolmuş koyun gibi avare dolaşıyordum;
Kulunu ara,
Çünkü buyruklarını unutmadım ben.

120:1 Sıkıntıya düşünce RABbe seslendim;
Yanıtladı beni.

120:2 Ya RAB, kurtar canımı yalancı dudaklardan,
Aldatıcı dillerden! için Yeruşalime çıkarken söylenen ezgi.

120:3 Ey aldatıcı dil,
RAB ne verecek sana,
Daha ne verecek?

120:4 Yiğidin sivri oklarıyla
Retem çalısından alevli korlar!

120:5 Vay bana, Meşekte garip kaldım sanki,
Kedar çadırları arasında oturdum.

120:6 Fazla kaldım
Barıştan nefret edenler arasında.

120:7 Ben barış yanlısıyım,
Ama söze başladığımda,
Onlar savaşa kalkıyor!

121:1 Gözlerimi dağlara kaldırıyorum,
Nereden yardım gelecek?

121:2 Yeri göğü yaratan
RABden gelecek yardım.

121:3 O ayaklarının kaymasına izin vermez,
Seni koruyan uyuklamaz.

121:4 İsrailin koruyucusu ne uyur ne uyuklar.

121:5 Senin koruyucun RABdir,
O sağ yanında sana gölgedir.

121:6 Gündüz güneş,
Gece ay sana zarar vermez.

121:7 RAB her kötülükten seni korur,
Esirger canını.

121:8 Şimdiden sonsuza dek
RAB koruyacak gidişini, gelişini.

122:1 Bana: ‹‹RABbin evine gidelim›› dendikçe
Sevinirim.

122:2 Ayaklarımız senin kapılarında,
Ey Yeruşalim!

122:3 Bitişik nizamda kurulmuş bir kenttir
Yeruşalim!

122:4 Oymaklar çıkar oraya, RABbin oymakları,
İsraile verilen öğüt uyarınca,
RABbin adına şükretmek için.

122:5 Çünkü orada yargı tahtları,
Davut soyunun tahtları kurulmuştur.

122:6 Esenlik dileyin Yeruşalime:
‹‹Huzur bulsun seni sevenler!

122:7 Surlarına esenlik,
Saraylarına huzur egemen olsun!››

122:8 Kardeşlerim, dostlarım için,
‹‹Esenlik olsun sana!›› derim.

122:9 Tanrımız RAB'bin evi için
İyilik dilerim sana.

123:1 Gözlerimi sana kaldırıyorum,
Ey göklerde taht kuran!

123:2 Nasıl kulların gözleri efendilerinin,
Hizmetçinin gözleri hanımının eline bakarsa,
Bizim gözlerimiz de RAB Tanrımıza öyle bakar,
O bize acıyıncaya dek.

123:3 Acı bize, ya RAB, acı;
Gördüğümüz hakaret yeter de artar.

123:4 Rahat yaşayanların alayları,
Küstahların hakareti
Canımıza yetti.

124:1 RAB bizden yana olmasaydı,
Desin şimdi İsrail:

124:2 RAB bizden yana olmasaydı,
İnsanlar bize saldırdığında,

124:3 Diri diri yutarlardı bizi,
Öfkeleri bize karşı alevlenince.

124:4 Sular silip süpürürdü bizleri,
Seller geçerdi üzerimizden.

124:5 Kabaran sular
Aşardı başımızdan.

124:6 Övgüler olsun
Bizi onların ağzına yem etmeyen RABbe!

124:7 Bir kuş gibi
Kurtuldu canımız avcının tuzağından,
Kırıldı tuzak, kurtulduk.

124:8 Yeri göğü yaratan
RAB'bin adı yardımcımızdır.

125:1 RABbe güvenenler Siyon Dağına benzer,
Sarsılmaz, sonsuza dek durur.

125:2 Dağlar Yeruşalimi nasıl kuşatmışsa,
RAB de halkını öyle kuşatmıştır,
Şimdiden sonsuza dek.

125:3 Kalmayacak kötülerin asası,
Doğruların payına düşen toprakta,
Yoksa doğrular haksızlığa el uzatabilir.

125:4 İyilik et, ya RAB,
İyilere, yüreği temiz olanlara.

125:5 Ama kendi halkından eğri yollara sapanları,
RAB kötü uluslarla birlikte kovacak. İsrail'e esenlik olsun!

126:1 RAB sürgünleri Siyona geri getirince,
Rüya gibi geldi bize. Siyonu eski gönencine kavuşturunca››.

126:2 Ağzımız gülüşlerle,
Dilimiz sevinç çığlıklarıyla doldu.
‹‹RAB onlar için büyük işler yaptı››
Diye konuşuldu uluslar arasında.

126:3 RAB bizim için büyük işler yaptı,
Sevinç doldu içimiz.

126:4 Ya RAB, eski gönencimize kavuştur bizi,
Negevde suya kavuşan vadiler gibi.

126:5 Gözyaşları içinde ekenler,
Sevinç çığlıklarıyla biçecek;

126:6 Ağlayarak tohum çuvalını taşıyıp dolaşan,
Sevinç çığlıkları atarak demetlerle dönecek.

127:1 Evi RAB yapmazsa,
Yapıcılar boşuna didinir.
Kenti RAB korumazsa,
Bekçi boşuna bekler.

127:2 Boşuna erken kalkıp
Geç yatıyorsunuz.
Ey zahmetle kazanılan ekmeği yiyenler,
RAB sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar.

127:3 Çocuklar RABbin verdiği bir armağandır,
Rahmin ürünü bir ödüldür.

127:4 Yiğidin elinde nasılsa oklar,
Öyledir gençlikte doğan çocuklar.

127:5 Ne mutlu ok kılıfı onlarla dolu insana!
Kent kapısında hasımlarıyla tartışırken
Utanç duymayacaklar. kapısında yapılırdı.

128:1 Ne mutlu RABden korkana,
Onun yolunda yürüyene!

128:2 Emeğinin ürününü yiyeceksin,
Mutlu ve başarılı olacaksın.

128:3 Eşin evinde verimli bir asma gibi olacak;
Çocukların zeytin filizleri gibi sofranın çevresinde.

128:4 İşte RABden korkan kişi
Böyle kutsanacak.

128:5 RAB seni Siyondan kutsasın!
Yeruşalimin gönencini göresin,
Bütün yaşamın boyunca!

128:6 Çocuklarının çocuklarını göresin! İsrail'e esenlik olsun!

129:1 Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar;
Şimdi söylesin İsrail:

129:2 ‹‹Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar,
Ama yenemediler beni.

129:3 Çiftçiler saban sürdüler sırtımda,
Upuzun iz bıraktılar.››

129:4 Ama RAB adildir,
Kesti kötülerin bağlarını.

129:5 Siyondan nefret eden herkes
Utanç içinde geri çekilsin.

129:6 Damlardaki ota,
Büyümeden kuruyan ota dönsünler.

129:7 Orakçı avucunu,
Demetçi kucağını dolduramaz onunla.

129:8 Yoldan geçenler de,
‹‹RAB sizi kutsasın,
RAB'bin adıyla sizi kutsarız›› demezler.

130:1 Derinliklerden sana sesleniyorum, ya RAB,

130:2 Sesimi işit, ya Rab,
Yalvarışıma iyi kulak ver!

130:3 Ya RAB, sen suçların hesabını tutsan,
Kim ayakta kalabilir, ya Rab?

130:4 Ama sen bağışlayıcısın,
Öyle ki senden korkulsun.

130:5 RABbi gözlüyorum,
Canım RABbi gözlüyor,
Umut bağlıyorum Onun sözüne.

130:6 Sabahı gözleyenlerden,
Evet, sabahı gözleyenlerden daha çok,
Canım Rabbi gözlüyor.

130:7 Ey İsrail, RABbe umut bağla!
Çünkü RABde sevgi,
Tam kurtuluş vardır.

130:8 İsrail'i bütün suçlarından
Fidyeyle O kurtaracaktır.

131:1 Ya RAB, yüreğimde gurur yok,
Gözüm yükseklerde değil.
Büyük işlerle,
Kendimi aşan harika işlerle uğraşmıyorum.

131:2 Tersine, ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi,
Kendimi yatıştırıp huzur buldum,
Sütten kesilmiş çocuğa döndüm.

131:3 Ey İsrail, RAB'be umut bağla
Şimdiden sonsuza dek!

132:1 Ya RAB, Davutun hatırı için,
Çektiği bütün zorlukları,
Sana nasıl ant içtiğini,
Yakupun güçlü Tanrısına adak adadığını anımsa:

132:3 ‹‹Evime gitmeyeceğim,
Yatağıma uzanmayacağım,

132:4 Gözlerime uyku girmeyecek,
Göz kapaklarım kapanmayacak,

132:5 RABbe bir yer,
Yakupun güçlü Tanrısına bir konut buluncaya dek.››

132:6 Antlaşma Sandığının Efratada olduğunu duyduk,
Onu Yaar kırlarında bulduk.

132:7 ‹‹RABbin konutuna gidelim,
Ayağının taburesi önünde tapınalım›› dedik.

132:8 Çık, ya RAB, yaşayacağın yere,
Gücünü simgeleyen sandıkla birlikte.

132:9 Kâhinlerin doğruluğu kuşansın,
Sadık kulların sevinç çığlıkları atsın.

132:10 Kulun Davutun hatırı için,
Meshettiğin krala yüz çevirme.

132:11 RAB Davuta kesin ant içti,
Andından dönmez:
‹‹Senin soyundan birini tahtına oturtacağım.

132:12 Eğer oğulların antlaşmama,
Vereceğim öğütlere uyarlarsa,
Onların oğulları da sonsuza dek
Senin tahtına oturacak.››

132:13 Çünkü RAB Siyonu seçti,
Onu konut edinmek istedi.

132:14 ‹‹Sonsuza dek yaşayacağım yer budur›› dedi,
‹‹Burada oturacağım, çünkü bunu kendim istedim.

132:15 Çok bereketli kılacağım erzağını,
Yiyecekle doyuracağım yoksullarını.

132:16 Kurtuluşla donatacağım kâhinlerini;
Hep sevinç ezgileri söyleyecek sadık kulları.

132:17 Burada Davut soyundan güçlü bir kral çıkaracağım,
Meshettiğim kralın soyunu
Işık olarak sürdüreceğim.

132:18 Düşmanlarını utanca bürüyeceğim,
Ama onun başındaki taç parıldayacak.››

133:1 Ne iyi, ne güzeldir,
Birlik içinde kardeşçe yaşamak!

133:2 Başa sürülen değerli yağ gibi,
Sakaldan, Harunun sakalından
Kaftanının yakasına dek inen yağ gibi.

133:3 Hermon Dağı'na yağan çiy
Siyon dağlarına yağıyor sanki.
Çünkü RAB orada bereketi,
Sonsuz yaşamı buyurdu.

134:1 Ey sizler, RABbin bütün kulları,
RABbin Tapınağında gece hizmet edenler,
Ona övgüler sunun!

134:2 Ellerinizi kutsal yere doğru kaldırıp
RABbe övgüler sunun!

134:3 Yeri göğü yaratan
RAB kutsasın sizi Siyon'dan.

135:1 RABbe övgüler sunun!
RABbin adına övgüler sunun,
Ey RABbin kulları!
Ey sizler, RABbin Tapınağında,
Tanrımızın Tapınağının avlularında hizmet edenler,
Övgüler sunun!

135:3 RABbe övgüler sunun,
Çünkü RAB iyidir.
Adını ilahilerle övün,
Çünkü hoştur bu.

135:4 RAB kendine Yakup soyunu,
Öz halkı olarak İsraili seçti.

135:5 Biliyorum, RAB büyüktür,
Rabbimiz bütün ilahlardan üstündür.

135:6 RAB ne isterse yapar,
Göklerde, yeryüzünde,
Denizlerde, bütün derinliklerde.

135:7 Yeryüzünün dört bucağından bulutlar yükseltir,
Yağmur için şimşek çaktırır,
Ambarlarından rüzgar estirir.

135:8 İnsanlardan hayvanlara dek
Mısırda ilk doğanları öldürdü.

135:9 Ey Mısır, senin orta yerinde,
Firavunla bütün görevlilerine
Belirtiler, şaşılası işler gösterdi.

135:10 Birçok ulusu bozguna uğrattı,
Güçlü kralları öldürdü:

135:11 Amorlu kral Sihonu,
Başan Kralı Ogu,
Bütün Kenan krallarını.

135:12 Topraklarını mülk,
Evet, mülk olarak halkı İsraile verdi.

135:13 Ya RAB, adın sonsuza dek sürecek,
Bütün kuşaklar seni anacak.

135:14 RAB halkını haklı çıkarır,
Kullarına acır.

135:15 Ulusların putları altın ve gümüşten yapılmış,
İnsan elinin eseridir.

135:16 Ağızları var, konuşmazlar,
Gözleri var, görmezler,

135:17 Kulakları var, duymazlar,
Soluk alıp vermezler.

135:18 Onları yapan, onlara güvenen herkes
Onlar gibi olacak!

135:19 Ey İsrail halkı, RABbe övgüler sun!
Ey Harun soyu, RABbe övgüler sun!

135:20 Ey Levi soyu, RABbe övgüler sun!
RABbe övgüler sunun, ey RABden korkanlar!

135:21 Yeruşalim'de oturan RAB'be
Siyon'dan övgüler sunulsun! RAB'be övgüler sunun!

136:1 Şükredin RABbe, çünkü O iyidir,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:2 Şükredin tanrılar Tanrısına,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:3 Şükredin rabler Rabbine,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:4 Büyük harikalar yapan tek varlığa,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:5 Gökleri bilgece yaratana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:6 Yeri sular üzerine yayana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:7 Büyük ışıklar yaratana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:8 Gündüze egemen olsun diye güneşi,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:9 Geceye egemen olsun diye ayı ve yıldızları yaratana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:10 Mısırda ilk doğanları öldürene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:11 Güçlü eli, kudretli koluyla
--iSevgisi sonsuzdur;
İsraili Mısırdan çıkarana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:13 Kızıldenizi ikiye bölene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:14 İsraili ortasından geçirene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:15 Firavunla ordusunu Kızıldenize dökene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:16 Kendi halkını çölde yürütene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:17 Büyük kralları vurana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:18 Güçlü kralları öldürene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:19 Amorlu kral Sihonu,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:20 Başan Kralı Ogu öldürene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:21 Topraklarını mülk olarak,
--iSevgisi sonsuzdur;
Kulu İsraile mülk verene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:23 Düşkün günlerimizde bizi anımsayana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:24 Düşmanlarımızdan bizi kurtarana,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:25 Bütün canlılara yiyecek verene,
--iSevgisi sonsuzdur;

136:26 Şükredin Göklerin Tanrısı'na,
--iSevgisi sonsuzdur.

137:1 Babil ırmakları kıyısında oturup
Siyonu andıkça ağladık;

137:2 Çevredeki kavaklara
Lirlerimizi astık.

137:3 Çünkü orada bizi tutsak edenler bizden ezgiler,
Bize zulmedenler bizden şenlik istiyor,
‹‹Siyon ezgilerinden birini okuyun bize!›› diyorlardı.

137:4 Nasıl okuyabiliriz RABbin ezgisini
El toprağında?

137:5 Ey Yeruşalim, seni unutursam,
Sağ elim kurusun.

137:6 Seni anmaz,
Yeruşalimi en büyük sevincimden üstün tutmazsam,
Dilim damağıma yapışsın!

137:7 Yeruşalimin düştüğü gün,
‹‹Yıkın onu, yıkın temellerine kadar!››
Diyen Edomluların tavrını anımsa, ya RAB.

137:8 Ey sen, yıkılası Babil kızı,
Bize yaptıklarını
Sana ödetecek olana ne mutlu!

137:9 Ne mutlu senin yavrularını tutup
Kayalarda parçalayacak insana!

138:1 Bütün yüreğimle sana şükrederim, ya RAB,
İlahlar önünde seni ilahilerle överim.

138:2 Kutsal tapınağına doğru eğilir,
Adına şükrederim,
Sevgin, sadakatin için.
Çünkü adını ve sözünü her şeyden üstün tuttun.

138:3 Seslendiğim gün bana yanıt verdin,
İçime güç koydun, beni yüreklendirdin.

138:4 Şükretsin sana, ya RAB, yeryüzü krallarının tümü,
Çünkü ağzından çıkan sözleri işittiler.

138:5 Yaptığın işleri ezgilerle övsünler, ya RAB,
Çünkü çok yücesin.

138:6 RAB yüksekse de,
Alçakgönüllüleri gözetir,
Küstahları uzaktan tanır.

138:7 Sıkıntıya düşersem, canımı korur,
Düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın,
Sağ elin beni kurtarır.

138:8 Ya RAB, her şeyi yaparsın benim için.
Sevgin sonsuzdur, ya RAB,
Elinin eserini bırakma!

139:1 Ya RAB, sınayıp tanıdın beni.

139:2 Oturup kalkışımı bilirsin,
Niyetimi uzaktan anlarsın.

139:3 Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin,
Bütün yaptıklarımdan haberin var.

139:4 Daha sözü ağzıma almadan,
Söyleyeceğim her şeyi bilirsin, ya RAB.

139:5 Beni çepeçevre kuşattın,
Elini üzerime koydun.

139:6 Kaldıramam böylesi bir bilgiyi,
Başa çıkamam, erişemem.

139:7 Nereye gidebilirim senin Ruhundan,
Nereye kaçabilirim huzurundan?

139:8 Göklere çıksam, oradasın,
Ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın.

139:9 Seherin kanatlarını alıp uçsam,
Denizin ötesine konsam,

139:10 Orada bile elin yol gösterir bana,
Sağ elin tutar beni.

139:11 Desem ki, ‹‹Karanlık beni kaplasın,
Çevremdeki aydınlık geceye dönsün.››

139:12 Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için,
Gece, gündüz gibi ışıldar,
Karanlıkla aydınlık birdir senin için.

139:13 İç varlığımı sen yarattın,
Annemin rahminde beni sen ördün.

139:14 Sana övgüler sunarım,
Çünkü müthiş ve harika yaratılmışım.
Ne harika işlerin var!
Bunu çok iyi bilirim.

139:15 Gizli yerde yaratıldığımda,
Yerin derinliklerinde örüldüğümde,
Bedenim senden gizli değildi.

139:16 Henüz döl yatağındayken gözlerin gördü beni;
Bana ayrılan günlerin hiçbiri gelmeden,
Hepsi senin kitabına yazılmıştı.

139:17 Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı,
Sayıları ne çok!

139:18 Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam.
Uyanıyorum, hâlâ seninleyim.

139:19 Ey Tanrı, keşke kötüleri öldürsen!
Ey eli kanlı insanlar, uzaklaşın benden!

139:20 Çünkü senin için kötü konuşuyorlar,
Adını kötüye kullanıyor düşmanların.

139:21 Ya RAB, nasıl tiksinmem senden tiksinenlerden?
Nasıl iğrenmem sana başkaldıranlardan?

139:22 Onlardan tümüyle nefret ediyor,
Onları düşman sayıyorum.

139:23 Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi,
Sına beni, öğren kaygılarımı.

139:24 Bak, seni gücendiren bir yönüm var mı,
Öncülük et bana sonsuz yaşam yolunda!

140:1 Ya RAB, kurtar beni kötü insandan,
Koru beni zorbadan.

140:2 Onlar yüreklerinde kötülük tasarlar,
Savaşı sürekli körükler,

140:3 Yılan gibi dillerini bilerler,
Engerek zehiri var dudaklarının altında. --iSela

140:4 Ya RAB, sakın beni kötünün elinden,
Koru beni zorbadan;
Bana çelme takmayı tasarlıyorlar.

140:5 Küstahlar benim için tuzak kurdu,
Haydutlar ağ gerdi;
Yol kenarına kapan koydular benim için. --iSela

140:6 Sana diyorum, ya RAB: ‹‹Tanrım sensin.››
Yalvarışıma kulak ver, ya RAB.

140:7 Ey Egemen RAB, güçlü kurtarıcım,
Savaş gününde başımı korudun.

140:8 Kötülerin dileklerini yerine getirme, ya RAB,
Tasarılarını ileri götürme!
Yoksa gurura kapılırlar. --iSela

140:9 Beni kuşatanların başını,
Dudaklarından dökülen fesat kaplasın.

140:10 Kızgın korlar yağsın üzerlerine!
Ateşe, dipsiz çukurlara atılsınlar,
Bir daha kalkamasınlar.

140:11 İftiracılara ülkede hayat kalmasın,
Felaket zorbaları amansızca avlasın.

140:12 Biliyorum, RAB mazlumun davasını savunur,
Yoksulları haklı çıkarır.

140:13 Kuşkusuz doğrular senin adına şükredecek,
Dürüstler senin huzurunda oturacak.

141:1 Seni çağırıyorum, ya RAB, yardımıma koş!
Sana yakarınca sesime kulak ver!

141:2 Duam önünde yükselen buhur gibi,
El açışım akşam sunusu gibi kabul görsün!

141:3 Ya RAB, ağzıma bekçi koy,
Dudaklarımın kapısını koru!

141:4 Yüreğim kötülüğe eğilim göstermesin,
Suç işleyenlerin fesadına bulaşmayayım;
Onların nefis yemeklerini tatmayayım.

141:5 Doğru insan bana vursa, iyilik sayılır,
Azarlasa, başa sürülen yağ gibidir,
Başım reddetmez onu.
Çünkü duam hep kötülere karşıdır.

141:6 Önderleri kayalardan aşağı atılınca,
Dinleyecekler tatlı sözlerimi.

141:7 Sabanla sürülüp yarılmış toprak gibi,
Saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına.

141:8 Ancak gözlerim sende, ey Egemen RAB,
Sana sığınıyorum, beni savunmasız bırakma!

141:9 Koru beni kurdukları tuzaktan,
Suç işleyenlerin kapanlarından.

141:10 Ben güvenlik içinde geçip giderken,
Kendi ağlarına düşsün kötüler.

142:1 Yüksek sesle yakarıyorum RABbe,
Yüksek sesle RABbe yalvarıyorum.

142:2 Önüne döküyorum yakınmalarımı,
Önünde anlatıyorum sıkıntılarımı.

142:3 Bunalıma düştüğümde,
Gideceğim yolu sen bilirsin.
Tuzak kurdular yürüdüğüm yola.

142:4 Sağıma bak da gör,
Kimse saymıyor beni,
Sığınacak yerim kalmadı,
Kimse aramıyor beni.

142:5 Sana haykırıyorum, ya RAB:
‹‹Sığınağım,
Yaşadığımız bu dünyada nasibim sensin›› diyorum.

142:6 Haykırışıma kulak ver,
Çünkü çok çaresizim;
Kurtar beni ardıma düşenlerden,
Çünkü benden güçlüler.

142:7 Çıkar beni zindandan,
Adına şükredeyim.
O zaman doğrular çevremi saracak,
Bana iyilik ettiğin için.

143:1 Duamı işit, ya RAB,
Yalvarışlarıma kulak ver!
Sadakatinle, doğruluğunla yanıtla beni!

143:2 Kulunla yargıya girme,
Çünkü hiçbir canlı senin karşında aklanmaz.

143:3 Düşman beni kovalıyor,
Ezip yere seriyor.
Çoktan ölmüş olanlar gibi,
Beni karanlıklarda oturtuyor.

143:4 Bu yüzden bunalıma düştüm,
Yüreğim perişan.

143:5 Geçmiş günleri anıyor,
Bütün yaptıklarını derin derin düşünüyor,
Ellerinin işine bakıp dalıyorum.

143:6 Ellerimi sana açıyorum,
Canım kurak toprak gibi sana susamış. --iSela

143:7 Çabuk yanıtla beni, ya RAB,
Tükeniyorum.
Çevirme benden yüzünü,
Yoksa ölüm çukuruna inen ölülere dönerim.

143:8 Sabahları duyur bana sevgini,
Çünkü sana güveniyorum;
Bana gideceğim yolu bildir,
Çünkü duam sanadır.

143:9 Düşmanlarımdan kurtar beni, ya RAB;
Sana sığınıyorum.

143:10 Bana istemini yapmayı öğret,
Çünkü Tanrımsın benim.
Senin iyi Ruhun
Düz yolda bana öncülük etsin!

143:11 Ya RAB, adın uğruna yaşam ver bana,
Doğruluğunla kurtar beni sıkıntıdan.

143:12 Sevginden ötürü,
Öldür düşmanlarımı,
Yok et bütün hasımlarımı,
Çünkü senin kulunum ben.

144:1 Ellerime vuruşmayı,
Parmaklarıma savaşmayı öğreten
Kayam RABbe övgüler olsun!

144:2 Odur benim vefalı dostum, kalem,
Kurtarıcım, kulem,
Kalkanım, Ona sığınırım;
Odur halkları bana boyun eğdiren!

144:3 Ya RAB, insan ne ki, onu gözetesin,
İnsan soyu ne ki, onu düşünesin?

144:4 İnsan bir soluğu andırır,
Günleri geçici bir gölge gibidir.

144:5 Ya RAB, gökleri yar, aşağıya in,
Dokun dağlara, tütsünler.

144:6 Şimşek çaktır, dağıt düşmanı,
Savur oklarını, şaşkına çevir onları.

144:7 Yukarıdan elini uzat, kurtar beni;
Çıkar derin sulardan,
Al eloğlunun elinden.

144:8 Onların ağzı yalan saçar,
Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.

144:9 Ey Tanrı, sana yeni bir ezgi söyleyeyim,
Seni on telli çenkle, ilahilerle öveyim.

144:10 Sensin kralları zafere ulaştıran,
Kulun Davutu kötülük kılıcından kurtaran.

144:11 Kurtar beni, özgür kıl
Eloğlunun elinden.
Onların ağzı yalan saçar,
Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.

144:12 O zaman gençliğinde
Sağlıklı yetişen fidan gibi olacak oğullarımız,
Sarayın oymalı sütunları gibi olacak kızlarımız.

144:13 Her türlü ürünle dolup taşacak ambarlarımız;
Binlerce, on binlerce yavrulayacak
Çayırlarda davarlarımız.

144:14 Semiz olacak sığırlarımız;
Surlarımıza gedik açılmayacak,
İnsanlarımız sürgün edilmeyecek,
Meydanlarımızda feryat duyulmayacak!

144:15 Ne mutlu bunlara sahip olan halka!
Ne mutlu Tanrısı RAB olan halka!

145:1 Ey Tanrım, ey Kral, seni yücelteceğim,
Adını sonsuza dek öveceğim.

145:2 Seni her gün övecek,
Adını sonsuza dek yücelteceğim.

145:3 RAB büyüktür, yalnız O övgüye yaraşıktır,
Akıl ermez büyüklüğüne.

145:4 Yaptıkların kuşaktan kuşağa şükranla anılacak,
Güçlü işlerin duyurulacak.

145:5 Düşüneceğim harika işlerini,
İnsanlar büyüklüğünü, yüce görkemini konuşacak.

145:6 Yaptığın müthiş işlerin gücünden söz edecekler,
Ben de senin büyüklüğünü duyuracağım.

145:7 Eşsiz iyiliğinin anılarını kutlayacak,
Sevinç ezgileriyle övecekler doğruluğunu.

145:8 RAB lütufkâr ve sevecendir,
Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.

145:9 RAB herkese iyi davranır,
Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.

145:10 Bütün yapıtların sana şükreder, ya RAB,
Sadık kulların sana övgüler sunar.

145:11 Krallığının yüceliğini anlatır,
Kudretini konuşur;

145:12 Herkes senin gücünü,
Krallığının yüce görkemini bilsin diye.

145:13 Senin krallığın ebedi krallıktır,
Egemenliğin kuşaklar boyunca sürer. RAB verdiği bütün sözleri tutar,
Her davranışı sadıktır.

145:14 RAB her düşene destek olur,
İki büklüm olanları doğrultur.

145:15 Herkesin umudu sende,
Onlara yiyeceklerini zamanında veren sensin.

145:16 Elini açar,
Bütün canlıları doyurursun dilediklerince.

145:17 RAB bütün davranışlarında adil,
Yaptığı bütün işlerde sevecendir.

145:18 RAB kendisine yakaran,
İçtenlikle yakaran herkese yakındır.

145:19 Dileğini yerine getirir kendisinden korkanların,
Feryatlarını işitir, onları kurtarır.

145:20 RAB korur kendisini seven herkesi,
Yok eder kötülerin hepsini.

145:21 RAB'be övgüler sunsun ağzım!
Bütün canlılar O'nun kutsal adına,
Sonsuza dek övgüler dizsin.

146:1 RABbe övgüler sunun!
Ey gönlüm, RABbe övgüler sun.

146:2 Yaşadıkça RABbe övgüler sunacak,
Var oldukça Tanrıma ilahiler söyleyeceğim.

146:3 Önderlere,
Sizi kurtaramayacak insanlara güvenmeyin.

146:4 O son soluğunu verince toprağa döner,
O gün tasarıları da biter.

146:5 Ne mutlu yardımcısı Yakupun Tanrısı olan insana,
Umudu Tanrısı RABde olana!

146:6 Yeri göğü,
Denizi ve içindeki her şeyi yaratan,
Sonsuza dek sadık kalan,

146:7 Ezilenlerin hakkını alan,
Açlara yiyecek sağlayan Odur. RAB tutsakları özgür kılar,

146:8 Körlerin gözünü açar,
İki büklüm olanları doğrultur,
Doğruları sever.

146:9 RAB garipleri korur,
Öksüze, dul kadına yardım eder,
Kötülerin yolunuysa saptırır.

146:10 RAB Tanrın sonsuza dek, ey Siyon,
Kuşaklar boyunca egemenlik sürecek. RAB'be övgüler sunun!

147:1 RABbe övgüler sunun!
Ne güzel, ne hoş Tanrımızı ilahilerle övmek!
Ona övgü yaraşır.

147:2 RAB yeniden kuruyor Yeruşalimi,
Bir araya topluyor İsrailin sürgünlerini.

147:3 O kırık kalplileri iyileştirir,
Yaralarını sarar.

147:4 Yıldızların sayısını belirler,
Her birini adıyla çağırır.

147:5 Rabbimiz büyük ve çok güçlüdür,
Sınırsızdır anlayışı.

147:6 RAB mazlumlara yardım eder,
Kötüleri yere çalar.

147:7 RABbe şükran ezgileri okuyun,
Tanrımızı lirle, ilahilerle övün.

147:8 Odur gökleri bulutlarla kaplayan,
Yeryüzüne yağmur sağlayan,
Dağlarda ot bitiren.

147:9 O yiyecek sağlar hayvanlara,
Bağrışan kuzgun yavrularına.

147:10 Ne atın gücünden zevk alır,
Ne de insanın yiğitliğinden hoşlanır.

147:11 RAB kendisinden korkanlardan,
Sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır.

147:12 RABbi yücelt, ey Yeruşalim!
Tanrına övgüler sun, ey Siyon!

147:13 Çünkü senin kapılarının kol demirlerine güç katar,
İçindeki halkı kutsar.

147:14 Sınırlarını esenlik içinde tutar,
Seni en iyi buğdayla doyurur.

147:15 Yeryüzüne buyruğunu gönderir,
Sözü çarçabuk yayılır.

147:16 Yapağı gibi kar yağdırır,
Kırağıyı kül gibi saçar.

147:17 Aşağıya iri iri dolu savurur,
Kim dayanabilir soğuğuna?

147:18 Buyruk verir, eritir buzları,
Rüzgarını estirir, sular akmaya başlar.

147:19 Sözünü Yakup soyuna,
Kurallarını, ilkelerini İsraile bildirir.

147:20 Başka hiçbir ulus için yapmadı bunu,
Onlar O'nun ilkelerini bilmezler. RAB'be övgüler sunun!

148:1 RABbe övgüler sunun!
Göklerden RABbe övgüler sunun,
Yücelerde Ona övgüler sunun!

148:2 Ey bütün melekleri, Ona övgüler sunun,
Övgüler sunun Ona, ey bütün göksel orduları!

148:3 Ey güneş, ay, Ona övgüler sunun,
Övgüler sunun Ona, ey ışıldayan bütün yıldızlar!

148:4 Ey göklerin gökleri
Ve göklerin üstündeki sular,
Ona övgüler sunun!

148:5 RABbin adına övgüler sunsunlar,
Çünkü O buyruk verince, var oldular;

148:6 Bozulmayacak bir kural koyarak,
Onları sonsuza dek yerlerine oturttu.

148:7 Yeryüzünden RABbe övgüler sunun,
Ey deniz canavarları, bütün enginler,

148:8 Şimşek, dolu, kar, bulutlar,
Onun buyruğuna uyan fırtınalar,

148:9 Dağlar, bütün tepeler,
Meyve ağaçları, sedir ağaçları,

148:10 Yabanıl ve evcil hayvanlar,
Sürüngenler, uçan kuşlar,

148:11 Yeryüzünün kralları, bütün halklar,
Önderler, yeryüzünün bütün yöneticileri,

148:12 Delikanlılar, genç kızlar,
Yaşlılar, çocuklar!

148:13 RABbin adına övgüler sunsunlar,
Çünkü yalnız Onun adı yücedir.
Onun yüceliği yerin göğün üstündedir.

148:14 RAB kendi halkını güçlü kıldı,
Bütün sadık kullarına,
Kendisine yakın olan halka,
İsrailliler'e ün kazandırdı. RAB'be övgüler sunun!

149:1 RABbe övgüler sunun!
RABbe yeni bir ezgi söyleyin,
Sadık kullarının toplantısında
Onu ezgilerle övün!

149:2 İsrail Yaratıcısında sevinç bulsun,
Siyon halkı Krallarıyla coşsun!

149:3 Dans ederek övgüler sunsunlar Onun adına,
Tef ve lir çalarak Onu ilahilerle övsünler!

149:4 Çünkü RAB halkından hoşlanır,
Alçakgönüllüleri zafer tacıyla süsler.

149:5 Bu onurla mutlu olsun sadık kulları,
Sevinç ezgileri okusunlar yataklarında!

149:6 Ağızlarında Tanrıya yüce övgüler,
Ellerinde iki ağızlı kılıçla

149:7 Uluslardan öç alsınlar,
Halkları cezalandırsınlar,

149:8 Krallarını zincire,
Soylularını prangaya vursunlar!

149:9 Yazılan kararı onlara uygulasınlar!
Bütün sadık kulları için onurdur bu. RAB'be övgüler sunun!

150:1 RABbe övgüler sunun! Kutsal yerde Tanrıya övgüler sunun!
Gücünü gösteren göklerde övgüler sunun Ona!

150:2 Övgüler sunun Ona güçlü işleri için!
Övgüler sunun Ona eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde!

150:3 Boru çalarak Ona övgüler sunun!
Çenkle ve lirle Ona övgüler sunun!

150:4 Tef ve dansla Ona övgüler sunun!
Saz ve neyle Ona övgüler sunun!

150:5 Zillerle Ona övgüler sunun!
Çınlayan zillerle Ona övgüler sunun!

150:6 Bütün canlı varlıklar RAB'be övgüler sunsun! RAB'be övgüler sunun!


Next: Proverbs